O kadar korkmuştum ki evin nerede olduğunu unutmuştum.Yanlızca koşuyordum.Nereye gittiğimi,ne yapacağımı bilmiyordum.
Bir süre sonra biraz duraklayıp etrafı kolaçan ettim. Arkamdan kimse gelmiyordu.
Kafamı toparlamaya çalıştım. Evim neredeydi?Nasıl gidecektim?
Keşke telefonu yanıma alsaydım.Annem her zaman telefonu yanıma almamı söylerdi.Fakat Ryan ve Jasmine ile birlikte dışarı çıktığımızda annemin bizi arayıp rahatsız etmesinden hiç hoşlanmazdım.Bu yüzden telefonu evde unutmuş gibi yapardım.
Peki ya şimdi ne yapacaktım? Ben böyle düşünürken arkamdan bir el bana dokundu. O kadar korkmuştum ki çok acı bir çığlık attım.
Arkamı döndüğümde karşımda Alisa teyzenin kocası Jhones amca vardı. O korkuyla onu tanımam biraz zor olmuştu.Onu bazen yavru arılara benzetiyordum.Sarı dökülmeye başlamış saçları ve kocaman açılmış siyah gözleriyle bana bakıyordu.
"Hey!Sen iyi misin Andy?" diye sordu.
Üzerimdeki kan lekerini fark etmesi çok uzun sürmedi.
"Be...Be..Ben..."
"O üzerindekiler de ne!?" diye bağırdı sözmü kesip.
Baktığı yere gözlerimi çevirdiğimde üzerimdeki kan lekerini sorduğunu anladım.
Hiçbir şey söyleyemiyordum.Jhones amcanın yüzüne boş boş bakıyordum. Jhones amca bir şey söyleyemeyeceğimi anlayınca beni eve götürmeye karar verdi.Koluma girip bana destek olmaya çalıştı ve eve doğru yürümeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARÇALANMIŞ BEDENLER
Misterio / SuspensoYolda arkadaşlarımla birlikte giderken bir çığlık duyduk. Çığlığın geldiği tarafa doğru yöneldik. İşte her şey o zaman başladı...
