5- hediyeler,şaraplar,kadınlar

586 56 21
                                    

"İstediğiniz elbise kumaşları ve pabuçlar Qarth'dan geldi, efendim."

"Güzel, onları odanın köşesine bırak ve dışarı çık. Bugün büyük bir gün."

Rhaenys'in doğum günü.

22. Yaş günü kutlanacaktı. Rhaenys o gün için özel olarak elmas ve yakut bezeli, beyaz bir elbise giymişti. Göğüs kısmı taşlarla doluydu. Etek kısmı kabarıktı ve kolları uzundu. Her parmağına yüzükler takılmıştı. Saçları dalga haline getirilmişti.

Kafasında Valyria çeliği, ejderha desenli yakut bir taç vardı.

Valleria odaya girdiğinde Rhaenys çoktan hazırdı.

"Rhaenys. İnanılmaz görünüyosun." Valleria, Rhaenys'in hep çok güzel olduğunu düşünürdü ama o gün, ayrı bir havası vardı.

"Sizin için, kralım."

Rhaenys gülümsedi. Tahtta yerini sağlamlaştırabilmesi için bir erkek çocuğa ihtiyacı vardı. Valleria onu öptü. Rhaenys tiksindiği öpücüklere karşılık verdi.

*

Hediyeler, şaraplar, kadınlar.

Kutlama alanı kızıl kalenin en gösterişli odasındaydı. Her yerde Rhaenys e hediye getiren lordlar ve leydiler vardı. Rhaenys hepsini izliyor, kimseyle konuşmak istemiyordu. Sıkılmıştı.

Salonundaki bir tabureye yaslanmış, içeceğini yudumluyordu. Gözleri heryerdeydi.

"Sizce bu aptal kutlama size uygun mu?" kulağına fısıldanan bu sözler Rhaenys'i kendine getirdi.

Hazine başı Kearen Timly, kulağına bu sözleri fısıldamıştı.

"Sizin burada ne işiniz var?"

"Ben her yerdeyim." Tuhaf bir kahkaha patlattı.

"Güzel. Git ve bana viski getir."

Adam afalladı.

"Ama kraliçem, bu benim görevim değil?" Adam o kadar affalmıştı ki,gözleri iri iriydi.

"Evet ama senden viski istedim?" Kraliçe adama iyice yaklaştı ve ellerini adamın boynunun arkasına götürdü.

"O kelime oyunların. Kendini kanıtlama çaban, gizemli bir hava vermeye çalışman. Sen kimsin, sör? Bir hazine başı? Ben kimim? Rhaenys Targaryen.
Bir daha benimle muhabbet kurmak istersen, seni kırbaçlatırım. Basit insanlarla konuşmayı sevmem."

Adam korkudan küçük dilini yutacak gibi bakıyordu. Rhaenys kulağına eğildi ve zor duyulan bir sesle fısıldadı.

"Unutmayın lordum, siz ismi bilinmeyen bir haneden buraya geldiğinizde bir yaverdiniz. Kocama sizin bir şeylere yarayabileceğinizi söyleyen bendim. Bastığın her adım, aldığın her nefes benim sayemde."

Kraliçe adamın kulağına minik bir öpücük bıraktı.
Ve eteklerini tutarak odadan çıktı.
*

Uçuyordu. Kanatları vardı ve ağzından alevler yükseliyordu.

O bir ejderhaydı.

Tüm kasabayı, insanları önüne ne geçerse yakıyor yıkıyor eziyordu.

İnsanlar ağlıyor, yalvarıyor, yardım dileniyordu.

Rhaenys onlara kahkahalar ile gülüyordu. O bir ejderhaydı.

Yere indi. Çevresi yanık cesetlerle doluydu. Kimse kalmamıştı. Rhaenys onlara bakarken bir ağlama sesi işitti.

Bir bebek sesi.

Rhaenys sese doğru yürürken, onu gördü. Dünya güzeli bir kız çocuğuydu. Henüz doğmuştu, kafasında kristal bir taç vardı. Rhaenys gülümseyerek ona yürüdü, bebekte gülüyordu. Tam yanında durdu ve onu kucağına almak istedi.

Ama elinde olan tek şey, ölü bir bebek cesediydi.

BLOOD OF QUEEN. (Kraliçe #1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin