Gözleri kapalı düşünüyordu. Ağrıyan beli ve ayaklarının acısı mı daha çoktu yoksa geçmişinin mi?
Ona söyleyemezdi.Buse de olmazdı. Çok değer veriyordu gerçekten ama çok rahat birisiydi ve bunları saçma bulabilirdi. Sevdiğini kaybetmekten korkmak...
"Insanın başına hep korktuğu şeyler gelir derlerdi de inanmazdım. Bir şeyi 40 kere söyleyince gerçekten olur dedikleri gibi. Şimdi 40 kere seni geri istediğimi söylesem geri gelir misin? Bana bir çocukmuşum gibi çikolatalar, balonlar alır mısın? Biliyorum gelmeyeceksin. Ve ben tekrar korkmaya başladığım zaman tekrar kaybedeceğimi anlayacağım. Ben artık korkudan korkacağım sevgili ve ne zaman korksam yine seni hatırlayacağım. Sensin sebebi mutlu olmamın ama yine sensin paramparça olmamın. Aşk her zaman güzel anlatılır filmlerde, kitaplarda. Peki ya aşk vazgeçmekse? Aşk her şeyi geride bırakıp mutlu olmaksa ve yaşanan güzel anılarla kalmasını istemekse? Öyle yapacağım bende. Seni güzel hatırlayacağım ki aşktan da nefret etmeyeyim. Şimdi ben kazanma yolunda bir adım atıyorum hadi sana geçmiş olsun. "
Mavi defterinin kapağını kapattı ve huzurlu olduğunu sandığı uykuya daldı. Oysaki henüz huzurla tanışmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Çiğ Damlası
ChickLitMutsuzluk, umutsuzluk, yalnızlık... Okuyunca bile insanın içini karartan kelimeler. Ama hepimizin hayatında mutlaka bir dönem yaşadığı şeyler. Benim hikâyemde de bunlardan var. Aşk acısı, dost kazığı. Mutlu sona yaklaşırken hepimizin yaşadığı şeyler...