Bölüm 8 _ Olamaz Dimi?

1.3K 81 7
                                    

Selammm. Yorumlar çok hoşuma gitti. Bir kişi atmış olmasına rağmen... Hadi ama. Saçmalasanızda yorum atın..... Umarım kapağı beğenmişsinizdir ama yenisinde çalışıyorum. Artık wolf yazısından anlamışsınızdır neler olacağını ^_^ iyi okumalar...

Hayır! Hayır! Annemi ne kadar sevmese mde buna katlanamam!

Gözlerimden yaşlar boşandı. Sanki harşey beni üzmek için tasarlanmıştı. Başımı öne eğdim. Eminim ki tüm meraklı gözler üzerimdeydi. Özellikle o 12linin...

" Okulumuzda dans kursu açılıcak. Gitmek ister misin?"

" Belki sonra..."

Deyip var gücümle ormana koştum. Derinlere en derinlere. Bir ağaca yaslandım. Ağladım ve ağladım. En sonunda yorgunluğuma yenik düşüp uyuya kalmışım.

Yüzüme düşen birkaç damla su ile uyandım. Harika! Hava kararıyordu, yolumu bilmiyordum ve fırtına başlıyordu!

Bir an önce şelalenin oraya gitmeliydim. Rüzgardan yavaş yavaş yürüyordum. Sanki Sehun benimmoraya gitmemem için elindenmgeleni yapıyordu.

" Ne saçmalıyorum ben?!"

Benim herbir adımımla fırtına şiddetleniyordu. Şimşek çaktı. Sanki Chen ortaya çıkıp beni korkutmuştu. Ah lanet olsun! Hayalde mi görmeye başladım?

Bir açıklığa gelmiştim ama etrafımda gövdeleri ço...ok kalın ağaçlar vardrı. Biri düşse ölürdüm ki tamda öyle oluyordu. Bir an şelaleyi görüyor gibi oldum ama kendimi ölmeye terk ettim.

Son bir çığlıkla içimdekileri temizledim. Bir uluma sesi geldi. Ne güzel. Ölünce kurtlar tarafından yenilicektim.

E hadi ama bir ağacın düşmesi o kadar uzun sürmez!

Çok gürültülü bir ses ile gözlerimi açmak zorunda kaldım. Ne! Ağaç bir adım önüme düşmüş!

Lanet olsun neden ölemiyorum?

Ağacın arkasından garip sesler duydum. Hemen gittim. Ağaç bir kurdun ön patisine devrilmiş. Hırçın kurt beni görünce birden sakinleşti. Bana burda ne işin var? der gibi bir bakış fırlattı. Nasıl oldu bilmiyorum ama ben ağacı ittirmeye çalışırken Yağmur yağmaya başladı. Samki her damlasında Suho'nun yüzü vardı. Ağacı itmek kolay oldu. Kayganlaşmıştı nede olsa

Kurdun yaralarını güzelce temizledim bana. zorluk çıkartmamıştı. Fotoğraf çekerken poz bile vermişti. Çok güzel ... Yakışıklı bir kurttu. Peşimden ayrılmıyordu. Beni bir yere. götürmeye çalışırken şelaleyi förüp o tarafa koştum. O topallayarak geldi. Şelalenin uçurumunda güneşin batışını izledik.

Güneş battığında bembeyaz kürkü kızıl, kahverengine dönüşmeye başladı. Biraz hırladı. Beni çekiştirerek biryere götürmeye çalışıyordu. Karşı çıkınca suya düştüm ve aşağı düşmeye hazırlanıyordum. Birden bir çift kol beni sudan çıkardı. Etrafıma baktım. Kimse yoktu. Sadece o kurt vardı. Gözleri bana birini hatırlatıyordu ama olamazdı dimi?

O kurt olamazdı...

Kurt beni bir evin kapısına kadar getirdi ve sonra topallayarak kaçtı. Zile bastım. Kurdun beni beklediğini hissedebiliyordum. Kapıyı D.O. açtı.

" O! Burada ne işin var?"

Arkamdaki kurda baktı.

" Hadi gir içeri."

Beni bir odaya götürdüler. 12 burdaydı. bidk. 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11... 12. neredeydi?

Tuvalettedir diye düşündüm. Masaya oturdum. Herkes bir şeylerle ilgileniyordu. Xiumin bana battaniye getirdikten sonra bir içecek getirdi. O kadar soğuktu ki tutamadım.

" Ben içemiycem."

Çok tuhaftılar. Battaniyeme sarılırken birden Baekhyun'ın sesiyle irkildim.

" Hırlamak!"

Karşıda Kai'nin fotoğraflarına odaklandım. Chanyeol'un sesi beni düşüncelerimden kaldırdı.

" O'na karşı tuhaf duygular beslememelisin."

Anlamadım der gibi baktığımdan eminim. Baekhyun yanıma geldi.

" Chanyeol'un demek istediği... O'ndan hoşlanmamalısın. O..."

Ellerini pençe gibi yapmışken gözü Kris'e kaydı. Parmağını dudağına götürerek Sussana! Öğrenmemeli!

Bakışı attı.

" Kurt! Bütün erkekler kurttur. Haır!"

Sondaki hırlaması herşeyi ısıran yavru bir köpek hırlamasına benzemişti. Islaktım ama burda durmayada niyetim yoktu.

" Siz çocuklar... Gerçekten çok tuhafsınız!"

Kapıya doğru hızla yol almışken Kai gelmişti ve çarpıştık. Bu sefer kaçmadım. Sarıldım. Hiç bırakmak istemez gibi sımsıkı. O hiçbir tepki vermedi. Islaktım ama kuruduğumu hissediyordum. 22 gözün üstümüzde olduğuna adım gibi eminim. Başım omzuna gelmesine rağmen kalp atışlarını duymuyor, hissetmiyordum. Sımsıcak bedeni birden buz gibi oldu.

" Dinle. Duyabiliyor musun? Benim kalbim atmıyor."

(History...)

Sanki zihnimi okumuştu. Kafamı kaldırdım. Direk gözlerinin içine baktım. Söyleyeceğim kelimelerden hiç bu kadar emin olmamıştım.

" Evet. Bir Ölününkiyle AYNI..."

♡Kalbimdeki Yabancı ♥Exo Fanfic| TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin