"Doğu kabilesinden Park Jimin'i ve Batı kabilesinden de Jeon Jungkook'u birbirine mühürleyerek antlaşmayı tamamladık."Batı konseyi ve Doğu konseyi toplantı odasında otururken durumlarımızdan bahsediyorlardı. Biz de bu iki kabilenin temsilcisi olaraktan orda bulunuyorduk.
"Güneydekilerin bunu öğrenmesi an meselesi."
"Biliyoruz, ancak iki güçlü kabile güçlerini birleştirmişken bize hamle yapmaları imkansız."
"Onca kurda karşı gelip, insanları öldürmekte imkansızdı Bay Park."
Atalarımızın bulunduğu en eski tarihte bile insanlara erişmek yasak olarak bilinirken, Güney kabilesinden bir alfa kendini kaybederek birçok insanın canına kıymıştı. Bu elbette ki tüm kabilelerin ayağa kalkmasını sağlamıştı. Güney kabilesinden insanların ölümüne sebep olan alfanın infazı istenirken kabile buna karşı çıkmış ve şiddetle kurtların savaşını başlatmaktan çekinmemişti. Bu nedenledir ki Kurtların birliği bozulmuş, farklı medeniyetleri beraberinde getirmişti.
"Birliğimizden korkmayacaklarını da söyleyemezsiniz diye düşünüyorum zira herkes Batı ve Doğu kabilesinin en güçlü kabileler arasında olduğunu bilir."
"Farkındayım birliğimiz onların gözünü korkutacak ancak, bunun onları savaş çıkarmasından geri tutacağı yok."
Batı kabilesinin lideri, gerçekten mantıklı düşünceler içerisindeydi. Bu gerçekten onun neden lider olduğunu da açıklıyordu sanırsam.
Koluma yapılan bir kaç hafif vuruşla sevgili alfama döndüm. Çocukça davranışlarının aksine kurdunun gözünün mavi olması beni onun hakkında anlamsız bir merak duygusuna sokuyordu. Jeon Jungkook hakkında daha fazla şey bilmek istiyordum bu duygu sayesinde. Sonuçta onun omegasıydım, ona aittim bu duygu fazlasıyla normaldi öyle değil mi ?
"Sıkıldım, hadi çıkalım."
"Toplantı bitmeden çıkmamız büyük bir saygısızlık olur."
"Ben saygısız biriyim sorun değil."
Elimden tutup kaldıran Jungkook ile başımı eğdim. Alfaların bakışlarının odak noktası olmak beni geriyordu. Babamın beni kendisinden başka bir alfa ile görüştürmemesine veriyordum bu çekingenliğimi.
"Omegamı alıp gidiyorum. Madem hayatımız boyunca birlikte olacağız birbirimizi tanımamız gerek."
"O şey artık senin, ne yaparsan yapabilirsin."
Babamın sözleri ile refleks olarak tuttuğum eli biraz sıkmıştım. Bu haraketim alfamın bana bakmasıyla sonuçlanmıştı.
"Omegama 'o şey' diye hitap etmeyin Bay Park. Dediğiniz gibi Jimin bana ait ve bana ait olan şeylere böyle davranılmasını hoş karşılamam."
Kafamı kaldırıp beni savunan Jungkook'a baktım. Yüzünde bulunan asil bir ifade ile babama karşı çıkmıştı.
O...o... 20 yıllık hayatımda beni savunan ilk kişiydi.
"İzninizle alfalar."
Odadan çıkmadan önce Jungkook'un babasının suratında gördüğüm gururlu ifadeyi bir kez olsun babamda görmek isterdim.
Kapıyı kapatan Jungkook bana yaklaşıp, beni koklamaya başladı.
"N-Ne yapıyorsun ?"
"Seni kokluyorum."
Vay canına gerçekten mi Jeon ?
"Peki bunu neden yapıyorsun ?"
Geri çekilip yürümeye başladığında koşarak ona yetiştim.
"Bir alfa eşinin kokusunu bilmeli."
"Peki bir omega ?"
Aniden duran Jungkook ile onun sırtına çarptım.
"Beni koklamak için bahaneler üretmene gerek yok Jimin, ben senin eşinim beni istediğin zaman koklayabilirsin."
"N-Ne hayır ! Ya pis- ... duvarlar duvarlar pis."
Aniden kahkahalar ile gülmeye başlayan Jeon yüzünden yanaklarım kızarmıştı. Kendimi rezil etmiştim. Az kalsın ona pislik diyecektim ve dememek için bir şeyler uydurmuştum işte.
"Rahat olabilirsin kurtçuk, yalnızken bana istediğini diyebilirsin."
Onun yanından yürümeye başladım ve bu arada beni nereye götürdüğünü bilmediğimi fark ettim.
"Nereye gidiyoruz Jungkook. Sana Jungkook diyebilirim değil mi ?"
"Elbette diyebilirsin ve bize verdiğiniz odamıza gidiyoruz."
"Odamız ?"
"Bir omeganın yeri eşinin yanıdır Kurtçuk."
Odaya geldiğimiz de kıyafetlerimizi yerleşmiş bir şekilde görmüştüm. Sanırım Jungkook gerçekten eşine değer verecek bir tipti. Her ne kadar çocuksu bir yanı olsa da içinde bir yerlerde ideal eş materyalleride vardı bunu görebiliyordum.
"Jimin uykun var gibi gözüküyor."
Jungkook'un seslenmesiyle ona döndüm.
"Ah, şey babam yani Bay Park beni erkenden kaldırdı."
Kaşları çatılırken kollarını bağladı.
"Ona ne zaman geleceğimizi iletmiştik, erken kaldırması çok saçma."
Bana bakıp eliyle yanına çağırdığında itaat etme duygum öne çıkarak yanına gitmiştim. Gösterdiği yatağa uzandığımda belimdeki kolları hissetmiştim.
"Ben senin eşinim, yani bu sorun olmamalı değil mi ?"
Çocuksu bir tonda sorduğu soruya kıkırdayıp kafamı salladım.
"Sana ait olduğuma göre sorun yok Jungkook."
İçimdeki kurt zaten onu eşi olarak kabul etmişken, ben neden kabul etmeyeydim ki ?
•••
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ma Wolfie | Jikook
Fanfic"Benim olan benimdir kurtçuk." ••• [23.07.2017] Hayran kurgu içinde: #56