~Siyah- Eski Lara Sahalarda~ |5|

16 5 12
                                    

Multimedia'da : Tuna var! (biliyosunuz kim olduğunu ama unutmuş olabilirsiniz ;P)

Daddy Yankee ft. Luis Fonsi - Despacito

~

Güzel şarkı, tavsiye ederim.

Keyifli okumalar yıldızlar!

...

Uyuyamamanın verdiği etkiyle bu daracık yatakta bir o tarafa, bir bu tarafa dönüp duruyordum. En sonunda üfleyip ayağa kalktım -her ne kadar doktorun kızacağını bilsem de- serumun takılı olduğu demirden olan tekerlekli şeyi sürükleyip camın önüne geçtim. Dışarı baktığımda yaz mevsimine girmenin sevinciyle çocuklar koşuşturuyordu. Gençler ise ya telefonlarına gömülmüşlerdi, ya da kulaklıkla dolaşıyorlardı. Burada sıkıldığımı fark ettim. Beş gün nedir ya?

Cama iyice yaklaşıp, insanların gözlerine baktığımda neler yaşadıklarını anlamaya çalıştım, ancak bu olanaksızdı. Yaşlıların neler atlattığını, pişman olduklarını, özlediklerini, hayatlarından memnun olduklarını-olmadıklarını, sevinçlerini; anlayacak bir hayatta yaşamamıştım daha, ama beni de belki bekliyordur böyle bir hayat. Ancak benim en çok pişman olacağım şey, pişman olacağımı bildiğim halde, pişman olarak yapacağım pişmanlıklar olurdu. (beyniniz yandı mı?yazarken benim de yandı sjsjsjsjjsj)

Yaşlıları es geçip, gözlerimi minik bebeklere çevirdim. Onların bazıları, zorlu hayat çekip, acı ve pişmanlıkla öleceklerdi. Bazıları ise, mutlu bir hayat yaşayıp, huzurlu bir şekilde öleceklerdi. Ama unuttuğum bir şey vardı, bazı kişiler de zorlu, küstah, acı, çaresizlikle dolu, pişman bir hayat yaşayıp, çok mutlu ve huzurlu öleceklerdi...

Karnımın guruldamasıyla acıktığımı fark ettim. Serumu yanımda sürükleyip, odadan çıktım. Benden birkaç metre uzakta olan, bu sabah gördüğüm siyah şapkalı, her tarafı siyaha bürünen kısacası şimdiden itibaren 'Siyah' olarak adlandırdığım çocuğu gördüm. Beni görmesiyle yaslandığı duvardan sırtını çekti ve ellerini cebinden çıkarıp, arkasını döndü ve gitti. Yüzünü tam olarak seçememiştim ama gözleri... Mükemmeldi. Okyanus ve gökyüzüne benzer renkleri vardı. Yavşama lan! Dedi iç sesim. E tabi o da haklı ama bu Siyah'ın yanımdaki odadaki hastanın yakını olduğunda karar kıldım.

Yürürken insanların bana olan bakışları - yanağıma -, beni iğrenç hissettiriyordu. Keşke doktordan yanağımdaki bezi çıkarmasını istemeseydim, salak kafam! Kantine indiğimde benim hayırsız arkadaşlarım yemek yiyorlardı. "Bari biriniz kapımda dursaydı be!" dedim. Tümen de hemen atladı "Valla şimdi geldik bak çok açız kanka, gel şuraya otur." dedi. "Ben sanki aç değilim." dedikten sonra gözlerimi devirdim. "Oyy kuzusu ne istersin?" dedi Duru. "Kanka sen ne yiyosan ondan al." dedim geleneksel sözlerimden birini söyleyip.

...

Yemekleri bitirip biraz oturduktan sonra yukarı çıktık. Kuzey burnumu sıkıp "Güzelim ben dışarı çıkıyorum birşey ister misin?" dedi. Ben de "Kuzey, bana bi çizgisiz defter, bir de kalem - silgi alsana?" dedim. O da "Tamam." dedikten sonra kulağıma yaklaşıp "Hala çok güzelsin, yara sana ayrı bir hava katmış. Demedi deme." dedikten sonra "Sağol." dedim ve onun gibi sırıttım.

Bizim Kuzey'le aramızda çok değişik bir abi-kardeş ilişkisi vardı. Kuzey'in babası zengindi ve annesiyle babası ayrılmadan önca Fransa'da okuyordu. Onların eğitimi bizden 4 yıl ileride olduğu için benden dört yaş büyüktü - hepimizden- ancak aynı sınıftaydık. Annesi ve babası ayrıldığında Fransa'dan annesiyle birlikte Türkiye'ye yerleşmişti. Annesi, babası kadar zengin olmadığı için ne zenginlerdi, ne de fakir. Beş yıl önceden bu zamana kadar hep bana abilik yapmış, korumuştu. Onun yeri bende hep ayrı olacak...

Çoban Yıldızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin