IV - Zafer ve Keder

200 9 3
                                    

Pangnar 22/4M762, Louma-A3

Saat 04.35 bu son şansım. Her şeyi düzgün yapmalıyım. Şimdi çıkarsam 04:57 de ormanda olur ve Ragun'a yetişebilirim. Fakat Ragun'u vazgeçirmeye yetecek kadar zamanım yok. Ava başlayıp bu yorgunlukla bolayı tutturma ihtimalim olmayabilir.

Zehri sağ cebime koydum ve ormana koşmaya başladım. Böylece babam ilacını içecekti. Ragun'u avdan vazgeçirebilirsem Ragun ve Lilionna'nın hayatı kurtulacaktı. Peki zehir ile ne yapmalıydım? Düşüncesizce yaptığım bir hareket başka bir sonuç doğurabilirdi ve bunu geri alacak vaktim de yoktu. Ben de cebimde bıraktım.

Kuyuya vardım. Ragun uzaktan kurdu izliyor, okunu hazırlıyordu. Başka şansım yoktu yerden bir sopa aldım ve koşarak Ragun'un yanına gittim. Konuşmadım çünkü beni dinlemeyecekti, ava katılmadım çünkü kurdu vuramayacaktım. Sopayı Ragun'un ensesine indirip Ragun'u bayılttım. Bedenini otların arasına gizleyip kurdun gitmesini bekledim. Kurt gittikten sonra Ragun'un yanında öylece bekledim, Lilionna'nın gelmesini.

Her zamanki gibi aynı saatte kuyunun başına geldi, kadehini su ile doldurup nehrin yanına gitti. Oturup gün doğumunu izlemeye başladı. Geçen seferki konuşmadan tamamen habersizdi nede olsa o geçmişte olmuştu. Cesaretimi toplayıp yanına oturdum. "Merhaba Lilionna." dedim. "Aa Aola bu saatte burada ne işin var?" dedi. "Buradan geçiyordum yanına bir uğramak istedim." dedim. Bana bakıp gülümsedi ve gün doğumunu izlemeye devam etti. Yan tarafa doğru eğilip bir nilüfer kopardım. "Sana layık mı bilmem ama ne kadar güzel bir çiçek değil mi?" dedim. Elimden alıp kokladı, "Cidden çok güzel." dedi. Aniden "Benimle yarın bir yerlere gitmek ister misin?" dedim. Üstüm başım kir içinde yırtık pırtık bir kıyafet ile. Şöyle bir baştan aşağı süzdü beni ve, "Sana bir iki kıyafet vermemiz gerekecek." deyip gülümsedi.

Cebinden bir izin bilekliği çıkardı ve bana verdi. Bu sadece krallık tarafından verilebilen, halkalar arasında serbest dolaşımı sağlayan bir bileklikti. "Benimle 'bir yerlere' gitmek istiyorsan buna ihtiyacın olacak." diyerek gülümsedi. Hayatımda hiç birinci halkada bulunmamıştım.

Çok mutlu oldum, herkesi kurtarmıştım ve Lilionna'ya daha da yakınlaşmıştım. Mutluluk gözyaşlarıma hakim olamadım. Bir süre sonra Lilionna Louma'ya gitti ben de nehrin kenarında uyuya kaldım.

Pangnar 22/4M762, Arken Ormanı

Gözümü bir çalının içinde açtım, hava kararmıştı. Saat 18:37'di. Gökyüzüne baktım ve güneş batmak üzereydi. Kronograf çalışmamıştı, nehrin kenarında kuma saplı duruyordu. Ben uyurken elimden düşmüş olsa gerek. Kasabanın yolunu tuttum. Ragun ne olduğunu anlamamıştı. Uyandığında kendini otların arasında bulup köye gitmişti. Babam hayattaydı. Lilionna hayattaydı.

Kasabada bir söylenti geziyordu vebadan ölen çiftçi ve ailesi ile ilgili. Nedense olayların benimle kesiştiği kanısına vardım. Çünkü veba hastalığı 2. Milenyumdan beri görülmemişti. Aklıma zehir geldi ve hemen cebimi kontrol ettim. Boştu.

Çiftçinin evine gittim. Eve vardığımda gördüklerim beni şok etmişti. Çiftçi ve ailesinin cesetleri gömülmüş, ev boşaltılmıştı. Ne olur ne olmaz diye evdeki eşyalara dokunulmamıştı. Tezgâhın üzerinde gördüğüm boş erlen(5) benim zehrimdi. Onun oraya nasıl geldiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ama durum gösteriyordu ki onları ben öldürmüştüm. Sonradan anlamıştım ki Lilionna'ya vermek için nilüfer kopardığım esnada şişe cebimden nehre düşmüştü. Bir şekilde de çiftçi ve ailesinin eline geçmişti.

Çaresizlik içinde düşünmeye başladım. Başka bir yolu olmalıydı. Hepsini birden kurtarmanın bir yolu. Ne kadar düşünsem de Ragun her türlü ölecekti. Geriye Ragun'un hayatını feda etmekten başka bir seçenek kalmıyordu. Bir tarafta Ragun, bir tarafta ise çiftçi ve ailesi vardı.

Son bir kez çalıştırmayı düşündüm kronografı. Cebimden kronografı çıkardım ve üzerine göz yaşımı damlattım. Gözümü kapatıp öylece bekledim. Gözümü açtığımda hiçbir şey değişmemişti. Tekrar tekrar denedim. Çalışmadı. Benim bencilce isteklerim bir ailenin ölümüne sebep olmuştu. Çiftçi, oğlu ve karısı. Ama artık çok geçti. Sonunda anlamıştım ki ölüm bir hayat almak istedi mi, onu alıyordu. Benim tek yaptığım hedef şaşırtmaktı.


5. Genellikle kimya laboratuvarlarında kullanılan ölçekli cam şişe.

KronografHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin