37

7.7K 437 109
                                    

İki hafta.

On dört gün.

Üç yüz otuz altı saat.

İnsicamın günlerde vuku bulduğu sancılı bir süreç varoldu.Dinamikte geçen günler, kalpte statikti kaldı.Yeryüzünde meydana gelen sarsıcı bir deprem sadece iki gönülde peydah oldu...İkisinide katledip boğdu.

Zamanın durduğu iki hafta geçip gitmişti...!Feryatlar, çığlıklar, âhlar...Sancılı bir süreçti.Ne Zehra'nın acısı, ne Özcan'ın yarası geçmemişti.Birbirlerine derman olmaya çalıştıklarında kulaklarına dolan Hira'nın çığlığı onları birkez daha  kanatmış, acıtmış ve hiç uyutmamıştı.

Bedenin ve beynin uyuştuğu o anda en zor durum...Zehra'ya söyleyebilmekti.Özcan yapacaktı bunu ama onunda dermanı bitikti.Yine de söyleyebilmişti.İçi ağlarken, kanaya kanaya söylemişti hemde.Özcan hayatında hiç böyle bir acı yaşamamış böyle bir sancı duymamıştı.Öyle  canı yanıyordu ki.Yaşarken ölmek gibi...

Karısı bu durumu hala kabullenemiyordu.Kaç gece krizler geçirmiş, bayıltılmıştı bilmiyordu.Köşeden eli kolu bağlı onu izlemek ayrı bir ölümdü.Aslında o kazada ölen sadece çocukları Hira değil kendileride olmuştu.O kazada bir aile katledilmişti...

Islak gözlerini araladı, yattığı yerden doğrulup etrafına bakındı.Uyurkende mi ağlıyordu?Gözlerini kollarıyla sertçe sildi.Bulanık gözleri duvardaki saate kalktı.Saat dört olmuştu.Ne zamandır uyuyordu bir fikri yoktu.Bugünle iki haftayı geçirdiklerini saydı beyni.İki hafta geçmiş  fakat ikiside doğru düzgün kimseyle iletişime geçmemişti.Evden dışarıya adımlarını dahi atmamışlardı.Özcan, arada bir telefonlara bakıp yaşadıklarının sinyalini veriyordu o kadar.

Ayağa kalkıp biraz etrafa bakındıktan sonra kendi odasına girdi.Zehra'ya baktı.Yatak başlığına sırtını dayamış, yorganı dizlerine çekmiş ellerini izliyordu.Derin bir nefes aldı.Onun içinde çok zordu ama daha ne kadar böyle devam edeceklerdi.Ali'nin dediklerini getirdi aklına."Siz bir olduktan sonra üstesinden gelemeyeceğiniz sorun yok."demişti.Öyleydi değil mi?İkisi birlik olsun her şeyi hallederlerdi.

Yatağın kenarına, Zehra'nın yanına oturdu.Ellerini avcunun içine aldı.Öptü, kokladı."Zehra.!"

Zehra başını kaldırıp yaşlı gözlerini Özcan'a dikti."Efendim.!"dedi ağlamaktan kısılmış pürüzlü sesi ile.

"Zor.Şuan konuşmak benim için çok zor ama...Yeter.Bir yerden devam etmek zorundayız biliyorsun değil mi?"

Zehra başını salladı usulca ardından ağlamaya başladı."Benim yüzümden, kaybettik onu."dedi hıçkırarak.Kazada kendini suçlu buluyordu.Özcan Zehra'nın yüzünü avuçladı."Sakın...bir daha duymayayım bunu Zehra.Sende ölebilirdin, ben seni kaybetseydim yaşayamazdım anlıyor musun, ya sanada bir şey olsaydı.!"

"Kuralı ihlal edip kırmızı ışıkta geçen benim.Nasıl öyle bir hata yaptım hala...inanamıyorum Özcan.Allah beni kahret-"Dudaklarına kapanan dudaklar cümlesini tamamlamasına izin vermedi.Özcan aşk ve acı dolu öpücüğünü sertçe bırakıp çekildi."Sakın kendini suçlama bir daha."

Özcan'ın öpücüğü ile neye uğradığını şaşıran Zehra utanarak başını eğdi.Ona haksızlık ediyordu.Özcan tekrar ellerini tuttu."Kızımızı kaybetmedik diye düşünelim,"dedi içi yanarken,"O bizi Cennette bekliyor biliyorum ben tamam mı?Artık kendimizi harap etmeyelim...lütfen."

Özcan'ın akmaya ramak kalmış dolu gözlerine baktı."Bekliyor değil mi bizi orada?"dedi.

Özcan gülümseyerek başını salladı."Bekliyor tabi."

KADIRGALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin