"BELKİ"

123 15 6
                                    

Canım alarmım bir kere de çalma. "Yaaa.. Off kapa şunu "Tipe bak ya bu kız yeni uyanırken çok minnoş. "Deniiiizz!Kapat şu lanet olasıca alarmı"Minnoş kızdı."Tamam kankam kalk hadi. Okula geç kalmayalım."Yatakta oturur pozisyonunda uyuyan Tuğçe ye bakıp gülümsedim. Alarmı kapatıp lavaboya koştum. Her gün yaptığım rutin işleri bugün de tekrarlayarak odaya geri döndüm. Tuğçe ye baktığım da çoktan hazır olduğunu gördüm. Bende kot şortumu,beyaz düz bir tişört ve kot ceketle tamamlayıp saçımın uçlarını hafif dalgalandırdım. Aşağı Tuğçe'nin yanına indiğimde çoktan kahvaltıya başlamış olduğunu gördüm.Pek kahvaltı yapmayı sevmediğim için minnoşumu beklerken sosyal medyada takılmaya başladım.Sonunda ayının kahvaltısı bitince dışarı çıktık bugün yürümek istediğimiz için arabamın anahtarını almadım. Hızlı hızlı yürüken yanımızda bir araba durup korna öttürdüğünde kafamı yana çevirip kim olduğuna baktım. Selim yani namı değer yavşağı beklemediğim için şaşırmıştım.  Yanındaki Arda'yı görünce daha bi şaşırdım.
-Kızlar gelin hadi sizi de götürüyim. Üşürsünüz.
-Bir biz yürümek istediğimiz için arabayla gitmiyoruz. İki üşümemizden sanane.
-Ah ah atarlı kız sizi düşünüyorum. O zaman okulda görüşürüz.
Ya valla katıksız yavşak bu çocuk. "Kanka bu çocuk iyi yavşıyo sana".
"Kanka allah aşkına bana uzaktan yavşazın çünkü onu gerçekten çekemiycem."Söylediğim söz üzerine Tuğçe anırarak gülmeye başladı. Okulun bahçesine girdiğimizde kalabalık dikkatimi çekmişti. Tuğçe ile oraya doğru ilerlerken gördüğüm manzara karşısında sinirim tavan yapmıştı. Özlem salağın burslulardan birine bağırdığını ve kızın ağladığını görünce hemen yanlarına gittim.
-Hop noluyoz?
-Sen karışma Deniz bu benimle şu eziğin arasında.
- Bana bak sen bana diklenemezsin bu birincisi,ikincisi ise bu okulda herkes eşit burslularda buna dağil duydun mu?Şimdi uza burdan.
   Bana dik dik baktıktan sonra gitti. Bende tam gidecekken kolumdan tutulmamla kolumu tutana baktım. Bana hafifçe tebesüm ederek "Çok teşekkür ederim "Diyerek kolumu bıraktı ben de tebessüm edip sınıfa doğru yürümeye başladım. Sırama oturur oturmaz önümde Yaman ile oturan Burak arkasına döndü."En best kankam. Canımıniçi gibi sevdiğim benim gibi yakışıklı bir arkadaşın var diye çok seviniyorsun dimi? Bende öyle düşünmüştüm." "Bir egonu yere bırak. İki yağ çekme kayarsın."  "Ay benim kankam laf sokmaya mı çalışırmış gız seni yerim ben. Kanka bi şey dicem bana tarih sınavında kopya versene?" Anlaşıldı bana salağın neden övgü dolu sözler söylediği. Ben de diyorum neden böyle konuşuyor. Ona bir piç smile bakışı atıp "Bilemem kanki yani şimdi."Şaka yaptığımı anlayasaya kadar neler söyledi salak.En sonunda hoca gelince önüne dönüp sustu. Hoca sınav kağıtlarını dağıttıktan sonra hem kendim yapıp hemde Burak'a kopya vermeye çalıştım sonunda kağıdımı verip çıktığımda. Kapının yanındaki duvarın önünde Arda'yı görünce onun karşısındaki duvarın önüne oturdum.  Yanıma birinin oturmasıyla kafamı o tarafa çevirdim. Yan sınıftan Atakan olduğunu görünce tebessüm ederek önüme döndüm.
-Merhaba Deniz
-Merhaba Atakan
-Bu akşam benimle dışarı çıkar mısın birazcık eğleniriz. Her zaman takıldığınız bara  götürürüm seni

Düşündüm de mantıklı gibiydi hem nolurdiki her zaman ki bara gitcektik.
-Tamam.
-O zaman akşam seni alırım görüşürüz.
-Görüşürüz.
Kafamı karşıya çevirdiğimde Arda nın bana baktığını fark ettim ona'hayırdır gülüm' bakışı attım. Gülerek kafasını çevirdiğinde gülüşünde tuhflık vardı anlam veremediğim bir tuhaflık. Aman bana ne ya çokta tın çokta fifi. Herkesin sınavı bittiğinde içeri girdik. Hoca sınav kağıtlarını okumaya başladı.
-İlk olarak yüz alanları söylüyorum Deniz,Arda,Burak,Tuğçe....
Hoca sonunda sınav kağıtlarınıda okuyunca bizi serbest bırakmıştı. Bizde bizim grup sohbet etmeye başladık. Zil çaldığında kendi sırama oturmuş. Telefondan oyun oynuyordum sınıfın kapısı bir anda açılınca oraya baktım. Tanımadığım çok ama çok güzel bir kız içeri girdi ve onu fark etmeyen Arda 'nın önünde durdu.
-Arda!
-Yeşim!
-Aaaa!İsmimi hatırlıyorsun. Sana bir şey söylemem lazım.
-Uzatma kısa kes.
-Hamileyim!
Yuh yavaş gel. Arda çok şaşırmış olmalı ki dondu kaldı. Arda yı geçtim ben niye böyle olmıştum niye canım yanmıştı niye böyle hissetmiştim. Buradan hemen çıkmalıyım çünkü çok saçmalıyorum. Dışarı çıkıp kapıyı arkamdan yavaşça kapattım. Okulun
çatı katına çıkıp.Yere oturdum ve ne olduğunu anlamadan ağlamaya başlamıştım. Babama,anneme,lanet yaşamıma ağladım.Kapı bir anda açılınca kimin olduğuna bakmadan göz yaşlarımı silmeye başladım. Yanıma oturunca kafamı kaldırıp kimin geldiğine bakma zahmetinde bile bulunmadım."Beni kıskandığın için mi ağlıyorsun?"Bu Arda'ydı. ve ukala benim onu kıskandığımı düşünüyor mal.
-Ben seni ne kıskancam be salak.
-Niye ağlıyorsun o zaman.
-Aile mevzusu kısacası babamla ilgili.
-Anlatmak istersen dinlerim.
-Özellerimi özel insanlara anlatırım.
-Belki bir gün bana anlatırsın.
-Belki.

 

DÜŞMAN AŞIKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin