Bölüm Sekiz: Kanlı Bir Emir

93 6 1
                                    

 Zafer sonunda neler olup bittiğini anlamıştı. Hafızası yerine gelmiş ve gerçekleri hatırlamıştı. Kendine Zero diyen adam aslında Britanya'nın Lanetli Prensi Lelouch vi Britanya'dan başkası değildi.

"Evet, evet sonunda her şeyi hatırlıyorum..." Zafer tamamen kendine geldi ve elini kafasından çekti. "Demek bunca mucizeyi bu güçle gerçekleştirdin, yenilmez denilen ülkeyle böyle mücadele ettin. Demek ben de bir yalanın peşinde sürüklenip bu raddeye geldim, senin bir emrin yüzünden."

Türkiye'nin Britanya'ya var gücüyle saldırmasından bir yıl önce Zero, asıl adıyla Lelouch vi Britanya, Avrupa'yı, Türkiye'yi ve hatta Britanya'yı oyalayabilecek bir plan geliştirdi. Hatta sadece oyalamak değil, dünyaya kendi varlığını unutturmayacak ve Zero Ruhunu yokluğunda bile dinç tutacak bir plandı bu.

Türkiye'de düzenlenen bir konferansta Zero onur konuğu olarak davet edilmişti. Britanya'nın yoğun tepkisini çekse de Zafer'in Zero'ya olan hayranlığı Britanya'yı umursamamasını sağlamış ve resmen Britanya'yı karşısına almıştı. Zero'nun ise planları farklıydı. Türkiye'yi ve hatta Avrupa'yı birleştirecek onlardan adeta organize bir koro kuracak ve bir orkestra şefi edasıyla onlara istediği melodileri çaldıracaktı. Diğer bir deyişle bölgenin iki etkili gücünü kuklası yapmayı amaçlıyordu. Zafer her ne kadar zeki ve uyanık olsa da, Zero'ya olan hayranlığı gözlerine perde çekiyordu.

"Savaşlar ideolojileri canlı tutan ve fikirleri şahlandıran yegane parçamızdır. Ben ölsem veya bir şekilde ortadan kaybedilsem bile ideolojim canlı kalmalı ki mücadelemi devam ettirebilecek birileri, hatta yeni Zerolar, ortaya çıksınlar. Ölsem bile mücadelem boşa gitmeyecek. En azından Nunnaly'nin istediği dünyayı gerçeğe dönüştüreceğim. Ben olmasam bile ideolojim bunu başarmalı."

İşte tam bu düşüncelerle Zero, başbaşa kaldıklarında o kanlı emri vermişti Zafer'e. "Lelouch vi Britanya sana emrediyor; Zero'nun veya Lelouch vi Britanya'nın öldürüldüğü kanıtlanırsa, Britanya'yı yenmek için zekanın mümkün kıldığı her şeyi yap!" Kesin itaat garantisi sağlayan emirlere direnmek imkansızdı ve Zafer Lelouch'un gözlerinin içine bakarak, "Emredersiniz, majesteleri." dedikten sonra belki de onu ölüme götürecek Geass etkisine girdi. Lelouch tekrar maskesini taktı ve odadan çıktı.

Zafer bunları anımsadıktan sonra gülümsedi, "başından beri hepimiz senin kuklan olmuşuz. Tam da senden beklendiği gibi." hemen ardından askerlerinin ağlamaları, yanan adamların inlemeleri eşliğinde yalvarmalarını duyduğu o korkunç cehenneme geri döndü. Kendini tekrar savaşa vermesi gerekiyordu. Başına gelenlerin artık farkındaydı ve Zero ile sonra ilgilenecekti. Artık daha düzgün ve rahat düşünebiliyordu çünkü kafasını kemiren o emir artık beyninde yankılanmıyordu.

Elinde kalan birimlerini kontrol etti. Donanmasından geriye küllerden başka bir şey kalmamıştı. Kara kuvvetlerinde de Ergenekon Birliği'nden kullanabileceği sadece beş askeri kalmıştı ki onların da Knightmare'ları harap olmuştu ve atılan bombanın etkisinin büyüklüğünden dolayı psikolojik olarak da durumları oldukça kötüydü.

Karadaki savaşı da ne yaparsa yapsın kazanması imkansız gibi görünüyordu. Tam bu sırada o soğuk sesi tekrar duydu, "teslim şartlarınızı konuşabiliriz." bu ses Schneizel'e aitti. Zafer eğer bunu kabul ederse ortada Türkiye diye bir şeyin kalmayacağından emindi. Etmezse de ortada Türkiye diye bir şeyi baştan yaratabilecek bir şeyler de kalmayacaktı. "Teslim olursak en azından yaşayabiliriz. Nefes aldığımız sürece umut var demektir." diye düşünürken Can'ın sesini duydu, "efendim biz hala savaşabiliriz. En azından onurumuzla ölme hakkını verin bizlere." Zafer yavaşça gözlerini kapattı. Bu kendi askerlerinden duymayı isteyeceği son şeydi. Ancak yapacaktı. Geçmişini düşündü, kaçan bir liderini hatırlamıyordu, "en azından tarihimize yakışır bir son olsun." diye geçirdi içinden.

Code Geass: Bir EmirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin