SIRA-6

42 2 4
                                    

(Medya- Tolga KARAVARİS)

****

Gördüğüm görüntüyle gözlerimden bir çeşme misali akmaya başladı gözyaşlarım.

"Emre..."

Fısıltıyla söylediğim bu isimden sonra Emre ve Yeliz bana döndü. Bunu bana nasıl yapabilmişti.

Benim en büyük düşmanımla bunu nasıl yapmıştı.

Yeliz'in suratına baktığımda yüzünde sinsi bir gülümseme vardı. Bu yaptığının beni yıktığını biliyordu çünkü.

"Ada..." dedi Emre aynı benim gibi fısıldıyarak. Emre'nin dudaklarına kırmızı ruj bulaşmıştı.

"Allah seni kahretsin Emre."

Arkamı döndüm ve koşmaya başladım. Arkamdan bağırıyordu ama dönüp bakmadım bile.

Bu yaptığı beni parçalara bölmüştü. Yeliz'in benim düşmanım olduğunu, onu sevmediğimi en iyi bilen kişi Emre'ydi.

Kaç kere onun gözü önünde kavga ettik biz Yeliz'le. Kaç kere dayak yedi benden Emre'nin gözü önünde.

Artık bitmişti her şey. Ben istesem de,Emre de istese artık hiçbir şey eskisi gibi olamazdı,olmazdı.

Eve kadar koştum. Durmadım. Dinlenmedim.

Koştum!
Koştum!
Koştum!

Hiç durmadım. Ciğerlerini yavaş yavaş sinyal veriyordu. Eve vardığımda kilidi açıp koşarak odama çıktım.

Odamın kapısını kilitleyip duvarın dibine çöktüm ve hıçkırıklar arasında ağlamaya başladım.

Bağırdım kendi kendime. Odamda ne varsa yerle bir ettim. Kitaplarım, aşyalarım, elbiselerim, hepsi yerdeydi.

Ders masasının üstünde duran çerçevelerin kırılan parçaları elimin içini ve dışını kesmişti.

Ama şu anda bu tabikide umrumda değildi. Sol elimden damla damla kan akıyordu.

"NASIL..!"

Birden bire bağırmak geldi içimden. Haykırdım adeta. Odada telefon zil sesim yankılanmaya başladı.

Çantamın yanına gittim. Elimden hâlâ damla damla kan akıyordu. Telefonumu elime aldım ve arıyan kişiye baktım.

"Canına yandığım arıyor...."

Emre arıyordu işte. Birde yüzsüz gibi hiç ama hiç utanmadan arayabiliyordu.

Aramayı cevapladım ama hiç konuşmayacaktım.

"Ada... yemin ederim hiçbir şey göründüğü gibi değil."

Daha ne olabilirdi ki. Yalan söylüyordu.

Klasik yalan: hiçbir şey göründüğü gibi değil.

"Ada nolur konuş benimle. Bağır,çağır ama sessiz kalma nolur."

O sırada ağzımdan bir hıçkırık kaçtı ve telefonu hemen kapattım.
Hala aklım almıyordu.

Nasıl yapabilmişti bunu bana.

O sırada telefonum tekrar çaldı. Telefona bakarken sinirim geçtiği için kanayan elimin acısını şimdi çok daha derinden hissediyordum. Hala damla damla kan akmaya devam ediyordu.

"İkiz arıyor...."

Betül arıyordu kesin kafeye gittiler ve beni bulamadılar o yüzden de endişelendiler.

SIRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin