''Masal bir şey mi oldu?Bir sorun mu var?İyi misin?''
Biraz da korkmuştum başına bir şey geldi diye düşünerek çünkü ıslaktı ve dizlerine kadar çamur olmuştu bacakları.Dışarıda yağmur yağarken kim dışarı çıkıp akşam akşam birinin evine gelir ki?Kesin bir sorun vardı.Daha çok endişelendim.
''Hayır bir şeyim yok Tuna telaşlanma.Sadece seni görmek istedim.''
Gene kalbimde bir şeyler pır pır etti.Zihnimde ne varsa uçup gitti.Bu hissettiğim şey normal miydi?Daha önce yaşamadığım bu duyguyu şuan hissetmem doğru muydu?Bir dakika o az önce seni görmek için mi geldim demişti.Masal bana seni görmek için geldim demişti.Sakin ol Tuna sakin yada dur dur olma.Şuan Mahmut Tuncer gibi halay çekesim vardı odanın içinde.''Gel buraya manyak şey sarılacağım sana!''diyemedim tabii ki.
Soğuktan olsa gerek yanakları da dudakları gibi pembeleşmişti.
''Çok ıslanmışsın üstüne bir şeyler vermemi ister misin?''
Onaylarcasına kafasını salladı.Dolabıma yönelmek için hızlı hareketlerle arkaya döndüğüm an takılıp sülük gibi yere yapıştım.Daha fazla rezil olmamak için ayağa kalktım ve takıldığım şeyi elime aldım.Masal'ın o an nasıl sırıttığını gördüm.Elime baktığımda 'o ne lan!' dedim içimden.Oyuncak ayıya takılıp düşmüştüm.Toparlamak için Masal'a dönüp konuşmaya başladım.
''Oyuncak ayılar işte.Anlarsın ya.''
Masal bu sefer güçlü bir kahkaha patlattı.Aferin Tuna Karahan biraz önce çok güzel sıçmıştın şimdi de çok güzel sıvıyorsun.Kızardığıma emindim.Bu konu daha fazla uzamasın diye arkamı dönüp bu sefer daha dikkatli bir şekilde dolabıma ilerledim.Dolaptan bir tişört ve bir de altına giyebileceğim bir pijama altı çıkarttım.İncecik beline nasıl olacaktı bilmiyordum ama verdim.
''Şurada banyo var oraya girip üstünü değiştirebilirsin.İstersen bir de duş al ama saçlarını kurut hava soğuk hasta olmanı istemem.''
''Teşekkür ederim.''
O her konuştuğunda göğüs kafesim zorlanıyordu.''Tanrım bu bir rüya ise uyanmak istemiyorum''tabii ki bunu da içimden demiştim.
Yatağımın üstüne oturdum ve minik adımlarla banyoya giren Masal'ın çıkmasını bekledim.
Banyodan çıktığında pijama altını giymemişti.Zaten tişört neredeyse diz kapaklarına kadar geliyordu.saçlarının banyo yaptıktan sonra nasıl kıvırcık olduğunu fark ettim.Belkide onu böyle gören ilk ben olmuştum.
''Sanırım alt biraz büyük oldu.Başka bir şey vermemi ister misin?''
''Önemli değil.Sorun yok.''
''Annenle baban merak etmesin aramamızı ister misin?Bırakabilirim seni eve.''
''Şey...Tek yaşıyorum ben.''
Sanırım bu konuyu daha fazla uzatmamam gerekiyordu.
Konuşacak bir şey bulamadığımız için bir süre sessizce oturduk.Sonra birden Masal'ın heyecanla ayaklanması ile bende ayağa kalktım.
''Playstationın mı var?''
''Evet.Genelde tek olduğum için fazla eğlencesi çıkmıyor oynayınca.Oynamak ister misin?''
''Olur!''
''Ama bir şartım var kıvırcık.Kaybeden kazanana pizza ısmarlar.Tabi kola da yanında olacak.''
''Anlaştık..!''
İki saate yakın süredir oynuyorduk.Hatun beni 7 kez yenmişti.Vee...İşte 8 bağırmaya başladı.
''Gooool..!''
''Kıvırcık sessiz olsana biraz.''
''Pizzamı istiyorum hemen şimdi.''
Sanırım kurtuluş yoktu.DNF olmuştum ve o pizzayı almak zorundaydım.
''Tamam kızım böyle iyi oynadığını bilseydim girer miydim iddaaya ama genede sözüm söz istetiyorum hemen.''
Pizzayı arayıp söyledikten sonra arkamı döndüğümde Masal konuşmaya başladı.
''Ya film mi izlesek.''
''Otur karşıma ben seni izleyeyim be kıvırcık.''Tabii ki söyleyemedim manyak mısın?Bir an söylediğimi sandınız biliyorum ama hayır gene söyleyemedim.
''Olur.İstediğin bir film var mı?''
''Hadi Ölü Gelin'i izleyelim.''
''Kıvırcık sen neden bu kadar mükemmelsin?''Korkmayın bu sefer söyledim.
Cevap vermedi.Kafasını öne doğru eğdi.Utanmıştı.Bende aynı şekilde kafamı yere eğdim.Bir süre benim güzel halımın motiflerini inceledik ikimiz de.O arada odamın kapısının çalmasıyla kafamı kaldırdım.İlk başta yerde bir şey var mı diye kontrol ettikten sonra kapıya doğru ilerledim.Hatice anne pizzalarla birlikte gelmiş bana imalı bir şekilde bakıyordu.
''Tuna oğlum akşam akşam neden istedin bunları?''
''Yiyeceğim Hatice annem çok canım istedi.''
Bir öpücük kondurdum yanağına ''deli oğlan'' deyip güldüğünü duydum arkamdan ve bende gülümsedim.Arkamı döndüğümde Masal camın önünde durmuş dışarıyı seyrediyordu.
''Pişt...kıvırcık gel buraya pizzalar geldi.''
''Ooo...Harbi acıkmıştım.Böyle bedava yemek de ayrı bir güzel oluyor anlarsın ya.''
Göz kırptı.
''Bir daha ki oyunda görüşeceğiz kızım.''
İddaalı bir şekilde söylemiştim.Güldü ve filmin başlaması ile bir sessizlik çöktü.Bu sessizlik bir yarım saat sürdü.
''Ya Tuna bir şey soracağım.''
''Hıh,söyle bakalım kıvırcık.''
''Sen kimsin?''
Bu soruyu sorması garip değildi aslında.Bende daha 24 saattir tanıştığım birinin evinde olsaydım aynı şeyi sorardım.
''Kim olduğumu gerçekten bilmek istiyor musun?''
Kendimi Alacakaranlık filmindeki Edward Cullen gibi hissettim.Birazdan güneşe çıkıp 'işte ben buyum'diyecek gibi konuşmuştum.
''Lütfen bana kendini anlat.''
''Ben senin duymadığın hatta kimsenin duymadığı,görmediği şeyler duyup gören bir insanım.''
Şaşırmış gibi görünmüyordu.Sadece baktı ve sonra yaklaşıp yüzümü avuçlarının içine aldı.
''Tuna,çok güzelsin.''
''Çok mu güzelim?Eyvallah bro sende çok yakışıklısın gülüm.''
''Ya Tuna neden bozdun ki şimdi şurada romantik olmaya çalışıyorum.''
''Kızım çok güzelsin dedin bana ya.Ne dememi bekliyorsun.''
''Seni Seviyorum,Tuna Karahan.''
''Ne kadar da hastalıklı,dengesiz birini seviyorsun.''
''Benim hastalıklı,dengesiz şizofrenim!''
Ellerini tutup kalbime bastırdım.
''Buramı...''
Elini kaldırıp şakaklarıma koydum.
''...Ve yavaş yavaş bura mı da sarıyorsun.Benim güzel,dengesiz kıvırcığım!''
Gülümsedi sımsıkı sarıldı bana ve sonra gözlerim kapandı yavaş yavaş,ışıklar kapandı ve yağmur sesi ile birlikte Masal'ın içime çektiğim kokusuyla uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şizofrenin Masalı
Novela Juvenil17 yaşındaki Tuna küçüklükten beri kedini kurtaramadığı bir hastalık olan şizofreniye yakalanmıştır.Kendisi buna artık alışmış olsa da onu bu durumdan kurtarmak isteyenler vardır.Hayatına birden giren Masal'da aynı düşüncededir. Tuna bu hastalıktan...