Küçüklük aşkın şimdi dünyaların kalbinde olan Suga'mıydı? O değilse zaten bu kadar şeyi nereden bilecekti?
Sen artık dayanamadın ve şöyle dedin:
Sen: O siyah saçlı çocuk senmisin?
Suga: Ne cevap vermemi isterdin?
Sen: Sanırım evet.
Suga: O zaman evet. Ben o siyah saçlı hızlı konuşan çocuk. Yoon Gi...
Sen: Şu an bütün hayallerim gerçekleşiyo. Tanrım. Cidden çok mutluyum. Zaten sen benim tüm hayallerimde vardın Yoon Gi.
Suga: Sende benim hayallerimi süsleyen pembe prensesimdin (adın)....
Sen: Peki şimdi napıcaz?
Suga: Sana bir süprizim daha var. Ama sakin olman lazım. Anlaştık mı?
Sen: Anlaştık.
Suga senin elinden tutar. Bu halinize sen bayağı şaşırmışsındır. İçinden umarım etrafta fan yoktur diye dua ediyorsundur.
Çünkü eğer bir fan görecek olursa.... Sonunu düşünmek bile istemiyordun.
Arabaya doğru geldiniz. Suga sana kapıyı açıp geç diye elini işaret etti. Arabaya binince kapını kapattı ve o da arabay bindi. Sanırım biraz uzun bir yolculuk olacaktı. Çünkü Suga biraz yiyecek bir şeyler almıştı. Genellikle hyunglarıyla giderken arabada bir şey yenmesini sevmezdi. Sen içinde fırtına estiren soruları Suga' ya soracaktın. Ve bi anda sordun:
Sen: Yoon Gi..!
Suga: ödümü patlattın (adın). Ne oldu?
Sen: nereye gidiyoruz?
Suga: Sürpriz.
Sen: Neden arabada yemekler var?
Suga: uzun yolculuk olacağı için.
Sen: Peki Ne-
Sen sözünü bitirmeden dudağında bir sıcaklık hissettin.
Suga geri çekilince şöyle dedi:
Suga: Bir daha konuşma bence 😏
Sen tam ağzını açıcakken hemen ellerinle kapattın. Sonuçta çok konuşmak senin suçun değildi. Sen arabanın verdiği hisle gözlerini yumup kendini uykunun kollarına bıraktın.
~3 saat sonra~
Suga'nın seni dürtmesiyle uyandın. Küçük ama tatlı olan 2 katlı eve gelmiştiniz. Suga seni elinden tuttu yine. Evin içine girdiniz. Evin içi genellikle pembe ve beyaz tondaydı.
Suga senin aşşağıda beklemeni istedi. Kendisi yukarı çıktı. Yaklaşık 5 dk sonra aşşağı geldi. Ve gözünü bir bandanayla bağladı. Yavaşça merdivenlerden çıkmanı istedi. Kapının önüne gelince omuzlarından tutup durdurdu. Kapıyı açtı ve seni içeri soktu. Bandanayı çıkardı. Sen ağzın az kaldı yere değecekti.
Odanın her yerinde senin resmin vardı. Bağzı yerlerde şöyle yazıyordu:
Benim olman için her daim uğraşacağım. Çünkü benimsin...
Keşke gitmeseydin. Her anımızı birlikte geçirip mutlu olsaydık
Ve daha bir sürü...
Bağzı yerlerde Suga'nın kendi çizmiş olduğu birbirinize sarıldığınız fotoğraflar vardı. Bu kadar yetenekli olduğunu bilmiyordun. Odada yavaş yavaş gezmeye başladın. Heryerde senin fotoğrafların vardı..
