Medyada Özgür var 🔥🔥
Sabah çalan telefonuma lanet ederek uyandım. Saat sekize geliyodu. Arayan kişiye baktığımda gözlerimi devirmeden edemedim. Telefonu açınca karşıdan gelen Özgürün sesiyle tebessüm ettim. "Günaydın prenses. Bakıyorum da geç kalmışsın" dedi. "Sanada günaydın Özgürcüm. Sen de bugün fazla erkencisin" dedim. "Ee güzellik akşam ki kutlama için neler düşünüyosun?" deyince "Hala bir fikrim yok yarım saate hazırlanıp alışverişe çıkarım" dedim. "O zaman akşam ki davette en çekici kızın kavalyesi olmak istiyorum" deyince alt dudağımı dişlemeden edemedim. "Özgürcüm üzgünüm. Bu çekici kızı senden önce kaptılar" dedim. "Nasıl ya" diye yakınmaya başladı. "Dün gece Doğu Uluhan ve ailesi burdaydı onunla gitmem için ikna edildim" dedim. Hemen "Neyse o zaman bu gece yalnız idare edebilirim. Akşam görüşürüz" dedi ve görüşürüz dememe izin vermeden suratıma kapattı. Özgür tam iki yıldır platonik bir şekilde bana aşık. Ama bir türlü benden karşılık alamasada peşimde olmaya devam ediyo. Beni de başka erkeklerle görünce kendi çapında kıskançlık triplerine giriyo.
Yataktan kalkıp kısa bir duşa girdim. Alışverişe çıkmamız konusunda biricik dostum Esleme mesaj attım. Hemen yan odama girip dolapları karıştırmaya başladım. Üzerime takım olan penye yüksel bel şortumu ve belimi hafif açıkta bırakan bluzumu geçirdim. Yelek giymeye karar verip ayak bileğime kadar uzanan yeleğimi de üstüme geçirdim. Ayakkabı olarak en rahat beyaz supralararımı geçirdim.
Odama geri dönüp makyaj masamın karşısına oturdum. Yüzüme hafif bir fondoten sürdüm. Gözüme açık renk pembe bir far ince bir eyeliner çektim. Pembe dudak kremimi sürüp rimelle makyajımı tamamladım. Saçlarımı maşa yardımıyla dalgalandırdım. Bir kaç parça tutamı önde bırakıp geri kalanları arkadan güzel bir şekilde topladım. Takı olarak boynuma kalın kumaş parçasını geçirdim. Son olarak gözlük çekmecemden üzerime uyan bir gözlük seçip gözüme taktım. Spor el çantamın içine telefonumu kredi kartlarımı ve cüzdanımı atıp odadan çıktım.
Babam ve annem bugün erken çıkmışlardı. Hemen kahvaltı masasına oturup portalak suyumu ve sandviçimi yedim. Kapıya çıkıp korumalardan birine arabayı getirmelerini istedim. Gelen arabamın içine geçip her zamanki alışveriş merkezine sürmesini istedim.
Alışveriş merkezine girer girmez yanıma gelen çalışanlara başımla selam verdim. Telefonumu çıkarım Esleme mesaj atıcaktım ki attığı mesajı görünce hayal kırıklığıyla telefonumu çantama geri koydum. Eslem işi çıktığı için gelemicekmiş.
Düşünmeyi bırakıp favorim olan annemin butiğine girdim. Annem ünlü bir moda tasarımcısı olduğu için yaptığı çalışmalar bu mağazada yer alıyordu. Hemen yanıma gelen çalışana üstten bir bakış atıp annemden bugün için istediğim elbiseyi getirmesini söyledim. Başıyla onay verip yanından ayrıldı. Tam babam için ayrılan takım elbiseyi almak için arkamı döndüğümde üstünde ki muhteşem takım elbiseyle nefes kesici bir Doğu görmeyi beklemiyordum. O beni daha fark etmemişti. Yanına gitmemde sakınca görmeyip yanına doğru ilerledim. Yanına gelince "Selam Doğu" diye dikkatini üzerime çekmek adına seslendim. Beni görünce gözlerinde şaşırdığını belli eden bir ifade vardı. Oda bana aynı şekilde "Selam" diye karşılık verdi. Sonra yine önüne döndü. Tanrım bu kadar soğuk olmak zorunda mı? Tekrardan bana döndü ama ben onu umursamadım. Kasaya doğru ilerledim. Ödemeyi yapmak için kredi kartımı uzatmıştım ama Doğu benden önce davrandı. Şaşkınlıkla arkamı döndüm. "Sanırım kabalık ettim" diye konuşmaya başladı. "Buna gerek yoktu" dedim. Beni umursamadı ve omuz silkti. "İçimden geldi. Bir kahve içmeye ne dersin?"diye sordu. Telefonumdan saate baktım. Erken olduğuna karar verip "Tabi neden olmasın" diye cevap verdim. Önden gitmem için kasadan poşetimi aldı ve kendi aldığı takımın parasınıda ödeyim eliyle işaret yaptı. Tebessüm edip mağazanın çıkışına doğru yürüdüm. Tabi çıkar çıkmaz kapıda ki kameramanları görmeyi beklemiyordum. Onlar biz çıkınca saçma saçma aramızda neler olduğu ile ilgili sorular sormaya başladılar. Doğu beni şaşırtarak elini belime koyup ilerlemem için yol açtı.
Yarım saattir cafede oturmuş kahkahalar ile eğleniyoduk. Doğu dışardan soğuk ve asi görünsede çok eğlenceli bir kişiliği vardı. Saate bakıp Doğuya döndüm. Oda beni izliyordu. "Geç oldu hazırlanmam lazım kalkalım mı?" Diye sordum. Oda gülümseyip "Tabi. Bunu yine tekrar etmeliyiz" diye konuştu. Gülümseyip ayağa kaltık.
Doğuyla cafede oturmamızın ardından iki saat geçmişti ama ben hala hazır değildim. Sonunda makyajımda bitince aynada kendimi süzdüm. Yine bu gecenin en güzel kızı ödülünü almam gerekicekti. Çünkü mükemmel görünüyordum. Makyajımda bir eksiklik olduğunu fark edip kırmızı rujumu aldım ve dudaklarıma yaydım. İşte şimdi daha iyiydi.
Kırmızı çantamın içine rujumu ve telefonumu atıp aşağıya indim. Annemle babam erken çıkmıştı. Telefonuma gelen mesaj sesiyle kendime geldim. Kayıtlı olmayan numaradan mesaj gelmişti. 'Kapının önündeyim. DOĞU~' Bir dakika ya ben bu çocuğa telefon numaramı verdiğimi niye hatırlamıyorum. Herhalde Lale teyzeden almıştır diye boşverip kapıya doğru yürüdüm. Dışarı çıktığımda gördüğüm görüntüyle donup kaldım. Doğu üzerine giydiği takım elbiseyle tüm asaletiyle karşımda durmuş arabanın kaportasına yaslanmış elindeki sigarayı içiyordu. Beni fark edince oda donup kaldı. Sonra birden kaşları çatıldı. Neye sinirlendi şimdi bu çocuk. Sonra birşey demeden çatık kaşlarıyla arabaya bindi. Odun ya insan bi 'çok mükemmel olmuşsun' der kapımı açar. Ama yok beyfendi kaşlarını çatsın sadece. Kornaya basınca silkelenip kendime geldim. Arabanın kapısını açıp içine yerleştim. Bacak bacak üstüne atınca sabır çeker gibi kafasını yukarıya kaldırdı. Arabayı çalıştırıp gaza yüklendi. Ürkek bir şekilde "Doğu ne oluyo" diye sordum. Bana kısa bir bakış atıp "Bu elbise bu kadar kısa olmak zorunda mı?" diye sorunca ilk ne dediğini anlayamadım. Sonra benim elbiseme dediğini anlayınca kaşlarımı çatıp ona döndüm. "Ne kısası ya geyet güzel elbisem. Yakışmamış mı yoksa?" diye sordum. Kendi kendine "Yakışmış" diye mırıldandı. Son konuşmamız bu oldu. Yol boyunca ikimizde konuşmadık.
Araba en son şato gibi bir yerin önünde durunca Doğu benden önce inip kapımı açtı. Kalkmam için uzattığı elini tutup arabadan çıktım. Hemen kapının önünde ki kameramanlar sevgili olup olmadığımızı öğrenmeye çalıştı. Doğu hepsini es geçip koluna girmem için kolunu uzattı. Koluna girdim. Biz kırmızı halıda girişe doğru yürürken kameramanlar hala konuşmaya devam ediyordu. Sonunda içeri girdiğimizde tüm gözler bizim üzerimize döndü. Hiç birini umursamadan bizim için ayrılan masaya yöneldik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MANKEN
Teen FictionHayatı boyunca şımarık her istediğini elde eden güzeller güzeli bir kızın hayatına aniden giren sert asi ve mankenlere taş çıkaracak derecede yakışıklı olan adamın girmesiyle değişen hayatı...