*Piknik*

396 36 4
                                    

Medya- Gökberk

Barış'ın söylediği kelimeler kulağıma bir uğultu eşliğinde gelirken donmuş bir şekilde gözlerine bakıyordum. Kahverenginin en güzel tonu olan gözleri pırıl pırıl ışıltıyla bakıyordu. Resmen benden hoşlandığını söylemişti. Öyle söylemişti ki içimdeki kelebek hunharca sevinçle tepinirken bende kahkahalarla gülme isteğimi bastırmıştım. İlgi duyduğum ama bunu ona yansıtmadığım o çocuk şuan resmen benden hoşlanıyordu.

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

Ceyda: Ve sana senden hoşlandığını söyledi😱 Allah'ım sonunda dualarım kabul oluyor. Ay çıldırıyorum yahuuu şsşflflflisşfl😂😂

Ben Ceyda'nın HELCEB adlı whatsapp grubumuzdaki mesajına gülerken bir yandan da cevap atmaya çalışıyordum. Onlara Barış'ın bana benden hoşlandığını söylediğini aynı gün içinde eve geldikten sonra söylemiştim. Aradan dört beş gün falan geçmişti ve gruptaki konuşmaların konusu sadece Barış ve bendik.

-Kızlar allah aşkına bu kadar abartmayın sadece hoşlanıyorum dedi. Aşığım seviyorum demedi. Ya geçici bir şeyse?

Burcu: Ne saçmalıyorsun kızım ya daha ne desin çocuk. O gün kafede nasıl bakıyordu sana da sen hiç fark etmedin.😂😂

Ceyda: Hele okuldaki bakışlarından bahsetmiyoruz bile. Öyle güzel bakılır mıydı ayol.

Bu kızlar kafayı yemiş olacaklardı. Kendi kendilerine gelin güvey oluyorlar. Sormuyorlar ki bana acaba ben hoşlanıyor muyum diye.

-Acaba bana soruyor musunuz ben hoşlanıyor muyum diye?

C: Sen harbi harbi katıksız malsın kızım ya. Çocuk seni değiştiriyor farkında değil misin. Okulda hiçbir erkekle konuşmayan insan şuan erkeklerle gırgır şamata içinde.

B: Kendine bakmayan kız şuan bakıyor.

Haklıydılar. Değişiyordum. Ama bunun sebebi Barış mıydı o ayrı konu. Bilmiyorum ama onun yanında rahat hissediyorum. Beğeniyor olabilirdim ama hoşlantı veya sevgi belki de aşk henüz yoktu ona karşı.

Telefonumu kapatıp yatağın diğer ucuna attım. Biraz uyumak istiyordum. Bir sağa bir sola döndüm. Yok olmuyordu uyuyamıyordum. En iyisi kalkıp rahat bir duş almak. Tam kalıp banyoya doğru yol almıştım ki telefonum çaldı.

BARIŞ ARIYOR...

Telefonu hemen açtım.

"Efendim Barış."

....

"Hayır akşam bi planım yok."

....

"Tamam saat sekiz de hazır olurum."

....

"Görüşürüz."

Barış akşam için plan yapmamamı ve bana bir süprizi olduğunu söylemişti. Saat altıya geliyordu odamdaki banyoya gidip büyük küvetimin içini doldurmak için suyu açtım. O dolarken bende kokulu mumları yakmaya çalışıyordum. Hayır kesinlikle romantik ortam yaratmaya çalışmıyordum. Sadece kokuları beni rahatlatıyordu.

Küvet dolduğunda lavobodaki dolaptan hunharca köpük yapan orman meyvesi kokulu ilacı suya sıktım. Elimle karıştırarak köpüğün oluşmasını sağladım. Kıyafetlerimi ve çamaşırlarımı çıkarak ılık suyun içine girdim.

Bir saat süren rahatlamanın sonunda buruşmuş parmaklarıma bakarak banyodan çıktım. Hızlıca çamaşırlarımı giydim. Saçlarıma havluyla birkaç su çekme aşamasından sonra serberst bıraktım. Bir eşofman ve askılıyı üzerime geçirerek masamın önüne oturdum. Kurutma makinamı çekmeceden alıp fişe taktım ve saçlarımı kurutmaya başladım. Kuruttuktan sonra üzerinden kabaca fön çektim. Kendime fön çekebiliyordum evet. Herkes yapamaz ayık olun. Sinsi gülüş :D

UÇURUM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin