tanıtım-2

1.5K 123 29
                                    


"Yani bir Anastasia, bir Eva neden normal hayatta insanın karşısına çıkmaz ki! Şöyle dizlerinin üzerinde, emirlerini bekleyen türden... Benim Christian'dan, Gideon'dan neyim eksik! Ben de Ceo'yum, benim de kendime göre malım mülküm var! Kamuoyunda bir ismim var! Eee yakışıklılığı, karizmayı hiç saymıyorum! Ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum Balım'cım!"*


Birazdan orta yerimden çat diye çatlayacaktım! Az kalmıştı yani... 
Yetişkin okur serilerine takmış erkek bir danışanım olacağını söyleseler hayatta inanmazdım! Ama göreceğim varmış demek ki... Adam bildiğin bozmuş hayali(!) karakterlerle! Üstüne bir de rakip edinmiş adamları. Hayalindeki ideal kadın Anastasia Steel*... Gerisini siz düşünün artık!


Hayır bir de ısrarla bana Balım demez mi, sondaki sahiplik ekini bastırarak! Adam bildiğiniz abazalık sınırında gezinen bir çapkın!


"Asya!" 
Seansa başladığımızdan beri defalarca yaptığım gibi bir kez daha uyarıdım Tunç Bey'i ismim konusunda. Adamın bunu sanki ilk kez duyuyormuşçasına kaşlarını havalandırıp alık alık bakması üzerine de açıklama ihtiyacı duydum.
"Asya demenizi tercih ederim Tunç Bey!"
"Sen nasıl istersen güzellik!"
Yok yok! O kırpılan göz gerçek olamaz... Şimdi bir yerlerden birileri çıkıp sabrımı denedikleri bir teste tabii tutulduğumu falan söyleyecek. Kamera şakası ihtimali bile ütopik şu an, adam şaka olamayacak kadar acayip!


"Ne diyordum! Ha..."
Bir de üstüne konuşkan(!)... Ama benim bu konuşmayı daha fazla dinleyebilecek ne sabrım ne de gücüm kaldı!
"Ne demek istediğinizi anladım ben Tunç Bey..."


Hayır, utanmasam yavru köpek bakışı atıp "Valla anladım bak!" diyeceğim yani, o kadar!


*************


"Şeref Hanım eşiniz gelemeyecek sanırım"
Hayır, bu işin sanırımı falan kalmamıştı ama nezaketi de elden bırakamıyordum ki! Elli dakikacık... Artık bu geç kalma falan değil, baya baya ekilme! Yine de annem yaşında kadına 'Eşiniz sizi ekti büyük ihtimalle' denmiyor...


"Ay vallahi çok mahcup oldum doktor hanım! Dur ben bir ulaşayım şu boyu devrilesiceye soracağım hesabını!"
İlk seansa geç kalan adamın ilişki terapisi konusunda ne kadar hevesli olduğunu tartışmak istesem de yine de üstüme düşen görevi yapıp karşımdaki kadını sakinleştirmeye çalışıyordum.
"Sakin olun! İşi çıkmıştır büyük ihtimalle"
"Telefon diye birşey icat olalı kaç yıl oldu sen okumuş kadınsın bilirsin! Yine kim bilir hangi sürtüğün yanından gelemedi!"


Rtük'ün sansürleyeceği kelimeyi duyar duymaz gıcık tutmuş gibi öksürük nöbetine girsem de karşımdaki kadıncağızın beni pek de tınladığı yoktu.
"Boyu posu devrilesice..."


Ki ben tam Şeref Hanım'a artık seansın sonuna geldiğimizi söylemek üzereydim ki ikimizde kapının açılma sesiyle başımızı o tarafa çevirdik.
"Kusura bakmayın geciktim!"
Rüzgar gibi gelen Ejder Bey'den başkası değildi elbette. Adam pek de azımsanmayacak heybetiyle odaya bir dalış dalmıştı ki koltuğumda sinmeden edemedim. Ama aynı etkiyi karısının üzerinde gösterememiş olacak ki Şeref Hanım tipik kadın tepkisi vererek taramalı tüfek gibi başlayıverdi.
"Hele şükür Ejder Bey! Hele şükür! Vallahi bak arama kurtarma ekibiyle yollara düşeceydim az kaldıydı yani!"
Elli dakikadır itinayla İstanbul Türkçesi kullanan kadının kocasını görür görmez Adana şivesine geçiş yapması beni şaşırtsa da o anki hararetli tartışmaya dahil olmamayı planlıyordum.


"Abartma Şeref! Trafiğe takıldım!"
"İstanbul'un trafiği hep senin peşine takılır zaten! Bir de seans saatini bir saat erken dediydim. Yani bir saat kırk dakka geciktin!"
Valla kırk yıl düşünsem saati bir saat erken söylemek aklıma gelmezdi! Kadın kocasını tanıyordu belli ki!

Çatık Çöpler TerapistiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin