Yarın bugünden daha mutlu bir gün olacak diye geçiriyordum her gün içimden.Ama ters giden birşeyler olduğunu hissediyodum hep.Bir karmaşa var ama ne?Hissettiğim gibi olmamasını umdum hep.Olanlardan haberim olmaması için konuşmuyordum kimseyle.Bu daha çok canımı sıkıyordu.Belki de dış dünya gerçekten mutlu ve geleceğe umut vericiydi.Ama bir korkuyla yaşıyordum içimde.Sebebini bende bilmiyordum.Olumlu bakamıyordum dünyaya,hayata, insanlara.Hayatı dilediğim gibi yaşamaya başlarsam engellerle karşılaşacaktım.Birbirlerini sevmeyen,arkadan kuyularını kazan insanlarla karşılaşacaktım.Hayata karşı kalan son küçük umudumu da yitirirsem ne yapacaktım?
Gözlerimi kapatıp hayal ederdim hep;küçük,şirin bir ev,içinde yaşayan mutlu bir aile.Sabah anne ve baba işe gidiyor.Baba işe giderken çocuğu da okula bırakıyor.Çocuk başarılı.Anne ve baba onunla gurur duyuyor.Sadece ders anlamında değil her konuda.Tabi birkaç küçük sorun çıkıyor.Akşam olunca herkes evin salonunda toplaşıyor ve beraber sohbet ediyorlar.Herkesin hayali midir bilmem ama tek isteğim herşeyin böyle olması.Peki ya böyleyse de ben göremiyosam tüm bu olanları.
-Su hadi gel de kahvaltı yap.Ben bunları düşünürken teyzem beni çağırıyordu.Birkaç gün kafa dinlemek istediğim için teyzemin yanında kalmak istediğimi söyledim anne babama.Anlayışla karşıladılar.Ne kadar iyi annen baban var,teyzende kalmanı bile kabul etmişler diyeceksiniz siz bana.Düşününce öyle aslında.Hangi anne baba kabul eder ki hemen herşeyi.Sorun da bu zaten.Her isteğimin kabul edilmesi değil ki dileğim.Sen annesin,sen babasın herşeyi kabul etmek zorunda değilsin.Ama bu demek olmuyor ki herşeye karşı çıkın hiçbirşeyi kabul etmeyin.Normal bir aile olalım sadece.
-Su hadi gel.Çayın soğuyacak.
-Geldim teyzee!Kahvaltı masasına oturdum ,sessizce yemeye başladım.Derin bir sessizlik vardı.Durum böyle olunca yine düşüncelere daldım.
Annemle babamı pek tanımıyorum aslında.Her günüm onlarla geçmesine rağmen hiçbir günüm onlarla geçmiyor.Sabahtan akşama kadar işteler zaten.Annem de babam da doktor.Çoğu zaman nöbetleri de oluyo.Haftasonlarını da arkadaşlarıyla geçirmeyi tercih ediyorlar.Evet bende pek sevmiyorum konuşmayı ama bana bir fırsat vermiyorlar ki.Bir kere yanıma gelip başımı okşadıklarını hatırlamıyorum.Belki ihtiyacım olan tek şey sevgi.Odamda tek başımayım hep.Bahsetmiştim ya.Korkuyorum hayatı yaşamaktan.Kısacası sessizliğe alışmışım ben.Ama suçlu sadece ben değilim.Böyle anne babaya böyle kız normal değil mi?Depresyonda mısın derseniz pek sanmam.Odamda tek başıma ağlamıyorum ya da paket paket çikolata yemiyorum.Sadece oturuyorum,ara sıra kitap okuyorum,telefonla uğraşıyorum, Bonita'yla oynuyorum.Bu arada Bonita köpeğimin ismi.Tek iyi arkadaşım da diyebiliriz.İnanırmısınız her gün rafımdaki süslerin yerini değiştiriyorum. Çünkü hep aynı yere bakmak canımı sıkıyor
-Çayını tazeleyeyim mi Su? Su! Su!
-Hıı! Ne demiştin teyze?
-Çayını tazeleyeyim mi demiştim ama kafan nerede senin?
-Hiçç! Nerede olacakmış?
-Bak kızım buraya kadar getirdi annen baban seni.Başımın üstünde yerin var ama seninde bir evin var.Ne kadar daha burda kalacaksın?İşte neden hayata,insanlara güvenmediğimin nedenini bir örnekle açıklamak gerekirse bu olayı gösterebilim.Teyzem de istemedi beni.
Aradan biraz zaman geçtikten sonra daha da içime kapandım. Hatta annem ve babamın teyzemlere gitmeme izin vermesini "benden kurtulma çabaları" olarak adlandırdım.Ben mi yanlış hissediyorum bilmiyorum ama kimse beni sevmiyormuş gibi.O zaman seviyorlarmış gibi davranmasınlar.Nede olsa kandırılmak sevilmediğini bilmekten daha kötüdür.
(İkinci bölümü yakında sizlerle paylaşıcam.İlk bölüm hakkında yorumlarınızı bekliyorum.📖✒️💛)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZLİK
Teen FictionSize hayatı öğreten kimdi? Yanlışınızı söyleyen,doğru yaptığınızla ilk gururlanan.Anneniz babanızdır muhtemelen.İşte benim yanımda bir anne bir baba yoktu.Hiç yoktular, yanımda olmadılar.En yakın arkadaşım sessizlikti...