14. Bölüm

1.8K 78 21
                                    

~14. Bölüm~

Kendimi yavaşça geri çektiğimde Poyraz kolunu omzumdan geçirdi ve başımı göğsüne yasladı. Eliyle saçlarımı okşamaya başladığında kesinlikle doğru kararı verdiğimden emindim. Onun olmak, ona ait olmak huzur vericiydi.

Birkaç dakika aynı pozisyonda hiçbir şey konuşmadan oturduktan sonra gülümseyerek sırtımı dikleştirdim ve zaten bana bakmakta olan sevgilimin yüzüne odaklandım.

"Tanıştığımız ilk gün senden nefret etmiştim."

Poyraz bu dediğime karşılık kahkaha atarak yanağımdan makas aldı. "Sen onu bir de bana sor. Hatırlamıyor musun, bana bağırdığında seni tehdit etmiştim."

Saniye süren hatırlama dilimini geçtikten sonra şakacıktan kaşlarımı çattım. "Bir şeyleri öğrendiğin zaman demiştin galiba değil mi?"

Başıyla beni onayladı ve devam etti. "Yani patronun olduğumu"

Başım istemsizce yere eğildiğinde cıklayarak eliyle çenemi kavradı ve yukarı kaldırdı. "O, o zamana aitti. Senden nefret ettiğim zamana. Sana delicesine aşık olduğum zamana değil."

Onun hala patronum olduğu düşüncesi zihnimi kurcalamaya devam ederken yüzüme bir gülümseme yerleştirip tekrar göğsüne sokuldum. İstifa ettiğimi geciktirmeden söylemem lazımdı.

"Poyraz ben..yani ablam, barda-"

Sözümü kestiğinde bu ağır yükü omuzlarımdan aldığı için minnet duyarak kulak kesildim. "Seni daha fazla orada çalıştıracağımı zaten düşünmüyordun değil mi?"

Kaşlarımı göremeyeceğini bilsem bile hayretle havaya kaldırdığımda beni fazla meraklandırmadan açıklamasını yaptı. "Yani benim barım ama o serserilerin arasında olmandan hoşlanmıyorum. Üstelik o kadar olaydan sonra."

Elimin içindeki elini baş parmağımla okşamaya devam ederken "Neden bunu şimdi söylüyorsun peki?" diye sorduktan sonra devam ettim. "Yani ben yıllardır orada çalışıyordum ve beni kovabilirdin. Sahi, ben seni daha önce neden görmemiştim?"

"Ben de uzun yıllar boyunca yurtdışındaydım. Görmemen gayet normal, ben de seni görmemiştim. Mert bana senin halini anlatınca acımıştım o kadar. Ayrıca bu diğer soruna da cevap olmuş oldu. Seni tanımıyordum ve işe ihtiyacın vardı."

Bir anda gülmeye başladığımda Poyraz'a sırtım dönük olsa da şaşkın bakışlarını hissedebiliyordum. Kollarının arasından çıkıp ona döndüğümde kahkahalarım biraz daha şiddetlendi. Poyraz da bu halime dayanamamış olacak ki bana katıldı. Yeniden nefes alabilmeye başladığımda soluklanarak "Seni görmeden nasıl biri olarak hayal ettiğimi bir bilsen." dedikten sonra biraz daha güldüm.

Daha sonra ona hayalimdeki Poyraz Devran'ı anlattım. Yani kırklı yaşlarda, göbekli, iki çocuğu olan adamı. Birkaç dakika daha güldükten sonra sustuğumuzda bir anda titrediğimi hissettim. Hırkamın kollarını avuçlarıma kadar çekiştirdiğimde Poyraz ceketini çıkarmaya yeltendi. "Hayır hayır, çıkarma. Sen üşürsün o zaman."

Beni dinlemeden ceketini çıkardı ve beni kolunun altına aldıktan sonra ikimizin sırtına geçirdi. Anın keyfini çıkaramadan düşmeye başlayan yağmur taneleri benimle birlikte Poyraz'ı da endişelendirdiği için kalkmaya karar verdik. Neyseki Poyraz arabasıyla gelmişti ve ıslanmaktan kurtulmuştuk.

Arabaya biner binmez klimayı sonuna kadar açtık ve bir güzel ısındık. Araba ablamın evinin olduğu sokağa dönmediğinde şaşkınlıkla Poyraz'a döndüm.

"Bana gidiyoruz."

--

Ablamın evini aratmayan koca salondaki koltukta otururken etrafı inceliyordum. Poyraz'ın duş alacağını söyleyip yukarı çıkmasının üzerinden yirmi dakika geçmişti. Önümdeki devasa saatten bunu görebiliyordum. Yukarı çıkıp uygunsuz bir durum yaşamamak adına burada öylece oturmayı seçmiştim.

Benim Olsan?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin