Arkadaşlar sonu biraz sallama gibi oldu kusura bakmayın. Acelem vardı biraz. Umarım beğenirsiniz bu bölümü. Hazar'ın kehanetini de yazdım yeri geldiğinde öğreneceksiniz. İyi okumalar.
Dışarıda hava güzel görünyordu. Güneş sanki tam da benim istediğim sıcaklıkla ısıtıyordu kampı, rüzgarsa hafif hafif esiyor ve insanı uyandırıyordu. Neyse diyorum kendi kendime Hazel'i bulmalıyım merak ettiğim soruları sormam lazım.
Adının Kheiron olduğunu öğreniğim üstü insan altı at at-adamın ya da sentorun -adı her neyse- yanına gitmeye karar veriyorum. Eğer Hazel beni geldiğim gibi ona götürdüyse güvenilir ve yetkili biri olmalı diyerek.
Böylece büyük kulübeye doğru yürümeye başlıyorum. Yürürken bir kaç kişinin gözü bana takılıyor. Yeni çocuk olduğumu farketmiş olmalılar. Yinede kampın geneli beni umursamamış gibi görünüyor. Kampta her yaştan çocuk var. Bu çocukların bazıları basketbol oynuyor. Bazılarıysa kılıçlar ve kalkanlarla birbirlerine ölesiye saldırıyorlar. Onları görünce korkmadım değil ama içimde de bir kıpırdanma oldu. Bunları düşünerek yürürken büyük kulübeye geldiğimi farkediyorum. Tam ben evin önünde durduğumda üst katın penceresinden dışarı kısa süre yeşil bir ışık huzmesi fırlıyor. Olduğum yerde kala kalıyorum. Kısa bir süre sessizlik oluyor sonra kulübenin kapısı açılıyor ve bembeyaz suratıyla Kheiron'un yanında dışarı Hazel çıkıyor. Sarsılmışa benziyor hemen yanına gidip ne oldu diye soruyorum. Tabiki herhangi bir yanıt alamıyorum.
"Biz de seni bekliyorduk." diyor Kheiron.
"Şey... Hazel'le birlikte kulübeleri gezecektik ve sorularımı cevaplayacaktı benim. Buradadır belki diye buraya geldim. Yanlış bir zamansa geri dönebilirim." diyorum Hazel'in gözlerine bakarken. Gözlerimi gözlerinden ayıramıyorum sanki. Bir şey beni ondan uzaklaştırıyor ama bir şeyde yakınlaştırıyor sanki o sırada beni hayallerden çıkaran sesi duyuyorum.
Uyan hadi Hazar saat 3 e geliyor. Hadii.
Salya, sümük saç baş dağınık bir şekilde dünyanın en iğrenç uyanışını yaşıyorum. Kalkar kalkmaz ilk gördüğüm şey Hazel'in güzel yüzü ve bomboş bir kulübe.
"Günaydın" diyorum esneyerek.
"Ne günaydını yaa. Günaydın mı kaldı saat 3, 15:00 yani. Daha kulübeleri gezeceğiz. Sorularını yanıtlayacağım. Off of hadi kalk çabuk. Hadi, hadi, hadi."
Daha önce hiç görmediğim kadar aceleci bir hali vardı Hazel'in. Onu böyle görünce rüyamdan bahsetmemeye karar veriyorum. Hızlıca banyoya girip çıkıyorum. Üstüme valizimden "Siyah 'V' yaka T-Shirt ve koyu mavi şık bir yelek." pantolon olaraksa "Yeleğimle aynı renkte olan koyu mavi bir pantolon giyiyorum." yanımda 2 çift ayakkabı getirmiştim hangisini giymeliyim diye düşünürken kapı çalıyor ve
"Hadi ne süslüymüşsün be. İki saat oldu. Bir de bize söylenirsiniz." diye sesleniyor Hazel.
"İlk günüm bugün bırakta biraz kızları etkileyim." diye yanıtlıyorum onu cevap gelmiyor. Aslında seni etkileyim demek istiyorum ama diyemiyorum tabi çünkü ben ayran gönüllü biriyim her gördüğüm kıza hemen aşık olurum ama hiçbirine açılamazdım 15 yaşına kadar sevgilisiz geldim ne beklenebilirki benden.
Ayakkabı olarak da siyah yürüyüş ayakkabımı alıyorum. Saatimi takıyorum etrafı toparlıyorum ve
"Tamam. Girebilirsin." diyorum ancak dememe kalmadan kapı hemencecik açılıveriyor. İçeri 3 kişi giriyor."
Ve BAM! Yine şaşırtıcı bir şey ilk giren Hazel'di bir sorun yok ondan sonra ismini bilmediğim bir kız daha girdi içeri o da normal veee ondan sonra belden aşağısı keçi, yukarısı normal insan olan bir şey geldi içeri ve hemen elimi sıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Günceleri - Ateşin Öfkesi
AventuraAşk, Macera, Dram, Heyecan, Melezler ve Yunan tanrıları bu kitapta buluşuyor.