Bölüm 38

91.3K 3.5K 186
                                    

Yine dördümüzün aynı yatakta uyuduğu bir gecenin sabahında Selim'in sesi ile uyandım. Bizim ikizler babalarıyla da kavuştuğundan beri bizden ayrı yerde uyumuyorlar, bu da Selim'i iyiden iyiye rahatsız ediyordu. Geçen gece uyudukları zaman bana onları yataklarına yatırtmıştı ama uyandıklarında çığlık çığlığa ağladıkları için bunu yapmaya bir daha cesaret edememiştik. Şimdi de Selim daha bir buçuk yaşında bile olmayan oğluma bu konu hakkında bir şeyler anlatıyor, ben de uyandığımı belli etmeden onun bu tek taraflı konuşmasını dinliyordum. Hazar Selim'in her sözünden sonra bana daha çok sokuluyor yine de sesini çıkarmadan babasını dinliyordu.

"Bana bak, o sokulduğun kadın senin annen olabilir ama benim de karım tamam mı? Bugün son birlikte yatışımızdı. Özel hayat diye bir şey var. Tamam evladımsınız ama böyle olmaz. Artık tıpış tıpış kardeşinle odanızda yatacaksınız." dediğinde daha fazla gülmemi tutamamıştım. Üzerimde uzanan Hazar da göğsümün sallantısından uyandığımı anlamış şaşkın şaşkın bana bakıyordu.

"Selim, Hazar pek seni dinleyecek gibi görünmüyor, üzgünüm."

"Off Leyla bir çözüm bul o zaman. Sen yanımdasın ve buna rağmen deli gibi özledim. Küçücük çocuğa bile sözümü dinletemiyorum. Ama kara gözlerini bana dikmiş bakarken dediklerimi anladığından o kadar eminim ki."

"Bencillik yapıyorsun Selim. Onların ebevenleriyiz. Biz hastanedeyken yalnız kaldılar. Şimdi de bizden ayrılmak istemiyor olmaları çok normal. Bu geçici bir süreç. Bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatmamız gerektiğine inanıyorum. Onlarla güvenli bağlanmayı tekrar sağlamamız lazım. Lütfen onlarla bu şekilde konuşma."

"Tamam Leyla. Buna da tamam. İsterse bu ikisi yirmi yaşına kadar yanımızda yatsın yine de bir şey demeyeceğim." dediğinde söylediklerini duymazdan gelip oğlumu da alıp yataktan çıktım. Selim bazen hiç olmayan üçüncü oğlummuş gibi davranıyordu, bugün de onlardan birisiydi.

Mutfağa indiğimizde güzel bir sofra bizi bekliyordu. Hazar'ı bebek sandalyesine oturttuktan sonra önce onun karnını doyurmaya başladım. Aynı şekilde Selim de Aras'ı yediriyordu. İki gün önce çıkan alçısından sonra pek bir problemimiz kalmamıştı ama hareketsiz kalan bacaklarının daha da güçlenmesi gerekiyordu.

Kahvaltı faslımızdan sonra okula gitmem gerekiyordu. Bugün de beni Selim bırakacağı için salonda onu bekliyor beklerken de çocuklarla televizyon seyrediyorduk. Program reklam arasına girince bizimkilerin en sevdiği mama reklamı çıkmış pür dikkat onu daha doğrusu reklamdaki küçük tatlı kızı seyrediyorlardı. Birbirlerinden başka çocuk görmedikleri için reklamdaki kız oldukça ilgilerini çekiyordu. Neyseki yakında halalarının da kızı doğup aralarına katılacaktı. Ne yalan söyleyeyim ben de oğullarım kadar kız çocuklarına ilgi duymaya başlamıştım. Selvi'nin kızını heyecanla bekliyordum.

Selim nihayet salona teşrif ettiğinde okula gitmek için yola çıktık. Kaza onda travma yaratıp araba kullanmaktan kaçınması gerekirken Selim de tam tersi etki yapmış benim kullanmamdan, kaza yapmamdan korkmaya başlamıştı. Ben de bu yüzden onun beni okula bırakmasının keyfini çıkarıyordum. Işıklarda durduğumuz zaman iyice yanına sokulup başımı omzuna yasladım.  Dışarıda yağan yağmur, arabada çalan güzel bir şarkı ve yanımdaki sevdiğim adamın varşığıyla adeta huzur patlaması yaşıyordum.

Nihayet okula geldiğimizde Selim'i öpüp arabadan indim. Okulun kafeteryasına geçtiğimde gözlerim Kudret'i ararken hedefimi hemen bulmuştum.

Kudret bizim okula bu dönemlik gelen çıtı pıtı çok tatlı bir kızdı. Birbirimizden not alıp verirken samimiyetimizi baya bir ilerletmiştik. Zaten o da neredeyse benim on katım kadar sıcak kanlı bir insan olduğu için kısa sürede dost olmuştuk. Hatta bu kısa sürede Selim den bile daha fazla bana aşkım, canım diye hitap ettiğine emindim.

TUTULMA (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin