Atike sultan saatler sonra cennet kalfanın sesiyle uyandı. Uykudan uyanınca epey öfkeli olan atike cennete bağırdı. "Bre densiz köle ! Görmez misin koskoca atike hüma sultan uyur. Ne cürretle uyandırırsın ?!" Atike sultan cennet kalfanın sandığından daha güzel, daha sinirli ve daha kudretliydi. Korkudan gözleri büyüyen cennet zar zor konuşmaya çalıştı ; S-sultanım af buyrun. Mühim bir mevzu olmasa nasıl cürret ederim sizi kıymetli uykunuzdan uyandırmaya ? Atike bir süre kendine gelmeye çalıştı. Fazla huysuzdu ve bunun farkına varıp biraz da olsa kendini toparlamaya çalıştı. Bir yudum su içip şöyle söyledi ; seni dinliyoruz cennet kalfa. Neymiş beni uykumdan uyandıracak kadar mühim olan mevzu ? Cennet tekrar konuşmaya başladı ; sultanım kapıda ki hatunlara : validem gelince muhakkak haber edin. Eğer söylemezseniz canınızı alırım demişsiniz. Zavvalı hatunlar korkudan gelip söyleyemediler benden rica ettiler. Bende bu büyük şerefe nail olmak istedim.. Atike yılların ardından validesini görebilecek olmanın verdiği heyecanı belli etmemeye çalıştı. Zira o bir sultandı. Duygularını her daim dizginlemeliydi. Asilce ayağa kalktı. Zaten kıyafeti hazırdı. Derin bir nefes aldıktan sonra dairesinden çıkıp validesinin dairesine doğru yürümeye başladı...
~Safiye sultanın dairesi~
-safiye ; hay Allah'ım ne diye bu vakitte geldin. Yarın gelsen olmuyor muydu atike ?!
-Atike ; sizi özlemiştim validem. Malum en son 8 yaşında görmüştüm sizi. Ardından evlenip bağdata gidince bir daha sizi göremedim... (boğazı düğümlenmiş zorlukla konuşmaya çalışıyordu lakin her zaman ki gibi belli etmemeye çalışarak asilliğinden ödün vermeyip başını dikleştirdi)
-Safiye ; yine bu mevzuları tartışmaya gelmişsin.
-Atike ; yeter artık validem. Bende sizin bir evladınızım ne için bana üveymişim gibi davranıyorsunuz. Yıllardır yazdığım hiç bir mektuba yanıt vermediniz. Her seferinde yok saydınız. 8 yaşında evlendirdiniz. Lakin artık bitti ! Validesinden sevgi bekleyen o küçük kız yok artık karşınızda. Artık sizin karşınızda intikam duygusuyla yaşayan ve validesini yok sayan Atike hüma sultan var ! (Öfkeyle daireyi terk eder)
~2 gün sonra~
Atike sultan ve onun sadık cariyesi leylaşah hatun hasbahçede dolaşmaya çıkmışlardı. Bir süre sonra atike leylaşahı gönderip tek başına yürümeye başladı. Validesine karşı olan öfkesi git gide büyüyor intikam duygusu bir organ gibi atikenin vücuduna yerleşiyordu. Kısa bir süre sonra atike ; üf Allah kahretsin yine kaçırdım ! Diye bağıran bir erkek sesiyle irkildi. Daldığı düşüncelerden sıyrılıp sesin geldiği yeri bulmaya çalıştı. Biraz ilerledikten sonra genç bir adamın ok attığını gördü. Hızlıca adamın yanına gitti ve nazikçe öksürdü. Adam başını kaldırıp baktı. -sen de kimsin ! Ne işin var burada ? Yoksa kayıp mı oldun ? Atike sultan adamın onu tanımadığını anladı. Zaten nasıl tanıyabilirdi ki. Kendi kendine sırıttı. -hayır kaybolmadım. Bende ok atmak için sessiz bir yer arıyordum. Sanırım burası doğru yer. (Adamın elindeki bir kaç oku aldı ve geriye doğru gitti atış tahtasına doğru hedef aldı.) -adam ; napıyorsun sen bu tür işler senin gibi kadınlara uygun olmaz. O sırada Atike sultan adama bakıp güldü ve hemen ardından hedef aldığı yeri vurdu. Adam adeta şok olmuştu. Saatlerdir o da aynı yeri hedef almıştı fakat bir türlü varamamıştı. Daha demin kadına böyle dediğine pişman oldu ve konuştu ; benim adım iskender. Yeniçeri ocağında bir ağa idim. Lakin yıllardır hünkarımızın hasodabaşısıyım. -Atike ; bende soylu bir aileden geliyorum. Adım şahcihan. Bunu diyeli bir dakika bile olmamıştı ki arkadan bir ses duyuldu. Atike !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanlı iktidar (TAMAMLANDI)
Historical Fiction"Bir padişahın kızı iken,osmanlı imparatorluğunun en kudretli valide sultanı olacağımı nerden bilebilirdim ki?" 🔥😏☝🏻