Boşverdim her şeyi

8.2K 411 96
                                    

Merdivenleri çıkıp odanın kapısına vardığımızda kolumu çekip ondan kurtulmaya çalıştım.Korkuyordum onun yaptıklarından.Her davranışı, sözü bana acı veriyordu.

"Lütfen bırak kolumu..."dediğimde bir an yüzüme baksa da umursamayıp kapıyı açtı.Peşinden sürüklenircesine içeri girdiğimde kolumdan iterek yere fırlattı.Dizlerim ani düşüşümden dolayı acısa da göz ardı edip düştüğüm yerde doğrulup yüzüne baktım.Kaşları birbirine değecek kadar çatılmış çenesi sinirden seğiriyordu kahve gözleri ise siyaha çalıyordu artık.Onun yüzü ürkmeme neden olurken bakışlarımı kaçırıp yerdeki halının püskülüyle oynamaya başladım.Hiç olmazsa yüzüne bakıp bu kadar gerilmezdim.

"Bana bak!"dediğinde yüzüne bakmayıp halının püskülüyle oynamaya devam ettim.

"Bana bak dedim sana!"durduğu duvar köşesinden ani bir çeviklikle yanıma gelip eliyle çenemden tutarak yüzüne bakmamı sağladı.Nefret ediyordum ondan da, babamdan da hatta hiçbir şeyden haberi olmayan iki erkek kardeşimden de.

"Benim sözümü ikiletme anladın mı?"dediğinde hiçbir cevap vermeden yüzüne baktım.Sinirden delirmiş gibiydi sanki.Çenemi daha fazla sıktığında hafif başımı sallamakla yetindim.

"Şimdi asıl meseleye dönelim küçük değil mi...O çok sevdiğin aşığın nerede şimdi biliyor musun?"dedi yüzünde şeytani bir gülüş peydah olurken her sözüyle canımı acıtmak, beni yaralamak istiyordu sanki.

"Sen bunu nereden biliyorsun?"yüzüne şaşkınlıkla bakakalırken bunu kimin söylemiş olabileceğini düşünüyordum.Nereden öğrenmişti ki bunu?Sorduğum soruyu duymamazlıktan gelip konuşmaya devam etti.

"Hiç tanımadığım biriyle öylece evlenip koynuma alacak değilim."dediğinde kalbime vuran ağırlıkla bir an nefesim kesilse de başımı kaldırıp gözlerimi üzerine dikip inadına korkusuzca bakmaya çalıştım.Ne kadar başarabildiysem...Ama çenemi tutan ellerinin kasılması ve çenemi daha da sıkmasıyla yanlış yaptığımı anlamıştım.

"Bırak"dedim güçsüzce ama çenemi tutan elinden dolayı garip bir sesten öteye geçememişti.

"Bana karşı gelmeyi bırak.O aşığını görmek istiyor musun?"
Dediğinde başımı ne diyeceğimi bilemeyerek yere eğdim.Nasıl derdim ki iki arada bir derede kalmıştım.
"Evet"dedim tereddütle.Halinden haber almaya ihtiyacım vardı.Nasıl olduğunu bilmek acımı belki de bir nebze dindirirdi.Ruhumu kaybetmişim de sanki yaşayacak hiçbir nedenim kalmamış gibi hissediyordum ama öyle değildi gün doğuyordu doğduğu gibi de batıyordu.Sonra kış geliyordu. Soğuyordu insan iliğine kadar, yaz gelince ise ısınıyordu insanın içi ab-ı revan dertleri bir nebze unutuyordu,uyutuyordu içindeki acıyı.

Adını yeni öğrendiğim KADİR ağa benden uzaklaşıp arkasındaki abajura tekme atıp kırdığında ellerini saçlarına daldırıp çekerek sinirden sıkılan yumruğunu duvara geçirdi.Canı yandığına dair yüzünde tek bir mimik bile seçilmezken duvarda yumruğun sertliğinden kan izleri kalmıştı.Bu yaptığına karşılık iyice yatağın üzerine sinerken önümde diz çöküp telefonunu çıkardı.Telefondan haber sitesini açıp önüme bıraktığında dolan gözlerimle telefonu elime alıp yüklenen videoyu izlemeye başladım.
Geçtiğimiz aya kadar ünlü iş adamının kızıyla görüntülenen ve hakkında evlilik iddiaları çıkan Emir can dün akşam süpriz bir düğünle dünyaevine girdi.....
Telefon elimden çekilip alınırken yüreğimde hissettiğim sızıyla başbaşa kalmıştım.'Ömür boyu seni seveceğim'  demişti, 'ömürlüğümsün' demişti.Seni seviyorum,sensiz yapamam demişti...
Ama öyle değildi ömür boyu bir yana dursun bir ay sonra başka biriyle evleniyordu.Ömürlüğüm lafı kelebeğin kanatlarına takılı kalmıştı.Bir günlük ömür biçilmişti ömürlük(!) denilen sevdaya da.Sensiz yapamam diyenler ise üç gün sonra başka kollara koşmuştu.O zaman bunca sevda sözleri yalan değil miydi?Birbirini seven insanlar ise uçurumun iki kıyısındaki yalancılar...

Şerivan #wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin