Rain

92 7 6
                                    

Nicholas artık hayatımın bir parçası olmuştu. Hatta hayatım olmuştu.Geçmişim,geleceğim olacağınada emindim ve öylede oldu. 01.06.2006 yılından beri sevgiliydik ve asla birbirimizden kopmamıştık.

*

12.02.2006

"Haydi Shannon yapabilirsin" dedi Nicholas. Bir tümsek hiç bu kadar zor gözükmemişti gözüme. Aşağıdan bakıldığında nasıl gözüktüğüm hakkında hiçbir fikrim yoktu. Çok aptalca olduğumun farkındaydım. Arkamı döndüğüm sayamadığım 8 yada 10 kişi beni bekliyor ve hatta inmem için intikamla bakıyorlardı. Okuldan kaçmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Bir aşağı bir caddeye ve bir daha arkaya döndüm. Artık inmem gerekiyordu. Daha fazla dayanamayan Nicholas beni aşağı inmem için ikna ediceğine düz duvara tırmanmayı yeğledi. Tüm zorluklarla nefes nefese olana dek duvara zorla tırmanmıştı. Yanıma oturduğunda konuşmak için hali bile yoktu. Kucağına yerleşip kollarımı omzuna sardım. "Düşmüceğimize emin misin?""Sence seni düşürür müyüm?" dedi gülümserken hayatımın sonuna kadar görüp görebiliceğim en değerli insan olduğunu bir daha fark etmiştim.  Kafamı aşağı çevirmeden kendimi yerde bulduğumda gülmek istemiştim bu komikti. Nicholas'ın canının acıdığını düşünerek ayağa kalktım ardımdan oda ayağa kalkmıştı. Duvardan diğer öğrencilerde kaçarken yağmur çiselediğini fark etmiştim. Kafamı  yukarı kaldırıp siyah bulutlara bir göz attım. "Berbat" Nicholas elimi tutup seri bir şekilde karşı caddeye geçirmişti beni. Yağmur şiddetlendiğinde Nicholasa bir göz attım. Üzerindeki deri ceketi bu Şubat ayında giyindiği için bir kez daha lanet ettim. Çantama bir göz gezdirdiğim içindeki şalı hızlı bir şekilde aldım. Nicholas ve benim ıslanmamam için kafamızın hızasında tuttum şalı. Bana bakıp gülümsediğinde hayatımdaki en büyük doğrunun en doğru adamı seçmiş olduğumu fark ettim. Hayalimdeki evlenme teklifine bir göz attım. Hım harika romantik bir evlenme teklifi olsa ve sesim soluğum kesilene kadar evet diye bağırsam. Mesele gelinliğimde kabarık olabilir belki de asil gözükmek için daha zarif kabarık olmayan balık modeli olabilir. Hayır Fransız danteli mi olsa? Imm hayır karar veremedim. Bütün bu hayallerimi yolda ki yağmur birikintisi ve 4er tane lastik mahvetmişti. Yağan tüm yağmuru üzerime aldığıma sırılsıklam olduğuma inanamamış halde beni mahveden arabaya doğru yönelip sert bir küfür savurdum. Şaşkın halde bakan Nicholas bir anda bütün enerjisiyle beni sırılsıklam eden arabaya doğru yürüyüp sert bir tekmeyle arabanın kapısını yamultmuştu. "Hey hey Nicholas gel buraya" deyip olabildiğince gücümle Nicholas'ı kenara savurdum. İçerdeki adam zengin birine benziyordu. Fazla umursamazdı hatta. Hiçbir tepki vermeden - ne bir özür ne bir sitem – yeşil ışığı görür görmez gaza basmıştı.

Umursuzca Nicholas'ı oturduğu yerden kaldırdım. "Gel buraya" Ayağa kaldırdığım an gögüsüne sarılmıştım. Ona çok yoğun duygular besliyordum. "Benim küçük bebeğim" dedi şevkatle saçlarımı okşarken bu hoşuma gitmişti. Üzerimize tuttuğum şal yerde mahvolmuş bir şekilde bize bakıyordu. Umursamadan birlikte ıslanmayı bekledim. Elini sıkıca tuttuğumda "İyi misin? Gerçekten böyle hareketlere gerek yok Nicholas" "Sinirlendim Shannon" derken elimden tutup yürümeye başlamıştı. Yürürken kafamı kaldırmış onu izliyordum izlerken bir gülümseme mevcuttu dudaklarımda. "Madem her yerin sırılsıklam mideni sıcak tutalım" "Kahve mi alıyoruz?" diye tahmin yürüttüm. "Hadi gel" Küçük bir kahve dükkanına girdiğimizde içerisinin boş masalarla dolu olduğunu görünce sevinmiştim. Bir masaya oturmam için emreden Nicholas'ı dinledim. Cam kenarı yağmuru izleyebiliceğimiz bir masaya oturdum. Elinde bir tepsiyle kahveleri masaya yerleştirdi ve oturdu.

Oturduğumuz masada öyle kalmıştık, saatlerce gülüşüp birbirimizle sırmaşmaya devam etmiştik.

*

Yağmur yağdığı için kapının önüne geçen küçük birkaç çocuğa gözüm takılmışken kapıyı aralayıp içeri girene yöneldim. Simsiyah bir ceketle sarıp sarmalanmış olan kişinin Josh olduğunu fark edince Nicholası dürttüm. Arkasından yine ona uyum gösteren Damaris içeri girdi. Bütün hayallerimi yıkan Damaris yüzünden mutluydum bir yana Nicholas gibi harika birini keşfetmiştim. Bizim masaya doğru yönelen çift sandalyelerini kapıp masaya oturdular. "Merhaba Shannon" dedi yine gıcık bir sesle Damaris."Merhaba nereye böyle?" dedim 'Meraklı Shannon' harekete geçmişti. "Takılalım dedik" derken Damaris Josh'un ellerini ellerine kenetlemişti. Uzun tırnaklarına bakmadan edememiştim. Gerçekten gösterişli bir kızdı.

Eski konular açıldıkça anıların içi deşiliyordu. Josh bir ara "Sen küçükken beni seviyordun değil mi?""Neyse ki o kadar uzun sürmedi çünkü dayanamazdım" dedim gülümserken onun gülümsemesi kaybolmuştu.


ShannonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin