Gökyüzü (6. Bölüm)

21 3 0
                                    


Gökyüzü insana bir çok şeyi ifade eder, konuştuğu yıldızları dostu bilir, şekillendirdiği bulutların yok olmasını beklerken en eğlendiği saatlerdir aslında...O mavinin eşsiz tonunda kaybolur,siyahın içindeki beyaz noktalara dalıp gider, sevdiği insanları gökyüzüne benzetir çünkü onların hiç gitmesini istemez gökyüzü gibi.İnsanı bir tek gökyüzü yalnız bırakmaz unutmayın...

Boş yaşadığımı düşünürken kulaklığımla birlikte uyuya kalmışım. Sabah kalktım saate baktım. Ne göreyim okula geç kalmışım saat 8:00 dersin başlamasına 10 dk. var tabii ki yetişmem imkansız . Hemen üzerimi değiştirdim. Mehmet Amca beni 30 defa aramış adamcağız. Neyse hemen aşağıya indim. Suzan Teyze kahvaltıyı hazırlamış ama yemeyeceğimi bildiği için sadece kafasını masaya işaret eder gibi salladı ve sırıttı.

Mehmet Amca:

_''Küçük Hanım sen hiç geç kalmazdın ne oldu bakayım. Seni defalarca aradım ama uyanmana yardımcı olamadım herhalde.''

_''Ya, Mehmet Amca senden de özür dilerim. Kulaklıkla uyuya kalmışım ondan duymadım alarmı da, senin aramalarını da.''

_''Neyse yapacak bir şey yok geç kaldın olur böyle şeyler sıkma canını.''

Tebessüm ettim; tebessüm etti.

''OKUL''

Selin koşarak yanıma geldi.Neler oluyor? 

Selin:

_''Asya Asya ! Burak Bur-''

_''Ne ne olmuş Burak'a bir şey mi olmuş hangi hastan-?''

_''Sakin sakin! Korkma Burak iyi yani iyidir herhalde neyse Burak okuldaki enstrüman yarışmasına katılmış piyano.''

Şaşırdım.Çünkü Burak bunu yapmış olamazdı yani o böyle bir çocuk değildi. Yani bilmem benzemiyordu. Neyse onu dinlemek için sabırsızlanıyorum.

Derken Burak'ı kantinde arkadaşlarıyla otururken gördüm. Allah'ım okula gelmiş inanamıyorum.Deli gibi yanına gitmek,saçlarını okşamak,kokusunu içime çekmek istiyordum.Ama kendisi bana engel oluyordu. Çünkü beni sevmiyordu. Hatta bana gıcık oluyordu. N'apabilirim onu kendime çekmek için keşke kutup yıldızı bu konuda bana yol gösterse...

_''Asya baksana.''

_''Efendim Selin.''

_''Belki sana Burak'ın piyano çaldığı yeri söyleyebilirim. Yani orada çocuklara ders verdiğini biliyorum. Mertler konuşurken duymuştum.''

Durakladım ne yani Burak piyano dersi mi veriyormuş. Selin kutup yıldızım benim. Sevindim çünkü ona adım adım yaklaştığımı hissediyordum. Ona yaklaşmak kocaman bir salonda izleyicilerin önünde olmak gibiydi.Heyecanlı bir, o kadarda sevinçli.

_''Ciddi misin nasıl yani Burak neden piyano dersi veriyor ki anlamadım?''

_''Ya sanırım zevk yani hobi gibi bir şeydir herhalde bende tam olarak bilmiyorum. Mert'e sormak lazım aslında bunu sen gidip Burak' sorsana.''

_''Off Selin!''

_''Hadi hadi mızıklanma. Ne güzel işte bak size konuşma fırsatı.''

_''Tamam haklısın.''

_''İyi bakalım.''

................................

Adresi de aldığıma göre artık onun çalıştığı yere gidebilirim. 

İlk önce metrobüse bindim oradan da evet Burak'ın ders verdiği yere geldim.

Kapıya adımımı atar atmaz babamla piyano çaldığımız mutlu saatler,günler,dakikalar...geldi aklıma ve onu ne kadar çok özlediğim.

İçeriden notaların uyumu geliyordu kulağıma kim çalıyorsa; çok güzel, çok rahatlatıcı ve profesyonel çalıyordu.

Mozart'ı çalıyordu. Benim kulağıma takıp saatlerce gökyüzünü izlediğim parça en sevdiğim.

İçeriye girdim kimse yoktu. Ses merdivenlerin ardından geliyordu. Merdivenleri yavaşça inmeye başladım.İndim indim indim ve indim.

Burak... Burak, Burak çalıyormuş. Harika büyülendim...

Salon: Bembeyazdı, piyano salonun beyazlığını örtüyor ve tüm dikkatleri kendine çekiyordu. Beyaz koltuklar,beyaz zemin ve beyaz duvarlar...Salonun sol ucunda Burak ve piyano karşısında çocuklar...

Merdivenin basamağına oturdum ve bir süre onu dinledim... 

Ve notalar birden kesildi. Gözlerimi kaldırdığımda Burak suratıma fütursuzca bakıyordu.

Hemen ayağa kalktım ve kekeledim:

_''Şey ben-''

_''Sen ne? Ne işin var burada?''

_''Ben buradan ge ge geçiyordum-''

_''Geçiyordun ve piyano notaları seni buraya çekti dimi?''

_''Yanii-''

''_Tamam sakin ol neden buradasın?''

_''Çünkü senin burada ders verdiğini öğrendim ve geldim merak işte hepsi bu. Geldim şimdide gidiyorum işte.''

Tam arkamı dönecekken Burak kolumda tutup kendine çekti ve:

_''Ne istiyorsun benden he ne? Peşimde dolanmandan ve beni takip etmenden bıktım artık seni görmüyor muyum(?) sanıyorsun he peşimi bırak duydun mu bırak?''

Gözlerim doldu benim suçum ne onu sevmem mi ne benim suçum.Gözümden bir damla yaş aktı onun eline ve arkamı dönüp gittim. Ağlayarak hıçkıra hıçkıra ağlayarak. 

........................................

''EV''

Yine ve yeniden odamdayım yine ve yeniden ağlıyorum. Ama bu sefer kalbim paramparça şimdiye kadar kanadı ve dayanamadı parçalandı....

Burak'a olan sevgim nefrete dönüşmesin istiyorum. Çünkü onu çok seviyorum...

''Gökyüzü ve Ben''

Karanlığın içindeki beyaz noktalar size sesleniyorum. Bugün Burak'ın içindeki gürültüyü gördüm ve ona aşık oldum. Oysa ki ben o gürültüden kaçıyordum. Ve şimdi ayağım saçma bir taşa takıldı ve kapkaranlık bir kuyuya düştüm ve o kuyunun içinde de piyano çalan bir çocuk var. Kendimi karanlıktaki karanlık gibi hissediyorum yavaş yavaş o gürültü beni kendine çekiyor. Çocukken kendimi büyüyünce Ay dedenin üzerinde kayıp, Satürn'ün halkasında delicesine koşacakmışım gibi hayal ederken. Şimdi ise karanlık bir kuyunun içindeyim...

BİR BÖLÜMÜN DAHA SONUNA GELDİK UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR. DEVAM EDECEK TAKİPTE KALIN.




GÜRÜLTÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin