Özet~~~~
Gözlerini kapatınca iğneyi hışımla bacağına batırdım. Çığlık atıcaktı ki Akupuntur iğnesi yüzünden kımıldayamadı. Daha sonra kafasına fiske vurup gittim. Eve çıkınca camdan baktım. İp gibi duruyodu. İyi oldu ona. Beni yalnız bırakmak neymiş öğrensin....
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Suga'dan
İğnenin etkisi geçtikten sonra eve koşa koşa gittim. Hayır arkadaş edinmek suçmu. Hem o benim arkadaşım değildi. Sadece sıradan bir av.
Eve gidince hızla üstümü değiştirdim. Daha sonra Min Jae'lerin evine doğru gittim. Kapıyı çalınca annesi açtı. Selam verip arkadaşı olduğumu ve ders çalışacağımızı söyledim. Biraz yalandan birşey olmazdı değil mi?
Annesi arkadaşın geldı diye seslenirken Min Jae sadece "odama gelsin" demişti. Anneside odasının yerini göstererek gülümsedi.
Kapının önüne gelince sırıttım ve kapıyı çaldım. "Gel" dediği zaman içeri girdim. Beni görünce ağzı 1 katılım açık kaldı...:
MJ: S-senin burda ne i-işin var?
SG: Dışarıda yaptıkların hesapsız kalacağını nın düşündün?
MJ: Bana ne yapıcaksın?
SG: Bilmem.... Belki SENİİİİİ......... YERİİİİİM.
Sesimi yükseltince tam çığlık atıcaktı ki ağzını kapattım.....:
SG: Şakadan da anlamicak mısın sen?!?!
MJ: Aslında ben.... Şeyy..... Seni.....
SG: Geveleyip durma da söyle.
MJ: Ben..... Yah neyse şimdi sırası değil. Ne yapacaksan yap da git.
SG: Okulda beni neden kıskandın?
MJ: Ben mi ahahahhaha ne kıskanması canım. Ben ve kıskanmak. Aaa.
SG: Yalan söylediğin çok bellı. Doğruyu söyle.
MJ: Tamam. Bütün gün yalnız kaldım. Ve sürekli o kızla bırlıkte olup beni yalnız bıraktığın için hem sinirlendim hem kıskandım...
SG: Bumuydu... Düzgün dursaydın yanına gelicektim. Ama seni sinir etmek hoşuma gittiği için gelmedim.
Yatağının başındaki yastığı bana fırlattı. Tabi ben havada yakaladığım için yüzüme gelmedi....:
SG: Ha bi çocuk Ha bi sen.
MJ: Tabi çocuğum.
SG: Hehe eminim öyledir. Neyse ben gidiyorum, yarın okulda görüşürüz.
MJ: Görüşmemek üzere.
Gülüp evden çıktım. Cidden tam bir çocuktu.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Sabah 05.32, Min Jae'den
Sabah annemin terliğiyle kalktım (hep alarm mı olacak aq djjdnd).... :
MJ: Kore'de yaşıyoruz anne. Ve sen korelisin. Bende koreliyim. Ne bu Türk anne merakı.
A: Kalk hadi kalk. Mıymıylanma.
MJ: Tamam be tamam.
A: Anneye bağırılmaz. Ayıp ayıp.
Annemin dediklerine kulak asmayıp rutin işlerimi hallettim. Üniformalarımı ve çantamı alıp aşağı indim. Annemin sürdüğü çikolatalı ekmeği alıp evden çıktım.
Bisikletimin kilidini açıp tam binecekken beni bekleyen Suga ve Da eun ile şaşırmıştım:
MJ: Ne bekliyosunuz orda. Ben bisikletle gidicem.
SG: Sana da iyilik yapılmıyo.
MJ: YAPMA BANA İYİLİK FALAN YAPMA!!
Daha sonra bisiklete binip hızlı hızlı sürüyordum. Gözüm dolmuştu. Onu sevdiğim halde böyle yapması şart mıydı. Birde öylece bekliyolar. Aish! Cidden!
Tabi her gün ki gibi şansızlık yine beni buldu. Hızlı hızlı bisikleti sürerken. Yanlışlıkla ön frene bastım. Ee tabi haliyle uçmuştum. Kolumu ve ayak bileğimi kıpırtadanıyordum. Tabi yüzümde ve dizlerimde çizimler ve yaralar da vardı. Birkaç kişi yardım amaçlı geldiler. Daha sonra illerden Suga ve Da eun ikilisi geldi. Beni görünce koşarak geldiler. Tabi ki ben onları takmamıştım. Ama deli gibi ağlıyodum.
Bir süre sonra birisi ambulansı aradı. Çok geçmeden gelince beni ambulansla hastaneye götürdüler (başka nere bekliyon aq slslkskkd). Kolumu kırmıştım. Ve ayak bileğimi burkmuştum. Aferim bana.
Annemle babam hastaneye gelince bayağı telaşlandılar. Alt tarafı kolunu kırmıştım. Ve var bunda büyütülecek.
Annemlerin ardından gelen Suga ile bütün sinirlerim bozulmuştu....:
MJ: Anne ve Babamı anladım da. Sen ne alaka.
Annem ve babam arkasını dönüp Suga'nın baktılar... Annem babam ve Suga'nın dışarı çıkarınca yanıma oturdu....:
A: Kızım bu çocuk her kimse.... Çok yakışıklı. Hemen ayarla.
MJ: He anne o kadar kolay. Sanırım... Başkasını seviyo.
A: Ne! Sen varken başka kızı mı seviyo. Bul o kızı ikimiz birden yolalım.
MJ: kkk tamam anne, şeyy.. Biraz yanına o gelse olmaz mı?
A: Olur olur. Hem de çok güzel olur.
Annem hızla dışarı çıktı ardından içeri Suga girdi....:
SG: Özür dilerim.
MJ: Ne için?
SG: Seni kızdırmamam gerekti. O yüzden.
MJ: Dert etme. Ama sana bir şey demem gerek.
SG: Dinliyorum..
MJ: Ben senin vampir olduğunu biliyorum...
