[Bölüm 3] -Gülüşünden Öptüğüm-

134 6 2
                                    

Umarım bu bölümü beğenirsiniz. yorumlarınız ve oylarınız benim için çok önemli. Bu sayede devam edip etmem gerektiğini anlarım. Sizleri seviyorum...<3

Hastaneye götürülen ağabeyimi s*klemeden koşarak odama çıktım. Saç kurutma makinemi alıp prize taktım. Saçımı kuruturken geleneksel olarak şarkı söylemeye başladım.

Because I'm happy.

(Çünkü mutluyum!)

Clap along if you feel like a room without a roof.

(Ellerini çırp, sen de çatısı olmayan bir oda gibi hissediyorsan eğer!)

Because I'm happy.

(Çünkü mutluyum! )

Clap along if you feel like happinessis the truth.

(Ellerini çırp,sen de gerçeğin mutluluk olduğunu hissediyorsan eğer!)

Because I'm happy. 

(Çünkü mutluyum!)

O sırada popomun altında titreyen telefonum susmamı sağladı. Saç kurutma makinesini  kapattım ve özel numaradan gelen çağrıyı kabul ettim.

-Özür dilerim bebeğim beni affet.

+Küfürü bile haketmiyorsun!

 

Beni arayan Thomas'dı. Eminim ki Thomas'ın kim olduğunu merak ediyor ama az çok tahmin de bulunuyorsunuz. Thomas benim sevgilim. Daha doğrusu sevgilimDİ. Okulun en yakışıklı çocuklarından biriydi ve haliyle etrafında bir çok kız vardı. Siyah saçlı, kahverengi ama yeşilimsi gözleri, kas yığını vücudu ve beni ona aşık eden çapkın gülümsemesi... Adı üstünde "çapkın".

Herneyse,  Thomas'ın varlığını unutarak saçımı kurutmaya devam ettim. Saçımı 2-3 dakikka daha kuruttuktan sonra balkondan gelen ses ürkmeme sebep oldu. Saç kurutma makinemi kapatıp yere bıraktım, balkonumun açık olan kapısına yöneldim. Tam balkon perdesini açarken aynı anda içeri giren Thomas yüzünden korkup yere düştüm. Thomas da fırsatdan istifade yere eğilip ellerimi tutarak sabit durmamı sağladı.

-Beni dinlemek zorundasın bebeğim.

+Thomas beni hemen bırak. HEMEN!

-Thomas demek? Aşkıma ne oldu? Canıma ne oldu?

+Aşkım mı? Canım mı? Sen neyden bahsediyorsun Thomas? Beni aldattıktan sonra sana aşkım yada canım diyemem. Sende bunun için trip atamazsın. Kafan mı güzel gerizekalı? Beni aldatıp başkasını tercih eden sendin? Seni o kızla çok yakın bir şekilde görmüştüm.  Bunun nesi yanlış anlaşılma apt-

O esnada konuşmamı hiç beklemdeğim bir öpücükle böldü. Bunu kesinlikle beklediğim söylenemezdi. Thomas'ın beni ilk defa bu kadar içten öptüğünü hissediyordum.  Beni aldattığını düşündüğüm biriyle öpüşmek istemezdim ama bu çocuğa karşı koyamıyordum.

İlk başta dudağıma küçük bir öpücük kondurdu. Sıcak dudaklarını hissetiğimde kendimden geçtiğim aşikardı. Gözlerimi istemsiz olarak kapamıştım. Thomas'da kenidini tutamıycak olsa gerek ki bir öpücük daha kondurmasıyla herşeyi o başlattdı. Uzun bir süre dudaklarını dudaklarımda tuttuktan sonra dilini sanki geçiş izni istermiş gibi dudaklarımda gezdirdiğini hissetdim. Dudaklarım onun diline karşı yenik düştü ve iznediği izni beklemeden verdi. Ağzımda gezinen dili beni baştan çıkarıyor git gide ona bağlanmamı sağlıyordu. Birbirine deyen dillerimiz içimdeki amazon hayvanlarının tepinmesine neden oluyordu. Bu benim ilk öpüşmemdi. Uzun bir süre öpüşmemizden sonra dudaklarını dudaklarımdan yumuşak ve yavaş bir şekilde ayırdı. Gözlerimin içine bakıp yavaşça boynuma doğru eğildi. Nefes verişini boynumda hissediyordum. Bu benim gittikçe hevesimi arttırıyordu. Yavaş yavaş boynumu öpmeye başladığında huylanıyor, dayanmak için sırtını tırmalıyordum.

-Tom lütfen bırak beni.

+Tom dediğine göre sinirin geçti.

-Neden o kızlaydın.

+Hayatım pahasına yemin ederim bebeğim seni aldatıcak hiç birşey yapmadım. Seni seviyorum Bell.

-Sana inanmalı mıyım?

+Tüm kalbine inanmalısın.

Tom çapkın ancak yalan söyliyen biri değildi. Bu da beni ona daha da aşık eden bir nedendi. Söylediklerine inandığım sırada bunun tek bir fırsat olduğunu düşündüm ve boynumu öpmeye başladığı sırada onu yere devirerek yere yatmasını sağladım. Thomas anlamaya çalışan gözlerle bana bakarken zaman kaybetmeden üstüne çıktım.

-İşte benim kızım. Seni seviyorum Bella.

Çapkın gülümsemesiyle bana bakarken kendimi tutmak için çok zorlanıyordum. Tam o sırada Thomas bir eliyle beni kendine çekmeyi başarmıştı. Dudakları dudaklarımda, bir elide belimde gezinirken heycandan ölmek üzereydim. Elimi tişörtünün içine sokup, bir yandanda baklavalarıyla oynarken bir ses duyduk. Evdeki birşeyin kırılma sesiydi bu. En güzel yerinde ikimizde korkmuştuk. Bu evde birinin olduğuna işaretdi, belki de

hastaneden dönmüşlerdi. Bunları düşünürken odama doğru yaklaşan sesi duyduk ve olucaklara kendimizi hazırlayıp korkulu gözlerle birbirimize bakmaya başladık.

-Seni seviyorum bebek.

+Bende seni seviyorum gülüşünden öptüğüm...





Bella'nın GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin