Rhaenys korkarak uyandı. Elleri bile titrerken yatakta zorlukla doğruldu. Çok korkmuştu. Bu rüyanın anlamı neydi?
Hizmetçisine seslendi. Kız odaya girince Kraliçeyi ilk kez bu şekilde görüyor olduğu için şaşırdı, ama konuşamazdı. Dilsizdi.
Kız kraliçeye su getirdi. Rhaenys iki eliyle bardağı kavrarken hala titriyordu. Suyun bir kısmı geceliğine döküldü.
Bir kaç yudum içip suyu kıza verdi. Kız odadan ağır adımlarla çıkarken Rhaenys düşündü, bu ne demekti?
Zorlukla doğruldu yataktan, elleriyle yatağın yanındaki komidinden destek aldı. Sabalığını üstüne geçirdi ve ayağına bir pabuç geçirdi.
Odasının kapısını açıp dışarı çıktı, kale sessizdi.Koridor boştu, Rhaenys ellerini göğsünde birleştirmiş yürüyordu.
Sonunda odanın önünde durdu ve kapıda bekledi. İçeri girince ne tepki vereceğini bilmiyordu.
Rhaenys odaya girdiğinde adam üstsüz bir şekilde yatakta yatıyordu.
Yatağa doğru parmak uçlarında yürüdü. Bu geceyi bu adamla geçirmek istiyordu. Yatağın yanında durdu ve üstünü çıkararak yorganın altına girerek adamın sırtına sarılarak uyudu.
*
Kraliçe o gece Samuel Yorgh ile birlikte olmuştu.
İlk ihanet.
"Kraliçem, ya Valleria bizi öğrenirse?" Elleri Rhaenys'in sırtında geziniyordu.
"Benim için ona ihanet ettin, en yakın dostuna."
Rhaenys adamın yüzüne bakmıyordu. Ama kendini suçlu yada pişman hissetmedi. Hiçbirşey hissetmemişti.
"Ben gururlu bir adamım," diye söylendi kral muhafızı. Yataktan kalktı ve üstüne bişeyler geçirdi.
"Öyle mi? O yüzden mi korumaya yemin ettiğin adamın karısı ile yattın?" dedi.
Rhaenys adamın sırtını izlerken iç geçirdi. Bu adamı sevmiyordu.
O da doğruldu ve üstüne bol gelen mor bir elbise giydi. Sam hazırlanırken onun yanına gitti ve boynuna minik bir öpücük bıraktı.
Adam ona döndü ve onu öpmek için dudaklarına eğildi ama Rhaenys geri çekildi.
Adam tek kaşını kaldırıp ona bakarken Rhaenys cebinden bir altın kesesi çıkardı ve Sam'in ellerinin arasına koydu.
"Beni mutlu etmenin karşılığı."
Aslında mutlu falan etmemişti. Sadece Sam'i aşağılamak istemişti.
Adam ne söyleyeceğini kestiremedi. Ağzını açıp kapadı ama Rhaenys onu konuşturmadan dudaklarını öptü.
*
Kızıl kalenin yemek salonunda tüm soylu kadınlar doluşmuş, yemeklerini yiyorlardı.
Rhaenys yemeğini büyük bir iştahla yerken arada bir Florina Martell ile dedikodu yapıyor, kıkırdaşıyordu. Rhaenys Martell hanesinden herkesi severdi. Zaten iki hane birbirleri ile zamanla yakınlaşmıştı. Florina Martell, Rhaenys ile yaşıt bir soyluydu. Florina'nın, Martell'lerin leydisi olması bekleniyordu.
Yeşil gözleri kahverengi saçları vardı. Güzel bir fiziği ve yüzü vardı.
"Hatırlıyor musun, bir zamanlar Ak Gezenler vardı ve Sur'u yıktılar." Florina onların hala yaşadıklarına inanırdı.
"Evet ama kraliçe Daenerys Fırtınadoğan, hepsini öldürdü."
Rhaenys yine gururlanmıştı. Daenerys onun kahramanıydı.
"Rhaenys, Melanie'nin kafası neden kralın boynunda?" Rhaenys hemen Valleria'dan tarafa bakarken, Melanie'nin neredeyse onun kucağında oturduğunu gördü. Yüzünü ifadesiz tuttu ve masadan ağır ağır kalktı. Herkes onun vereceği tepkiyi izliyordu.
Eline şarabını aldı ve bir yudum içerek oraya yürüdü. Valleria ve Melanie hariç herkes onu izliyordu.
Rhaenys şarabın tamamını Melanie'nin kafasından aşağı döktü.
Melanie çığlık çığlığa kalkarken bir küfür savurdu. Rhaenys bir kaşını kaldırdı ve ona baktı. Melanie bunu yapanın o olduğunu görünce sustu. Simsiyah saçları ve yeşil elbisesi şarap doluydu.
"O küfürü bir daha, yüzüme bakarak söyle."
Rhaenys o kadar sakindi ki, salondaki herşey tedirgindi. Onu hiç sinirli gören olmamıştı.
"Ben, özür dilerim kraliçem, siz olduğunuzu görmedim," tarzı şeyler geveledi kız. Ne diyebilirdi ki.
"Melanie kötü bir şey yapmak istemedi, kraliçem." Valleria, Rhaenys,in yanına gelip tek elini beline sarmıştı ama kraliçe ondan uzaklaştı.
Rhaenys 2 tane muhafızını çağırdı. Herkes şaşkınlıkla izledi.
"İki kolunu tutun ve o küfürü yüzüme bakarak söyleyene kadar onu şarapla boğun."
" Hayır." dedi Valleria. "Evet" dedi Rhaenys
Rhaenys'in gözleri alev alıyordu. Valleria onu durdurmak için koluna dokundu ama Rhaenys eşinin elini itti. Valleria onun gözlerine bakarken sessiz kaldı, Melanie'nin onun yüzünden öleceğini biliyordu.
Odadan çığlık sesi geldi. Bu bir idamdı. Ve emri veren Rhaenys Targaryen'di.
Melanie'nin annesi ve kardeşleri onları engellemek için ayağa kalkmaya çalıştı ama muhafızlar gelmelerine izin vermediler.
Melanie dizlerinin üstüne çöktürüldü. İki kollarından tutuldu ve ağzına şarap fıçısı sokuldu. Onu sarapta boğana kadar o küfürü Rhaenys'in yüzüne söylemesi gerekiyordu. Her şekilde ölecekti.
Kız ağlarken şarapta boğulmaya devam etti. Odada herkes çığlık çığlığa bağırırken, kraliçe odanın köşesinde Sam'e baktı. Adam ifadesizce onu izledi.
Yalvarışlar duyuyordu Rhaenys. Haykırışlar. Rüyası gerçek oluyordu.
O bir ejderhaydı ve heryeri yok edebilirdi.
"Bu doğru bir karar değil," kulağına fısıldanan bu söz umrunda olmadı. Kral odadan çıkmıştı. Odada bazıları dehşet içinde sessizce bu idamı izledi, kimi de Melanie'nin ailesi gibi ağlıyor merhamet diliyordu.
Melanie ağlamayı bıraktı, çırpınan elleri ve ayakları durdu. Ölmüştü.
Rhaenys Targaryen, tüm soyluların önünde kendi akrabası Melanie Targaryen'i boğdurtmuştu.
Kızın cesedi bir çöp gibi bırakırken annesinden bir feryat yükseldi.
Rhaenys kızın cesedine bakarken oda sessizleşti. Tek duyulan şey kızın annesinin
feryatlarıydı.Tek görülen ise kraliçenin gülümseyişiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLOOD OF QUEEN. (Kraliçe #1)
FanfictionWattpadFanficsTr okuma listesinde! Kraliçe serisi 1. Kitap "Çünkü o kraliçeydi. Rhaenys Targaryen'di. Valyria kanını taşıyordu. O Westeros'u yönetecekti. 7 krallığı." Rhaenys Targaryen, entrikaya, zekaya sahip bir Targaryen kraliçesidir. Ülkeyi ko...