● 5. Bölüm

44 13 2
                                    

Elçin'den

Telefonum çalmaya başladığında tabiki şaşırmadım. Arayan yine Egemen'di. Olanları annesi anlatmış ona hiçbir şey hatırlamadığından. Hatırlamaması benimde işime gelmişti.
Telefonu açtım.

"Efendim Egemen gene ne oldu?"

Artık af dilemesinden sıkılmıştım.

"Şey diyecektim. Sormuştun ya dün gece ne olduda bu kadar dağıldın diye."

Gerçekten merak ediyordum onu bu denli üzen şeyi. Eğer onu üzen Eda'ysa bunu Eda'ya soracaktım.

"Evet Egemen seni dinliyorum anlatabilirsin bana her şeyi."

"Aslında ben tekrar dağılmadan yüz yüze olanları anlatsam daha iyi olur."

"Sen nasıl istersen. Nerede buluşalım? Kaçta buluşalım? Hazırlanmaya başlıyayım mı hemen?"

Onun yüzünü görecek olmam, bana olanları anlatacak olması beni heyecanlandırdı. Saçma ve ardı ardına sorular sormama sebep olmuştu.
Kıkırdadığını duydum. İnsan mutlu olduğunda kıkırdar ama onunki kalpleri yaralayacak cinsten bir kıkırdamaydı. Ona kim ne yaptıysa yemin ederim onu Egemen'in üzüldüğünden daha fazla üzeceğim.

"Sakin ol Elçin. Birazdan sizin evin orda olurum. Sende o zamana kadar hazırlan."

#########

Egemen'den

Elçin'e dün gece ile ilgili bir şey hatırlamadığımı olanları annemde öğrendiğimi söyledim. Böylesi daha iyiyidi belki. Zaten hatırlamadığımı söylediğimde sesindeki rahatlama duyulur cinstendi.

Bunu dışa vurmak istemiyordum çünkü o beni en yakın arkadaşımla aldatmıştı.

Gamze'yi şimdi çok iyi anlıyordum. O başından beri herşeyi biliyordu. Bense hep onu suçladım içten içe. Erkin için benimle takıldığını Erkin'le ayrılınca beni bıraktığını sandım.

Nasıl olur da onun arkadaşlığından şüphe duyardım ?

Hemde onca yıldan sonra.

Elçin'le konuştuktan sonra onunla konuşmalıydım. 

Telefonu hemen cebimden çıkartıp Gamze'nin numarasını çevirdim ve açmasını bekledim.

Kısa bir çalıştan sonra telefon açıldı.

" Egemen? " Sesi şaşkın geliyordu. İstemsizce gülümsedim. Gamze'yle takıldığım zamanları özlediğimi farkettim.

" Selam Gamze. "

"Selam"

" Seninle biraz konuşmak istiyorum, 17:00 gibi buluşalım mı ?  Tabi senin içinde uygunsa. "

"O - olur tabi "

" Tamam o zaman Flowers kafede buşalım ."

" Pekala"

" Görüşürüz "  dedim ve telefonu kapattım .

Zaten Elçin'lerin evinin önüne yaklaşmıştım. 

Söylediğim gibi evinin önüne gelince aradım Elçin'i. Çok geçmeden gelince şaşırdım çünkü Eda olsa en az yarım saat beni burada bekletirdi. Ama onun Eda gibi olmadığını bilmem gerekirdi.

"Nasılsın Egemen? Çok beklettim mi?"

Onun bana olan ilgisi beni hoşnut ediyordu ama karşılık vermeye hiç mecalim yoktu.

"İyiyim Elçin."

"Nereye gidiyoruz?"

Cevap vermedim. Yol boyunca suskunluğumu korudum. Oda zaten aramızdaki sesizliği bozma niyetinde değildi.

Onu götüreceğim yer tepede kurulmuş bir kafeydi. Manzarası harikaydı ve huzur bulmaya birebirdi.

Arabadan indiğimizde de hiç konuşmadan beni onu yönlendirdiğim masaya geçtik.
Artık sesizlik rahatlatıcı olmaktan çıkmış sinir bozucu olmuştu. Ama hala susuyordum. Susyordum çünkü nereden başlayacağımı bilmiyordum.

"Egemen benimle susmak için mi buluştun?" dedi sonrasında fısıldayarak.
"Eğer öyleyse seninle susmak bile güzel."

Sanırım benim duymadığımı sanmıştı. Ben dün gece yaptıklarımla her şeyi batırmıştım. Belkide benimde ona karşı boş olmadığımı sanıyordu artık.  Daha ben ne hissettiğimi bilmeden ona ne söylecektim şimdi.

"Egemen seni çok uzun zamandır tanımıyorum ama bu kadar uzun süre konuşmadan normalde durmayacağını bilecek kadar tanıyorum. Seni üzen ne bana anlat lütfen."

"Ben gördüm."

"Neyi gördün?"

Sesinden, mimiklerinden anlaşılıyordu olanlara anlam yükleyemediği.
Nasıl anlatacaktım ben sevdiğimin pisliğini sevenime.

"Eda ile Erkin onlar..."

Sesiz kaldı ve karşımdaki oturaktan yanımdakine geldi.

"Tam sus Egemen anlatma. Biliyorum ben her şeyi ama hala nasıl devam ettirdiler buna anlam veremiyorum."

Nasıl ya Elçin biliyor muydu? Biliyorsa neden bana söylemedi? Neden ona güvenmeme, onu sevmeme izin vermişti?

"Nasıl ya ne demek biliyordum? Madem biliyordun neden ona güvenmeme enayi yerine konmama izin verdin? Eğleniyor muydun o halimle yoksa?"

Söylediklerim beynime uğramadan dudaklarımda canlanıyordu.

"Egemen sakin ol! Bağırmayı kes ve daha fazla saçmalama. Ne demek eğleniyor muydun? Ben seni mutlu görmeye sevdigimden Eda'ya baktığında gözlerinde oluşanları gördüğümden ve Gamze'ye olan saygımdan bir şey söylemedim sana anlıyor musun?"

Diye bağırıp beni kendime getirmeyo başarmıştı.

"Gamze o o yüzden mi Egemen'le bitirmiş."

"Evet."

Sesi fazla kırgındı ama söylediğim gibi düşünmeden döküldü dudaklarımdan sözcükler.

"Özür dilerim. Amacım seni suçlamak değil. Ben ne yapacağım artık kestiremiyorum."

Dedim ama daha fazla konuşamadım aynı zamanda gözümden düşen damlaya hakim olamadım. Onun görmemesi için çevirdim yüzümü.
Hiç beklemediğim bir anda çenemi tuttu. Yüzümü kendine çevirdi.

"Sakın Egemen sakın onun yaptıklarına sen utanma. Utanması gereken o pislik. Ve dilediğin gibi ağla ama ben şıllığı geberteceğim."

Sinirlenmişti ve beni düşünüyordu. Benim kadar kırılmış, üzgün görünüyordu. Tam tersi olması gerekmez miydi sevdiği adam artik kimseyi sevmiyordu. Ona fırsattı.

###########

"Gamze ben üzgünüm. Ben senin hakkında neler düşündüm ama seni suçlamak kolay olandı. Ben kardeşim dediğim adama leke süremedim. Sandım ki sen.. Ahh Gamze gerçekten çok özür dilerim."

"Egemen ben sana söyleyecektim kardeşim ama sen çok mutluydun. Ben belki bir seferliktir artık bitmiştir diye sana söyleyemedim sende beni affet."

Elçin'den

Ben Egemen'in üzülmesi fikriyle bile delirecek gibi olurken kaç yıllık sevgilisi ona nasıl bunları layık görmüştü Egemen ona verdiği değeri eğer bana verseydi....

TUTULMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin