komorebi ❆ yoonmin ✓

42 'M'

••••

Dikkat! Smut içerir!

••••

Yoongi elindeki dosyayı bir kenara atıp başını ovaladı ve Jimin'i beklemeye başladı. Yaklaşık 10 dakika olmuştu ve Yoongi nedense gergin ve heyecan​lı hissediyordu.

Sanırım bu Jimin'nin ona yazdığı mesajdan kaynaklanıyordu.

Seni uçuracağım.

Bunu gerçekten yapmaya gelecek miydi? Veya uçurmaktan kastı neydi? Yoongi'nin anladığı şey gerçekten çok farklı şeylerdi. Ve bu beyaz suratını kızartıyordu.

Normalde böyle bir şey olacağı aklının ucundan geçmezdi. O Yoongi'ydi. Utanması yoktu.

Fakat bu çocuk ona farklı duygular tattırıyordu.

Bu bir yandan hoşuna giderken diğer yandan sinirlerini bozuyordu.

Yoongi koltukta geriye yaslandığında gözlerini kapatmış ve kafasını arkaya atmıştı. Boynunun ağrısını bir süre hissettikten sonra ellerini ensesine atarak ovalayıp ağrıyı azaltmaya çalışmıştı.

Bir süre sonra kapının tıklatıldığını duymuştu. Anında yerine doğrulurken başına giren ani sızı ile inledi.

"Gel!" Kimin geldiğini biliyordu. Ve neler olacağını da birazcık tahmin edebiliyordu. Kapının gıcırtısı odanın içerisinde yankılanmış ve aralanan kapıda Jimin'nin silüeti görünmüştü.

Yoongi, Jimin'i görmesi ile birlikte daha fazla heyecanlanırken Jimin içeriye girmiş ve kapıyı kapatmıştı.Kapının kilidini çevirirken yüzündeki ifade Yoongi'nin tüm tüylerini diken diken ederek kalbinin çarpıntısını hızlandırmıştı.

Yavaşça Yoongi'nin oturduğu masaya doğru ilerlemiş ve bir saniye olsun gözlerini Yoongi'den ayırmamıştı.

Odanın içerisinde büyük bir sessizlik hakimdi. Jimin masaya yaklaştığında işaret parmağını masa boyunca sürterek Yoongi'ye ulaşmış ve onu kolundan tutarak nazikçe ayağı kaldırmıştı.

Yoongi sadece Jimin'nin yaptıklarını izlemiş ve ona itiraz etmeden yerinden kalkmıştı. Jimin Yoongi'ye yaklaşarak Yoongi'nin gür siyah saçlarının içerisine parmaklarını geçirip okşadığında Yoongi gözlerini kapatmış ve parmaklarının hissiyatı ile mayışmıştı.

Jimin elini saçından indirip elinin tersini Yoongi'nin hafif pembe yanaklarında gezdirmiş ve daha sonra yanaklarını kavrayarak Yoongi'nin dudaklarına uzanmıştı.

Yoongi dudaklarında hissettiği baskıya anında tepki vererek Jimin'nin alt dudağını kavramış ve dudakları arasına hapsetmişti. Yoongi, Jimin'i masa ile arasına sıkıştırırken Jimin masaya oturarak Yoongi'yi bacaklarının arasına çekmişti.

Bir süre böyle bir pozisyonda birbirlerini öptüler. Yoongi Jimin'e aç hissediyordu. Fakat bir türlü doyuramıyordu kendini. Öptükçe öpesi geliyordu. Sesli bir şekilde dudaklarını ayırdı.

"Bunu yapmaya alışmış olmalısın." Yoongi, Jimin'nin onu öpmesi hakkında konuşurken Jimin Yoongi'yi biraz geri itip masadan inmişti. Elini Yoongi'nin göğsünün üzerine koyup dudaklarını ısırarak onu sedyeye doğru itmiş ve tekrar dudaklarına kapanmıştı.

Yoongi Jimin'nin bu kadar üstün davranmasına anlam veremese de Jimin'e izin vererek onu öpmeye devam etmişti. Jimin Yoongi'yi istekle ve şevkle öpmeye devam ediyordu. Yoongi'nin başı dönmeye başlıyordu.

Arzu tüm bedenini kaplamıştı. Bir an önce Jimin'i istiyordu.

Jimin Yoongi'nin önce önlüğünü sonra gömleğini çıkarmıştı. Yoongi'de aynı anda Jimin'nin üzerindekileri çıkardıktan sonra Jimin Yoongi'yi sedyeden indirerek kendine çekmiş ve kalçalarını kavrayarak sıkmıştı. Aynı anda dudaklarının arasından kısık bir inleme kaçmıştı.

Yoongi gözlerini kapatmış bir şekilde dudaklarını ısırırken Jimin bekleyemeyerek Yoongi'yi tekrar sedyeye yatırmış ve aralarındaki tek engel olan bez parçasına uzanıp yavaşça aşağıya çekmişti.

Yoongi, dirseklerinin üzerinde doğrulup Jimin'nin ne yaptığını izlerken dudaklarını ısırdı. Jimin önce Yoongi'nin iç bacağını öptü ve düz bir yol izleyerek kasıklarının üzerine ufak bir kelebek öpücüğü bıraktı.

Yoongi göğsünün patlayacağını düşünüyordu. Hızla atan kalbini durduramıyordu.

Jimin, Yoongi'nin ortaya çıkan üyesinin üzerine dudaklarını bastırdığında Yoongi kafasını arkaya attı ve büyükçe inledi. Öğle arasında olsalar da bu kadar sesli inlemesi sağlıklı değildi. Jimin uzanıp parmağını Yoongi'nin dudakları üzerine bastırdı.

"Şşt. Sessiz olmalıyız Hyung." Daha sonra işine dönerek tombul elleri ile Yoongi'nin üyesini kavrayarak çekiştirdi ve sıcak mağarasına çekti.

Yoongi inlememek için kendini sıkarken Jimin sanki onu daha da zor duruma sokmak için yavaşça dilini üyede gezdiriyordu.

"Jimin-ah.." Jimin Yoongi'yi tatmin ederken parmaklarını Yoongi'nin ağzına yollamış ve ıslatmasını istemişti. Yoongi istediğini yaparken aklında soru işaretleri dolaşıyordu.

Jimin üye ağzındayken orta parmağını yavaşça Yoongi'nin pembe deliğinden içeriye yolladı. Yoongi sızı ile yay gibi gerilirken Jimin'nin elini ittirmek için uğraştı.

"Jimin ne yapıyorsun sen?" Yoongi asla altta olamazdı.

"Seni hazırlıyorum Hyung." Yoongi'nin​ gözleri irice açıldı.

"Bana bak ben as-" Jimin ikinci parmağını yolladığında Yoongi'nin nefesi kesildi adeta. Jimin'nin ağzına tohumlarını bırakıp rahatladı.

Jimin hiç beklemeden çamaşırını indirmiş ve Yoongi'ye konumlanmıştı.

"Üzgünüm ama bugün seni fena altıma almak istiyorum Hyung." Yoongi'nin bir şey demesini beklemeden hamlesini yapmış, dar ve sıkı deliği doldurmuştu. İkisi de aynı anda inledi.

Yoongi acı içerisinde inlerken, Jimin deliğin sıkılığı yüzünden beynini yitirmişti adeta.

Jimin hareket etmeye başlayıp Yoongi'nin prostatını ararken Yoongi kıvranıyor ve aynı zamanda küfürlerini Jimin'e sıralıyordu.

"Bunu..ah.. çok fena ödeyeceksin Park Jimin! Anladın mı? Seni çok fena si- orası!" Jimin gülümseyip aynı yere vurmaya başladı. Bu sırada da Yoongi'nin üyesini kavrayıp kendine göre çekmeye başlamıştı.

Yoongi iki taraflı aldığı zevk ile delirme raddesine gelmişti. Artık kendini tutmuyor inlemeye devam ediyordu.

Bir süre sonra ikisi de rahatlamış ve işlerini bitirmişlerdi. Tabii Jimin öyle zannediyordu. Dar delikten çıktığında kendini bir anda soğuk masanın üzerinde bulmuş ve titreyerek inlemişti. Yoongi kaşları çatık bir şekilde Jimin'e baktıktan sonra masanın üzerindeki her şeyi itmiş ve Jimin'i masaya yatırmıştı.

Jimin korkuyla Yoongi'ye bakarken Yoongi gülümsedi..

"Bittiğini mi zannediyorsun Park Jimin? Ben daha yeni başlıyorum."