3.BÖLÜM | hatırlamıyorum

42 10 2
                                    

Multimedya -Aslı'nın da dediği gibi kahverengi gözlü çocuk- Burak :))

Gözümü açtığımda, büyük bir odadaydım. Buraya nasıl gelmiştim? Kim getirmiş ya da ne olmuştu? Yattığım yataktan kalkıp, yatağın üzerine oturup bacaklarımı aşağı sarkıttım. Hiç bir şey hatırlamıyordum lanet olsun!

Kapı açıldığında başımı kimin geldiğini öğrenmek için o yöne çevirdim. Gelen tanımadığım bir çocuktu. Kumral dalgalı saçlarını geriye atmıştı. Koyu kahverengi gözleri, üstüne giydiği kaslarını belli eden beyaz dar tişörtüyle çok güzel uymuştu. Yüz kasları çok biçimliydi ve yüzü pürüzsüzdü.

Koyu kahvelerle göz göze geldiğimizde, çocuğa tebessüm ettim. Ama konuşacak gücüm yoktu.Çünkü çocuğun gözlerine tutuklu kalmıştım. Neler oluyordu bana böyle? Çocuk, ''Daha iyisindir, umarım.'' dedi İfadesiz bir suratla. Başımı 'evet' anlamında salladım. '' E.. Şey.. Ben.. Buraya nasıl geldim? Bir bilgin var mı?'' Nasıl olduğumu soruyorsa büyük ihtimal bilgisi de vardı. Bir dakika o kimdi ve nereden biliyordu benim kötü olduğumu? Pardon ben akşam kötü müydüm ki? Başım felaket ağrıyordu. Ne olmuştu dün bana ya? Pff!

''Benim şuan çıkmam gerek. Arkadaşına sorarsın anlatır sana.'' dedi kaba ve umursamazca. Gelip yanımda duran küçük şifon yeri açtı içinden atlet alıp odada bir adet şaşkın Aslı bırakıp gitti. Ne kadar da kaba! Pisilik ya. Sadece soru sorduk, gel yemeğe çıkalım demedik gerizekalı ya!

Bir dakika ben şuan onun odasında mıydım? Nasıl yani. Oha! Beni odasına mı getirmişti çüşş! Bir an önce lanet olasıca dün gece neler olduğunu öğrenmeliydim. Yataktan kalkıp, çantamı kaptığım gibi odadan çıktım. Dün geceyi hayal meyal hatırlıyordum. Cansu'yla partiye arkadaşının evine gelmiştik. Cansu, içecek bir şeyler almaya gitmişti. Ama sonrasını bölük bölük hatırlıyordum. Kerem'e mesaj atmıştım. Sonra, biri tarafından çekildiğimi.. Başımın dönmesini.. Bir ses duyuşumu.. Aman Allah'ım ne olmuştu ki dün?

*-* *-* *-*

Etrafta hiç kimse yoktu. Yok artık! Cansu, beni bu halde bırakıp gitmiş olamazdı dimi? Yok canım yapmazdı. Tabii.. İnşallah!
Holde dolanırken, -tabii hiç görmediğim kadar büyük bir hol- Gonca'yı gördüm. Allah'ım şükürler olsun koca evde bir insan görebildim! Beni görünce hemen yanıma geldi. " İyi misin Aslı? Ben.. Ben çok üzgünüm Celal aslında kötü biri değildir ama çok içmiş, sarhoş olmuş. Naptığını bilmiyordu. Şuan gerçekten çok pişman.. Senden en kısa sürede özür dileyecektir. Ben.. Ben gerçekten çok üzgünüm. İlk tanışma günümüz böle olsun istemezdim. Gününü mahfettiğim için çok özür dilerim. Çok üzgünüm." Dedi Gonca. Diyince ona anlayışla tebessüm ettim. Tüm her şeyi üstüne alıp özür dilemesi hoşuma gitmişti. Zaten Cansu da sölemişti iyi bir kız olup, iyi anlaşacağımızı. Gonca gerçekten temiz kalpli biriydi! Şimdiden sevmiştim onu. Cansu diyince, Cansu neredeydi ki hala ortalarda yoktu?

Gonca'ya kendisinin suçu olmadığını, gece gayet eğlendiğimi söyledim. Tabi ki yalan hayatımda gittiğim en berbat partiydi. Şimdi gayet İyi hatırlıyordum dünü. Cansu'yla Gonca'nın evine gelişimiz, onların hasret gidermeleri, Gonca'nın 'Biraz diğer arkadaşlarımla ilgileneyim sizin yanınıza uğrarım, keyfinize bakın, kendinizi evinizde hissettin.' demesin, Cansu'nun içecek almaya gidip, kırk saat dönmemesini, o sırada acayip bir şekilde Kerem'in bir çok mesaj atmasıyla karşılaşmam -Çünkü Kerem mesaj atmayı çok sevmeyen bir insan olup, sadece acil ve kötü şeylerde mesaj atar- , sonrada adını yeni öğrendiğim Celal'ın sarhoş olup, beni zorla dansa kaldırması, ona tokat atmam, sonra başımı çarpıp zorla sürüklenmem.. En son da beni kurtaran biri.. Acaba o kimdi?

Ama şuan onun kim olduğu değil Cansu'nun nerede olduğuydu önemli olan! Onu bir bulayım, neler yapacaktım neler! Hangi arkadaş, en yakın arkadaşını hiç bir şey demeden yalnız bırakırdı ya! Pff!

Gonca durmadan özür dileyip, ne kadar üzgün olduğunu anlatıyordu. Ya bu kız gerçekten çok iyiydi.

"Sen bayılınca kuzenim Burak seni Celal'ın elinden aldı ve bayıldığın için kendi odasına yatırdık. Aslı, bak ben gerçekten çok üzgünüm." Deyip bana sarıldı. Sarılışına hemen karşılık verdim. Hey bu çok iyi bir kız! -Kaç bin kere sölesem de gerçekten iyi-

Bi saniye Burak. O.. Ben uyandığımda gördüğüm kahverengi gözlü çocuk muydu? İnanamıyordum! O mu kurtarmıştı beni şimdi? Waow!

Gonca'ya Cansu'nun nerede olduğunu sordum. Oda 'Dümdüz git, holün sanırım ikinci odası' demişti. Ve kendisi işi olduğu ve beni götüremediği için özür diledi. Belki de yüzüncü kez söleyecektim ama olsun bu kız gerçekten çok iyiydi.

Gonca'nın tarif ettiği odayı bulup kapısını çalmadan açtım. Sonuçta arkadaşımın odasıydı. Tabikii sanırım..

Keşke açmasaydım Allah'ım off! Buda neydi böle?

Bölümm sonuu.. Umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı bekliyorumm.. :)))))

Aşkın Mor TonuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin