Ukala insanlar , hepimizin hayatında var biliyorum. Saçma yüzler, aptal gülümsemeler , küçümsemeler... Onlardan uzak durmak mı? Saçmalamayın tabii ki duramazsınız . Ve ben de duramadım. (Duramıyorum)
Dün gece içimi dökmek için beyaz noktalara sığındım, evet aptalca ya da komik; ama onlar gerçek duygular, gerçek haykırışlardı.
''SABAH''
6:30
Uyandım, göz bandımı çıkardım, yatağımdan doğruldum ve odamın perdelerinden sızan gün ışığı gözlerimi aldı. Perdeyi araladım ve camı açtım, dışarıdan ılık, hafif rüzgarlı hava,saçlarımı dalgalandırdı, derin bir nefes aldım ve ardından banyoya girdim ılık bir duş aldım. Banyodan çıkınca telefonumu kurcaladım. Üzerimi değiştirdim ve aşağıya indim. Suzan Teyze her zaman ki gibi kahvaltımı hazırlamış beni bekliyordu.
Suzan Teyze:
_''Güzelim benim günaydın. Gel bak sana neler hazırladım en sevdiklerinden. Hey! Bu sabah kaçmak yok ama. ''
Dedi ve anlıma bir öpücük kondurdu.
_''Suzan Teyzecim tabii ki de kaçmak yok bu sabah iyi hissediyorum.''
_''Sevindim, otur o zaman.''
''OKUL''
Evet, yine okul yine yine yine...
Arabadan indiğimde karşımda Selin'i gördüm. Burak'la konuşuyordu allah allah onun Burak'la ne işi olabilir ki. Anlam veremeden yanlarına yaklaştım.
Selin bana gel demek istiyor gibi elini bir aşağı bir yukarı hareket ettiriyordu. Ben de geliyorum demek için başımı salladım.
Selin:
_''Günaydın tatlım, biz de Burak'la okulda ki enstrüman yarışmasını konuşuyorduk.''
_''Hmm ne güzel.''
Diyerek kaşlarımı yukarı kaldırarak başımı salladım. Burak, aptalca suratıma bakarak sırıtıyordu. Ukala işte ne olacak. Ondan güzel piyano çaldığımdan adım kadar emindim.
Evet şom ağzımı açtım yine. Bakın neler oluyormuş meğer.
_''Asya, sen piyano çalabiliyordun değil mi?''
_''Evet hatta Marmara'da birinciliklerim var da neden sordun?''
_''Şey... Burak'a bir partner lazım da yani yarışmaya girebilmesi için. Yarışmaya iki kişi katılabiliyormuş.''
Bir süre cevap vermedim, vermeyeceğim...
Burak, benden gözlerini kaçırıyordu. Ama o yarışmaya onun çok ihtiyacı olduğunu biliyorum ve ona yardım edeceğim zaten, sadece bunu onun ağzından duymak istiyorum hepsi bu.
Burak:
_''Yani senin bir partnerin varsa, tabii ki bir şey diyemem. Yani sadece Selin çok iyi bir piyanist olduğunu söyledi ben de o yüzden sana teklifte bulunuyorum anladın mı? Yoksa istemi-''
_''Eee, seninle yarışmaya katılacağım. Yani teklifini kabul ediyorum.''
Burak'ın yüzünde tatlı bir gülümseme oluştu.
_''Peki sevindim o zaman çalışmalara hemen başlayalım.''
_''Peki o zaman sen bana numaranı ver mailleşiriz ya da mesajlaşırız.''
_''Tamam.''
Dedi. Ve numarasını verdi. Telefonuma ''Burak'' diye kaydetmek ben de istemezdim...
''EV''
Evin kapısını açtım. Ve içeriye doğru adımımı tam atacakken Suzan Teyzem elime bir kağıt tutuşturdu ve koşarak mutfağa gitti. Neler oluyor? Bu kağıt parçası ne şimdi?
Diye düşünürken uzaklardaki biyolojik ailem geldi aklıma.
Kızım...
Seni özlüyoruz ....
Değerlim baban ve ben, bir şeyleri düzeltmek için senden uzaklaşma fikrinin doğruluğunu yaşıyoruz. Senden kilometrelerce uzak olmayı tercih ettiğimiz günden beri burada senin yokluğunu hissetsekte alışmaya çabalıyor. Ve mutlu olmaya çalışıyoruz evet bir çok sorunumuzu düzelttik sayılır. Az bir zamanda bir çok iş başardık. Baban burada işlerine devam ediyor. Ama benim için işlerine biraz mola verdi. Emin ol senin yanına küllerimizden doğup geleceğiz. Güzel kızım seni kucağıma ilk aldığım zamanı hatırlayıp tatmin olmaya çalışıyor ve geceleri odana gelip seni kokladığım zamanları hatırlıyor kokunu hissetmeye çalışıyorum. Baban ise seni bize hatırlatmak için geceleri yarım saat piyano çalıyor. Kızım biz çok değişeceğiz hem kendimize hem sana hemde ailemize karşı.
Seni seviyorum. (Seviyoruz)
Gözlerimden yaşlar süzülebilir....
Bunların hepsi palavra, hepsi oyun, hiçbirisine inanmıyorum inanamıyorum. Bunlar bu kadar kolay unutulamaz, bu ne ya, bu neee, yalan yalan yalannn......
Ağlayabilirim... Üzülebilirim.... Ama bu kadar kolay değil.
Evet karanlık dünyam yine ben geldim. Burak'ı seviyorum. Ailemi seviyorum karşılıksız seviyorum. Bir kar tanesi gibi yavaş yavaş eriyorum.Bir gemi gibi yavaş yavaş batıyorum. Yapacak bir şeyim olması gerektiği umuduyla her gün azalıyorum. Notalarıma tutunuyorum. Taşıyamıyorum artık ağır geliyor...
Göz kapaklarım ağırlaştı yine yerini göz altımdaki çizgilere bıraktı...
BİR BÖLÜMÜN DAHA SONUNA GELDİK.... 8. BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE.