Bölüm 5 - Derin Kavgalar

64 3 0
                                    

MERHABA ARKADAŞLAR. SİZDEN 2 RİCAM OLACAK. BİRİNCİSİ BÖLÜMLERİ OKUDUKTAN SONRA VOTE'LAYIP. OLUMLU VEYA OLUMSUZ ELEŞTİRİLERİNİ YORUMLARA YAZARSANIZ SEVİNİRİM. İKİNCİSİ UYARIYLA BİRLİKTE MEDYAYI AÇARSANIZ DAHA İYİ OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM AMA TABİ TERCİH YİNE SİZİN :D İYİ OKUMALAR

Bayrak Kapmaca Oyunundan 1 Gün Önce

 Şura ile Amfi de yaptığımız düello kampta dilden dile yayılmıştı. Artık kampın popisi olmuştum. Bu pek normal bir şey değil çünkü hayatımda daha önce hiç bu kadar hayranım olduğunu görmemiştim. Ayrıca kiklopla yaptığım savaşı efsaneleştirenler bile olmuştu.

"Gözünü çıkarıp yedirmiş ona."

"Ayak seslerini duymasın diye de yanına gider gitmez kulaklarınız kesmiş." vesaire vesaire. Tabi bu durumdan hoşlanmayanlar da vardı. Özellikle Cem. Bana her baktığında gözlerinden nefret fırlıyordu. Onun yanına yaklaşmıyordum daha doğrusu yaklaşamıyordum. Öte yandan Kerem ve Müge beni takmıyolarmış gibi gözüküyordu. Buna garip bir şekilde sevinmiştim.

 Bizim tayfaya gelirsek haklarında bir sürü yeni şey öğrendim. Örneğin Hazel ve Barış eskiden sevgiliymiş ama Hazel, Barış'ı bir Afrodit kızıyla basmış. Barış'sa bunun tamamen bir yanlış anlama olduğunu kızın kendisinden kılıç tasarlamasını istediğini söylemiş ama Hazel geldiğinde öpüşüyorlarmış değişik bir tasarımmış doğrusu her neyse belki Barış o kadar da asosyal değildir de konuşmayı sevmiyordur.

 Bunların dışında geçen günler içerisinde Hazel ve Pelin bana birkaç yer daha gösterdi: Modern Büyük Antrenman Amfisini (burası değişik bir yerdi yeni yapılmıştı ve tıpkı Açlık Oyunlarındaki gibi geniş bir odadan yönetiliyordu. Pelin'in dediğine göre oyunu burda oynayacakmışız), metal atölyesini ( Burada başta hephaistos çocukları olmak üzere çocuklar kılıçlarını dövüyorlardı), ve şuanda Hazel'le birlikte bulunduğum kanolara binilen, küçük bir plajı olan göle geldik.

"Yaklaşık yarım saattir boş boş denize bakıyorsun." dedi Hazel.

"Eee... Ne olmuş. Sende aynı şeyi yapıyorsun." diye yanıtlarken Hazel'in aslında aynı şeyi yapmadığını biliyordum. Yarım saattir neredeyse aralıksız, şüpheyle ve acımayla karışık bir şekilde bana bakıyordu. Ona döndüm döner dönmez gözlerini kaçırdı. Bende uzatmadım bu durumu.

"Saatin var mı? dedim Hazel'e

"Var."

"Eee... Saat kaç?"

"Haa... Şey. ikiye çeyrek falan var."

" Bayrak Kapmaca yarındı demi?"

"Evet. Bak unutma bu senin için önemli bir şans. Bazı melezler babası ve annesi onu kabul etsin diye yıllarca çabalıyor."

"Saçmalık. Niye bir çocuğun babası oğlunu kabul etmek için gururlanmak ister ki saçmalığın daniskası." derken sesimi biraz fazla yükselttiğimi farkediyorum. "Özür dilerim."

"Tıpkı onun gibi konuştun şimdi. Cem gibi oda aynen bunları söylemişti ilk geldiğinde daha o zaman onun başbelası olacağını anlamıştım."

"Ben o değilim aramızda çok büyük farklar var."

"Ne gibi?"

"Bir kere herif kas yığını pazularıyla bir insan boğabilir. Tamam bendede biraz var ama biraz oysa tam üçgen. Daha sonra ben daha 2 hafta öncesine kadar markete giderken kaldırımlardaki çizgilere basmadan yürümeye çalışıyordum. Onun 2 gün önce bana bakışını görmeliydin imkanı olsa beni rendelemeye çalışacak."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 15, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Melez Günceleri - Ateşin ÖfkesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin