2. Bölüm

2.9K 122 23
                                    

~2. Bölüm~

Sinirim yatışınca saate baktım. 09.00. Aptalın biri yüzünden uykumdan olmuştum. Gerçi biraz uyumuştum ama o tam anlamıyla uyumak sayılmazdı. Harika bir kokuyu içime çeke çeke mışıl mışıl uyumak uyku sayılmazdı.

Aklımdan geçenler üzerine bir anda kendime sinirlendim. Bu adam benim harbiden sinirlerimi bozmuştu. Saçmalamaya başlamıştım. Hem ben onun yüzünden eve gidememiştim.

Şimdi gitsem gidemezdim. Çünkü çalışanlardan kimse gelmemişti ve Mert de yoktu. Burada bir başıma kalmıştım. Acaba bir günlüğüne barı geç açsak ne olurdu? Millet sabahın köründe içmeye gelmezdi herhalde.

Biraz düşünüp en iyisinin eve gitmek olduğuna karar verdim. Zaten en fazla iki saate geri gelirdim.

Tam ben kapıdan çıkacakken az önceki adam hışımla içeri girdi ve yine bağırmaya başladı.

"Yaptığını beğendin mi ha! Senin yüzünden uçağı kaçırdım. Üstelik bu çok önemliydi. Sen var ya sen benim hayatımı mahvettin."

Bunları söylerken yavaş yavaş üstüme geliyordu. Nedense onun karşısında korkmuyordum. Ne kadar sinirlense de beni korkutamıyordu. Bu durumdan garip bir huzur duyarken biraz da rahatsız edici olduğunu düşündüm.

Hem ben ne yapmıştım da onun hayatını mahvetmiştim. Bir uçak kaçırmayla insanın hayatı kararır mıydı? Gidip yeni bilet alabilirdi. Üstelik görüntüsü zengin olduğunu belli ediyordu. Bir tane daha bilet almanın onu etkileyeceğini zannetmiyordum.

Bir adım daha atıp dibime girdiğinde hiç düşünmeden ellerimle göğsüne vurarak onu ittirdim.

"Bana bak. Sen kim oluyorsun? Bana bağırma hakkını nereden buluyorsun bilmiyorum ama fazla olmaya başladın. Benim işim gücüm var defol git başımdan beni rahat bırak."

Kafasını eğip hafif gülümseyerek tekrar kaldırdı. Bu hareketi ne kadar yutkunmama ve birkaç saniye nefessiz kalmama sebep olsa da fazlasıyla sinir bozucuydu.

Biraz daha yaklaşarak iyice bana yapıştı. Tekrar ittirdim ama kendini o kadar sıkmıştı ki bir milim bile kıpırdamamıştı. Nefesini yüzüme vura vura konuşmaya başladığında bu sefer önceki gibi bağırmıyordu.

"Asıl sen bana bak güzelim. Farkında olmayabilirsin ama bu beni ilgilendirmez. Önüme çıkan büyük bir fırsatı kaçırmama neden oldun. Eğer kaybettiğim şeyi duysaydın dudağın uçuklardı. Ayrıca sen beni buradan kovamazsın ben istediğim zaman giderim."

Sanki mümkünmüş gibi biraz daha yaklaştım. İşte şu an tamamen dip dibeydik. İşaret parmağımı göğsüne bastırarak cevap verdim.

"Birincisi  senin hayatın ve senin fırsatların umrumda bile değil. İkincisi benim dudağım kolay kolay uçuklamaz. Üçüncüsü seni buradan bal gibi de kovarım. Hatta kovdum bile. Şimdi defol!"

Parmağımı göğsünden çekip kapıyı işaret ettim. Nihayet geri çekildi ve parmağımı takip ederek kapıya baktı. Ardından yine aynı hareketi yaptı. Kafa eğme, sırıtıp tekrar kaldırma. Ah!

"Hani sen beni şu an kovduğunu zannediyorsun ya..."

Hemen sözünü kestim."Zannetmiyorum, kovdum!"

"İyi, öyle olsun bakalım"

Arkasını dönüp yürümeye başladı. Kapıya yaklaşınca bana baktı.

"Bazı şeyleri öğrendiğin zaman bu anı sana hatırlatacağım. Bakalım o zaman da böyle zafer sırıtışı yapabilecek misin?"

Ve bir daha arkasını dönmeden çıkıp gitti.

Benim Olsan?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin