"Sen ne dedin Tyler? Böyle bir şeyi nasıl söylersin?" Josh bana bağırdı. Utançla ayaklarıma baktım.
"Üzgünüm." diye mırıldanırken sesim titredi. Bu onu daha çok üzdü.
"Neyse Tyler, ben gidiyorum."
Hızlıca telefonunu ve anahtarı aldı. "Bekle!"
Arkasından beklemesi için yalvardım. Ama faydası yoktu. O çoktan gitmişti.
Gözlerimi açıp yatakta oturduğumda hızlı nefes alıp vermekten göğsüm acıyordu. Nefesimi düzene sokmaya çalışırken kapım açıldı ve Josh içeri adımladı. Işığı açtığında aniden gelen parlaklık yüzünden gözlerimi kıstım.
Eliyle gözlerini ovarken sordu. "İyi misin?"
Tepki veremedim. Yani o bir rüyaydı... Çok gerçek hissettirmişti.
"Sadece kötü bir rüyaydı." diyerek cevaplamayı başardım. Sesimi bulmakta zorlanmıştım.
"Bekle diye bağırıyordun."
Yutkundum.
"Rüyanda ben var mıydım?"
Yüzüne bakmadan, kafamı sallayarak onayladım. Yeniden iç çekti. "Saat 2:00, biraz daha uyu."
Yanda duran saatime baktığımda 2:16 olduğunu gördüm. Onu bu saatte uyandırdığım için utanmıştım.
Işığı söndürüp kapıdan çıkarken "İyi geceler Ty." diye mırıldandı. Uykulu sesinin ne kadar tapılası olduğunu düşünmeden edemedim.
Arkama yaslanıp rahatlamaya çalıştım. Gözlerimi kapamaya korkuyordum. Bu yüzden açık kalmalarını istedim.
Kapım yeniden gıcırdadığında elinde yastığıyla yanıma gelen Josh görüş alanıma girdi. Gülümsediğinde ona yer açtım. Yanıma uzandı.
"Teşekkürler." diye mırıldandım.
"Ashley'e söyleme." diye şaka yaptı. Komik olduğunu düşünmedim. Ona sırtımı döndüm.
Tabii ya. Ashley.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blood // joshler
FanfictionGitme diyordu. Elimden bir şey gelmezdi. Gözlerimi kapattım. Ondan gittim. Bu ilk gidişim değildi. O ilk sandı.