"ARAMIZDA KALSIN"

70 9 2
                                    

Deniz'in ağzından...

2 gün sonra...

Bugün çok sevgili babam, üvey annem ve üvey kardeşim gelecekti. Bu yüzden evden çıktım. Yürüyüş yaparken bir anda telefonum çalmaya başladı.

  Babam arıyor...

-Efendim.
-Nerdesin sen?
-Yürüyüş yapıyorum.
-Çabuk eve gel.
-Tamam.
  Geldiğim yoldan geri yürümeye başlamıştım. Anahtar almadığım için kapıyı çaldım. Kapı açılınca Ayça Teyzeyi öpüp içeri geçtim. Salondan geçmemle içeride oturan kişiyle ağzım koca bir o şekli almıştı.
-Özlem! Şaka de mi hani kamera nerde?
-Hayır canım üvey kardeşim şaka değil.
Anasıyla geldiği yetmiyormuş gibi birde arkadaşlarını getirmişti.
-Merhaba kızım ben Şebnem.
-Merhaba.
-Deniz benimle gel.
Babamın arkasından çalışma odasına girdim. Karşısına geçtim"Terbiyesizleşme." diye bağırmasına gerçekten şaşırmıştım. Ne diyeceğimi bilmiyordum bu yüzden aklıma ilk gelen şeyi söyledim "Baba sana bir kere sarılabilir miyim?" Gözlerimin içine baktı ilk önce sonra kollarını açtı ben de bunu beklediğim için hemen kolarımı boynuna doladım. Kokusunu ilk defa bu kadar yakından alıyordum ya da ilk defa ona bu kadar yakın oluyordum. O bana sarılmasa da ben ona ilk defa sarılmıştım ya o bana yeter. Ben düşüncelerimle boğuşurken kollarımı boynundan çekti. O zamana kadar ağladığımı anlayamamıştım.
-Baba gerçekten özür dilerim. Keşke annem yerine o doğumhaneden ben ölü çıksaydım.  Annem yaşasaydı beni sever miydin?
-Bilmem severdim herhalde.
-Ama annem öldü. Peki sen annemi seviyorsan niye o kadınla evlendin?
Anlamadığım bir anda hızlı bir şekilde tokat yememle kafam hızla sağa doğru döndü.
- 1.  Senin ona anne demeye hakkın yok. O senin yüzünden kara toprağın altına girdi. Sen hiç anneni haketmedin.2. Benim işlerime karışma ve bir kaç gün bu eve uğramazsan iyi edersin.
  Sözleri o kadar canımı yakmıştı ki küçükken söylediği sözler bile bu kadar canımı yakmamıştı. Odama eşyalarımı almaya gittim sonuçta istenmiyordum burada. Eşyalarımı küçük bir valizin içine koyarken kapı çaldı.
-Gel!
-Kızım,prensesim. Nereye?
-Bi evden kovmamıştı onu da yaptı.
-Öyle deme kızım
-Nasıl demeyeyim Ayça Teyze? Neyse görüşürüz Ayça Teyze.
-Görüşürüz kızım.
Aşağı inerken gülüşme sesleri geliyordu. Belki de en doğrusu gitmem di babam böyle daha mutlu olacak gibi. Kapıyı açıp dışarı çıktım arabama binip ilk önce annemin mezarına gitmek üzere arbamı çalıştırdım. Sonunda mezarlığa gelince arabamı park edip indim. Hızlı adımlarla annemin mezarlığunın önüne gelip taşın üstüne oturdum.
-Nasılsın anne? Ben hiç iyi değilim. Özür dilerim... Özür dilerim hayatını çaldığım için babamla sizi ayırdığım için çok özür dilerim. Keşke anne o doğumhaneden ben değil de sen sağ çıksaydın. Anne seni çok merak ediyorum. Her kızın yaptığı gibi her şeyimi sana anlatmak istiyorum. En çok da bir şeyler konuşurken ben başımı dizine koymuş yatıyorum sen saçlarımı okşuyorsun bunu gerçekten o kadar istiyorum ki.. Ben yanına gelirim. Görüşürüz.
 
  Peki şimdi napıcaktım. O evde kalamazdım artık. Babam düşmanım gördüğüm kişinin annesiyle evlenmişti. O kızla aynı evde yaşayamazdım. Zaten babam da pek benle ilgilenen biri değildi. Düşün Deniz düşün... Buldum Tuğçe ile ayrı eve çıkabiliriz. Tuğçe de ayrı eve çıkmak istiyordu zaten. Tuğçe ye gitmeden önce beni çok rahatlatan bir yere gitmek istemiştim. Arabamdan inince çiçeklere dikkat ederek boş bir yere oturdum. Burasını geçen sene keşfetmiştim ve bana o kadar iyi geliyordu ki...
-Oturabilir miyim?
-Arda senin ne işin var burada?
-Seni takip ettim.
-Sebep.
-Evden çıkarken sinirliydin. Bir de babanla konuşmalarını duydum. Kendine bir şey yapmandan korktum.
-Bu zamana kadar kendime bir şey yapmadıysam inan bana bundan sonra da yapmam.
-Peki napıcaksın?
-Ayrı eve çıkmayı düşünüyorum.
-Tek mi?
-Hayır Tuğçe ile ona söylemedim daha ama o zaten önceden söyleyip duruyordu.
-Eee... Bizim karşımızdaki daire boş isterseniz bir bakın.
- Ben Tuğçe ile konuşuyim okul çıkışında bizi götürür müsün?
-Tabi götürürüm. Tuğçe evi sevmese bile tutmak isteyecektir.
-Neden?
-Çünkü Tuna ve Selim ile kalıyorum.
-Çok teşşekür ederim. Görüşürüz.
-Görüşürüz.
  Kalkmamla geri oturmam bir oldu.
-B-bu konu aramızda kalabilir mi düşman?
Kahkasıyla kaşlarım çatıldı neden gülüyordu ki bu?
-Ne gülüyon olum?
-Düşman demem komiğime gitti sadece. Tamam aramızda kalsın.
Arabama binip Tuğçe lere doğru sürmeye başlamıştım bile. Yarım saat yolculuğun arasından sonra gelebilmiştim. Kapıyı çalıp beklemeye başlamıştım.
-Kim o?
-Kalbinin hastası.
-Ayyy!Evi abazalar bastı.
Gülerek kapıyı açınca hemen sıkıca sarıldım. Ne yaparsam ne söylersem beni bırakmayan tek insana.
-Kanka sana bir kötü,bir şaşırtıcı,iki tanede çok sevineceğin haber var. 
İçeri geçtiğimde koltuğa oturdum hemen yanıma gelip anlat bakışlarından yolladı.
-Hangisinden başlayayım?
-Şimdi ilk kötüden başla çünkü...
-Tamam sormadım farzet. Kötü haber bugün babamlar geldi. Babamla yine kavga ettik. Babam bana tokat attı. Sonra da dedi ki bir kaç gün eve uğramazsan iyi edersin dedi. Şaşıracağın haber yeni gelen Özlem salağının annesi ile evlenmişler. Sevineceğin ayrı eve çıkalım eğer istersen ve bir diğeri de bir ev buldum gerçi eve bakmadım ama karşı komşumuz sevgilin ve o salak iki erkek arkadaşı.
Biraz daha konuşup gıybetin içine etmiştik en son uyumaya karar verdik.
♉♉♉♉♉♉♉♉♉♉
    
   Lanet girsin alarma. İnşallah evde yalnız korku filmi izlerken elektrik gider. Allahım ben ne diyom kafayı yedim valla. "Yaaa! Senin sesinden girip sülalenden çıkcam şimdi offfff... Ben uyanmak istemiyorum." Mal bu kız sanki ben her gün erken uyanmak için dua ediyorum. " Kanka bir şey dicem" . "Kanka bir şey deme iki şey de."

"Yarebbim benim günahım neydi yaaa... Ban bu gün ilk derse girmiycem. Çünkü ekstra yakışıklı enişten ile kahvaltı yapıcaz."
  
"Tamam ben de kendi arabamla yalnızlığa hükmedilmiş bir şekilde okuluma giderim."

"Ah kankam ben sana birini bulucam merak etme."

"Allah aşkına sen bulma neyse ben gidiyorum."

"Tamam"

♉♉♉♉♉♉♉♉♉♉

"Evet çocuklar dersimiz bitmiştir."

"Hocam zaten iki dakika kalmış."

"Olabilir Burak."

"Olamaz nayır olamaz kabul etmiyorum"

"Burak tamam kanka sus"
 
Bana dönüp dil çıkarmasıyla kafasına bir tane geçirdim.

"Hocam böyle gereksiz konuşan insanları neden uyarmıyorsunuz?"

"Özlem kendine gel. Sen kime gereksiz diyosun?"
 
  Bize bakarak size diyince ben de devreler koptu yanına gidip saçına yapıştım.  En sonunda bizi ayırdıklarında elime bakıp yüzümü buruşturdum.

"Sen kaç haftadan beri banyo yapmıyosun. Elim şuan yağ kütlesinin içine düşmüş gibi iğrenç."

Belki ağır konuşmuş olabilirim ama o da bize gereksiz diyince ve dün yaşadıklarım sonrasında sinirimi ondan attım.

♉♉♉♉♉♉♉♉♉♉

-Kanka hiç gelmeseydiniz.( yaman)
-Kanka aslında gelmiycektik de naparsın.(tuğçe)
-Yalnız kavga kaçırdın(ömer)
-Aynen yaa.. Hele Deniz nasıl laf söyledi. Orada sınıf koptu.(Sude)
-Ben bi dışarı çıkıyorum.

Çok bunalmıştım sınıfta ve dışarı çıkıp temiz hava almam lazımdı. Kulaklıklarımı takıp bizim çardağa oturdum. Birden yanıma biri gelip kulaklıklarımı çıkardı.
"Ben geldimmm."
"Cemmm!"
Hemen ona sıkıca sarıldım onu gerçekten çok özlemiştim.

Arda'nın ağzından...

Sıkılmıştık sınıfta oturmaktan. Dışarı çıkmaya karar vermiştik. Boş bir çardak bulup otururken. Deniz de onların oturduğu çardağa oturmuştu. Müzik dinliyordu. Sanırım babası ile yine tartışmış olabilirlerdi. Bu sırada yanına Cem denen şerefsiz oturmuştu. Onun burada ne işi vardı. Birbirlerine sarıldılar. Şu an o Cem' in ağzıyla burnunu yer değiştiresim vardı. Banane ki istediği kişiye sarılabilirdi sonuçta o benim düşmanım(!)

Deniz'in ağzından...

  Son derste bitmişti. Bugün ilk olarak eve bakacaktık sonra eşyalarımızı alıp evimize gidecektik.

-Tuğçe yürü benim arabama.
-Ama kanka ben ekstra yakışıklı sevgilim ile gitsem.
-Salak mısın kızım ben kaynanamıyım aranıza gircek tövbe tövbe. Tuna ben sizi takip ederim.
-Tamam Deniz.

Arabama binip çifte kumruları takip etmeye başladım. Sonunda geldiğimiz de arabayı park edip çifte kumrularının yanına gittim. Yukarı çıktığımız da Arda bizi kapının yanında bekliyordu. İçeri girip odaları dolaşmaya başlamıştık. Eşyalarımız yoktu ama bugün alacaktık.

-Eee... Nasıl buldunuz?(arda)
-Ben bayıldım.(tuğçe)
-Ben de.
-O zaman tutuyor musunuz?
-Evet.

♉♉♉♉♉♉♉♉♉♉

Babam sayesinde her şeyi halletmiştik odamızı falan da yerleştirmiştik. Sadece mutfak yerleştirmesi vardı. Odamı yerleştirince içeri çifte kumrularının yanına gittim.
-Aşkım beni ne diye kaydettin?
-Böceğim.
-Ay kusçam ne be o öyle vıcık vıcık.
-Kankacım sen ne anlarsın ilişkiden.
-Kanka anlamıyor olabilirim ama böyle de vıcık vıcık ilişki de sevmem yani. Şimdi siz mutfağı yerleştiriken ben de markete gidiyorum.
-Bu saatte kız başına mı olmaz sabah gidersin.
-Aşkım o gece gece mezarlığa giden kız markete gitmekten korkmaz.
-Aldın cevabını enişte.
-Olmadı ben sana ne de dedim.
-Kızım o çok uzun bir cümle.
-Sana der misin demiyorum de diyorum.
-Aldın cevabını ekstra yakışıklı enişteciğim.
-Çok güzel oldu.
-Tamam madem sen bilirsin.
-Görüşürüz çifte kumrular.
Ayakkabılarımı giyerken. Karşıdaki evin kapısı açıldı.
-Görüşürüz canım.
-Görüşürüz Yeşim.
Kapıyı kapatıp. Hemen merdivenlere doğru yürümeye başladım.
-Deniz!
-Efendim Arda.
-Nereye?
-Markete.
-Ben de gelicem.
-Tamam hadi gidelim.
  Markete kadar ne ben ne o hiç konuşmadan sadece yürümüştük. Markete girince ben sebze-meyve reyonundayken Arda başka bir yere gitmişti. Tam dometes koymak için poşet alacakken biri elimden ve belimden tuttu. "Seninle biraz eğlenelim." Deyip burnuma bir bez koydu ve sonrası karanlık.

DÜŞMAN AŞIKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin