Bölüm 12

106K 4.2K 264
                                    

Selim'in Anlatımından

Lanet olsun! Bu kadının kucağındaki benim kızım mı yani! Allah kahretsin! Daha fazla dayanamayacağımı anlayıp çıkmak için ayağa kalktım.

"Benim gitmem lazım. Siz de taksiyle dönersiniz" deyip cevap beklemeden hastaneden çıktım. Temiz hava bile beni boğuyordu. Nasıl bu kadar aptal olabilirdim. Kendi yaptığım hata yüzünden kaybedecektim. Şimdi ben ne yapacaktım?

Arabaya bindiğimde büfeden birkaç şişe içki aldıktan sonra arabayı Leyla ile ilk evlendiğimizde kaldığımız eve doğru sürdüm. Eve gitmeye yüzüm yoktu. Aynı şeyi Leyla yapmış olsa ne yapardım hiç bilmiyordum. Evi arayıp Leyla ile ilgili haberleri aldıktan sonra kesinlikle evden çıkmaması için çalışanları uyardım.

Hiçbir yere sığamıyordum. Eski eve geldiğimde biraz olsun huzur buldum. Bu evde kısa bir süre yaşamış olsak da çoğu yerde Leyla'nın izleri vardı.

Telefonum çaldığında açacak mecalim yoktu. İçip her şeyi unutmak istiyordum. Bir süre sonra asistanımdan gelen mesajı okuduğumda bile önemseyemedim. İhaleyi alamayıp anlaşma sağlayamamışlardı. Normalde sinirlenmem gerekirken ben hiçbir şey yapamıyordum.

O işte bile sırf Leyla'yı rahat ettirmek için bu kadar çok çalışıyordum. Madem Leyla'mı kaybetmek üzereydim isterse şirket batsındı. Artık bir önemi yoktu. Bu düşüncelerle kaç tane sigara, kaç bardak içki içtiğimin farkına bile varamadan koltukta sızıp kalmıştım.

Sabah yine telefonumun sesi ile uyandım. Babam arıyordu. Sesini kısarak koltuğa tekrar uzandım. Başım ağrıdan çatlayacak gibiydi. Kolumu kımıldatacak dermanım yoktu. Toparlanıp bir şeyler yapmalıydım ama kendimi tükenmiş hissediyordum. Anksiyetem nüksetmişti.

Telefonum tekrar çaldığında bu sefer evden arıyorlardı. Ona cevap verdiğimde Nermin hanım Leyla'nın dünden beri yemek yemediğini, bugün de ateşinin çok yüksek olduğunu haber vermişti.

Hemen arabanın anahtarını alıp eve doğru yola çıktım. Yolda doktor olan kuzenimi arayıp durumu anlattım. Dediği şeyleri yaptığım zaman hâlâ ateşi düşmezse o zaman eve gelip Leyla ile o ilgilenecekti.

Eve geldiğimde Nermin hanım Leyla'nın başında bekliyor Leyla da sırt üstü yatmış ağlıyordu. Ama ağladığının farkında değildi sanki. Bir tür transa girmiş gibiydi. Yüzü ağlamaktan olsa gerek şişmişti. Nermin hanım "Sabahtan beri böyle, dün gitmek için evin altını üstüne getirdi, telefonlarımızı istedi, biz vermeyince daha kötü oldu, yemek yemedi. Şimdi de böyle ne yapacağımızı bilemediğimiz için sizi aradık."

"İyi yapmışsınız, gerisini ben hallederim, siz bize çorba yapın lütfen."

Nermin hanım çıktığında Leyla'ya seslendim ama beni duymuyor gibiydi. Banyoya gidip suyu ılık olacak şekilde ayarlayıp küveti doldurdum. Leyla'ın üstünü çıkarıp küvete oturtup arkasına da ben oturdum. Bedeni çok sıcaktı kendinde değildi, bana dönüp sıkıca sarıldığında titriyordu. Onu teskin edecek şeyler söyleyerek sakinleştirmeye çalıştım. Görmeyeli sadece bir gün olmasına rağmen deli gibi özlemiştim. Ben gücümü de güçsüzlüğümü de ondan alıyordum. O olmadan devam edemezdim.

Ağlarken görmek canımı yakmıştı. Annesinin ölümünden sonra onu hiç ağlarken görmemiştim. Ona yaptığım onca şeyde bile asla ağlamamıştı. Bir süre daha suda kaldıktan sonra Leyla'yı kucakladığım gibi banyodan çıkardım. Kurulayıp giydirdiğimde hâlâ tam olarak kendine gelememişti.

Yatakta dik bir şekilde oturtup çorbasını içirirken küçük küçük kopardığım ekmekten de yemesini sağladım. Başta itiraz eden mırıltılar çıkarsa da sonra pes edip yemişti. Gelirken eczaneden aldığım ateş düşürücücü de içirdiğimde dinlenmesi için yatırdım birazdan ateşi düşerdi sanırım.

TUTULMA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin