Kızlar grubundan sarı saçlı (fön çekildiği belli) şortlu, yarım tişörtlü bir kız yüzünü buruşturarak beni süzdü."Seni daha önce hiç buralarda görmedim. Sen bizim ortaokuldaki kolejde de okumamışsındır. Kimsin sen?"
"Seni ilgilendirmez. Gamze gel." Deyip tam Gamze ile gidecektik ki gülüşü durdurdu bizi.
İsminin Asena olduğunu sandığım kız konuşmaya devam etti.
"Kızlar, bakın şu saftiriğe, kendinden emin tavırlar falan... Bir de şu yalnızlara oynama numaraları... Hahaha! Bu daha bizim kim olduğumuzu bilmiyor galiba... Değil mi Sema?" deyip Sema denen kıza imalı bir bakış attı.
"Aynen Asena!"
O sırada bir şey farkettim. Oturduğum andan beri Burak denen çocuğun gözü üzerimdeydi.
"Asena rahat bırak kızı. Onunla muhatap olmak zorunda değilsin."
"Ooo, Burak bakıyorum da kızı pek sevmişsin..."
"Koz atayım mı yoksa normal kartlardan mı gidelim?" diye imalı bir şey söyledi ve Asena'nın o şımarık davranışı yerini bir sessizliğe ve yüzünde bir kızarmaya bıraktı. Bu lafın ne özelliği vardı da bu kadar büyük bir etki bıraktı ki? İskambil oynamıyoruz burada...
Ardından seyrek saçlı, 40 yaşlarında bir hoca içeri girdi.
"Evet arkadaşlar oturun. Yeni eğitim-öğretim yılında sizin Matematik öğretmenliğinizi yapacağım. Adım Ahmet ÇOBAN. Hadi sıra sıra tanışalım."
Herkes sırayla kalkmaya başladı. Sıra Asena'ya geldiğinde:
"Adım Asena KALBUR. Babam iş adamı. Oteller zinciri var. Annem moda tasarımcısı. Tek çocuğum. Ayrıca annemin butiği var."
Sıra bana gelince ayağa kalktım. Şımarık kızlar grubu direkt sırıtarak bana dikkatlice baktılar.
"Ben Yeşim YILMAZ. Babam ben 6 yaşındayken trafik kazasında vefat etti. Annem Etimesgut Devlet Hastanesi'nde hademelik yapıyor. 2 kardeşiz. 8 yaşında bir erkek kardeşim var."
"Iyy, Etimesgut mu?" diyen bir kız duydum. Bunu söyledikten sonra 5-6 kişi gülmeye başladılar.
Ağzım açık hayretle izliyordum onları. Allah'ım senden korkmayan insanlar var derdiler de inanmazdım. Şu an tam karşımda duruyorlar!
Onların benim hakkımdaki düşüncelerini atlayıp, direkt bu konuya dikkatimi vermiştim; Allah korkusu... Öğretmen de aynen benim gibi hayretle izliyordu olanları.
"Kızlar bu ne biçim edepsizlik böyle! İnsanların maddi durumundan ötürü böyle davranamazsınız! Böyle bir hakkınız yok!"
"Ya hocam bir güldük diye edepsiz mi olduk?"
Halen daha ağzım açık, gözlerim yuvasından fırlarmışçasına bir şaşkınlıkla olanları izliyordum. Beni küçümsemeleri umurumda bile değildi. Sadece bu hareketleri beni aşırı derecede şaşırtmıştı ve hayal kırıklığına uğratmıştı. Onlar adına değil, insanlık adına hayal kırıklığına uğratmıştı...
Kızlar bir de hiç utanmadan hocaya cevap veriyordu. Adam paranızla çalışıyor olabilir ama sonuçta o sizden büyük! Bu düşüncemi onlara karşı söyleseydim kahkaha nöbetine tutulacakları barizdi.
Ve ardından zil çaldı. O kızlar hiçbir şey olmamış gibi dışarı çıkarken ben de Gamze ile birlikte bahçeye inecektim. Tam kapıdan geçecekken hoca beni durdurdu.
![](https://img.wattpad.com/cover/111004403-288-k156533.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIRÇIN GOSBATAR
Чиклит"Aileniz ve aşkınız İçin her şeyi göze alabilir miydiniz?" Yeşim, Ankara'nın orta halli insanları bulunan bölgesi Etimesgut'ta sıradan bir şekilde hayatını sürdürürken, lisede burslu olarak Ankara'nın en sosyete bölgesi Çankaya'daki bir koleje geç...