Bölüm 1 - Kaderden Kaçamazsın Evlat

184 4 1
                                    

"Korkma küçük melezcik seni yerken canın hiç acımayacak. Kokunu alabiliyorum. Biliyorum buradasın"

"Melez mi? Melez de ne demek?" diye geçiriyorum içimden. Mümkün olduğunca sessiz olmaya ve hareketsiz kalmaya çalışıyorum. Arkasına saklandığım çöp torbalarının arasındaki boşluktan devin ne yaptığına bakmaya çalışıyorum.  O ise bana arkası dönük bir şekilde sürekli havayı kokluyor, tam aralıktan kafamı biraz daha çıkarayım diyorum bana doğru dönüyor ve beni farkediyor. Kafamı hemen geri çekiyorum ama çok geç kaldığımı anlıyorum. Devin ayak sesleri giderek yaklaşıyor. O anda, aniden bir ses "DUUR!" diye bağırıyor. Ses benim yaşlarımdaki bir kızın sesine benziyor, ses çok ciddi ama bir o kadar da heyecanlı duyuluyor.

Bu sırada görüntü bulanıklaşmaya başlıyor ve değişiyor. Şimdi karşımda ODTÜ ormanları var. Bu ormana her zaman bayılıyorum. Ankara'nın nadir yeşil alanlarından birisi. Görüntü ormanın içine doğru yaklaşmaya başlıyor. Şimdi karşımda Antik Yunan'ı hatırlatan bir manzara var. Ama bu biraz daha modern hali gibi içerisinde küçük basketbol, voleybol ve futbol sahaları bulunuyor, birbirlerinden farklı büyüklerde birkaç amfi tiyatro da manzarada yerini alıyor. Bu görüntü içinde bana en garip gelen kulübelerin U biçimde dizilmiş olması (Mükkemmel bir U). Yanlış saymadıysam 12 tane var bu kulübelerden. Bu sırada bir şey daha farkediyorum manzarada büyük bir de göl var. Ankara'da ODTÜ ormanlarının içerisinde derken birden görüntü kararıyor ve nefes nefese terler içinde uyandım.

"Bu saçmalıklar da neydi" diyorum kendi kendime ama içimdeki ses bunlar saçmalık değil diyor. Bir duş alıp kendeime geleyim bari diyerek atıyorum kendimi banyoya. Banyodan çıkarken bir kükreme sesi geliyor kulağıma. "Boşver Hazar rüyanın etkisidir." diyerek kendimi sesin geldiği yere gitmemek için zorluyorum. O sırada bir kez daha aynı sesi duyuyorum daha fazla dayanamıyorum üstüme kalın bir şeyler alıp çıkıyorum evden.

Rüyamda gördüğüm parka doğru yürüyorum. Parka yaklaştıça sesler artıyor o sırada bunların bir kükreme değil konuşma olduğu fark ediyorum. Parka geldiğimde giderek yaklaşan ayak sesleri duyuyorum. Etrafa göz gezdirerek rüyamda altında saklandığım çöp poşetlerini arıyorum. Sağım da birkaç metre uzağımda tam da rüyamda gördüğüm gibi konulmuş bekliyorlar. Rüyamdaki gibi dev gelmeden önce çöp poşetlerinin altına gidiyorum paketlerin arasında da devi görebileceğim kadar bir boşluk bıraktıktan sonra sessizce devi bekliyorum.

"Melezcik nerdesin hadi çık ortaya." diye kükrüyor dev ama hala onu göremiyorum bir iki defa daha bağırarak aynı şeyi söylüyor dev. En sonunda kocaman bir yaratık benden yaklaşık 10 metre ötede görünüyor.

"Korkma küçük melezcik seni yerken canın hiç acımayacak. Kokunu alabiliyorum. Biliyorum burdasın"

Her şey rüyamda gördüğüm gibi gerçekleşiyor ama bu sefer deve yakalanmamak için kafamı iyice geriye doğru çekiyorum. Kafamı geri çektiğimde kafamla dengelediğim üstteki poşet birden devriliyor. İçimde bana ait olmadığına emin olduğum bir ses

"Kaderden kaçamazsın evlat." diyor sessizce.

Dev sesi duyar duymaz benim olduğum tarafa dönüyor. Bana doğru yavaş yavaş yaklaşıyor. Benim yaklaşık 1 metre önümde duruyor. Orada ilk defa yüzünü görüyorum. Alnının ortasında tek bir gözü var başka gözü yok ağzım hayretle açılıyor. Gözü bana çok keskin bir biçimde bakıyor dudaklarıysa şeytani bir şekilde gülümsüyor.

"Demek buradasın seni şirin melezcik. Kokun o kadar güçlü ki senin burada olduğunu, 2 km öteden anladım. Önemli bir tanrının oğlu olmalısın."

Tanrı oğlu mu? Ne diyor bu Tekgöz?

"Hımm bir dakika başka bir melez daha var onun da kokusu çok güçlü. Güzel bu akşam karnım doy..." diyecekken Tekgöz, arkasından bir ses

Melez Günceleri - Ateşin ÖfkesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin