~SESSİZLİĞİN KIZI~

129 8 4
                                    

       Deniz kokusu tüm doğallığıyla içime doluyordu.Ve yavaştan bir yağmur başladı.Su damlaları denize düşerken güvertedeki tüm yolcular içeri doluştu.Bense hala dışarıdaydım.Yağmurun sesini severim.Beynimdeki tüm yorgunluğu içine çekiyor sanki.Şimdi gökyüzüne bakıyorum.Gün batıyor yavaş yavaş.Güneşi neye benzetiyorum biliyor musunuz?Her gün bir umutla hayata tekrar tekrar bağlanan,insanları mutlu eden bir iyilik perisi;aynı güneşin doğuşu gibi.Gün sonunda herşeyden ve herkesten nefret ederek kaybolup giden bir nankör;aynı güneşin batışı gibi.Yeryüzünde güneşe benzeyen o kadar çok insan var ki.İlk önce insanlara güven veriyo,daha sonra hiçbir şey olmamış gibi onlara sırtını dönüyor.Yağmur durmuştu.Alnımdan terle karışmış su damlaları akıyordu.İnsanları düşünürken bile o kadar çok yoruluyorum ki,terlemişim.Belkide düşünmek başlı başına yorucu bir eylem.

Belkide düşünmek başlı başına yorucu bir eylem

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

        Karaya yaklaşmıştık.Ve durduk.Şimdi yeni bir ülkede,yeni bir geleceğim olacaktı.Yunanistan'daydım.Kendime bir ev tuttum.Yakın zamanda da bir iş bulmalıydım.Evimi mavilerle donatmıştım.Özgürlüğün rengiyle.Bahçemde çiçekler vardı.Rengarenk çeşit çeşit çiçekler.Geride bıraktıklarımdan en çok özlediğim 'Bonita' ydı.Onu da getirse miydim acaba.Zorluk çıkarabilir diye düşünmüştüm.Onu çok özleyecektim ama unutmalıydım.Geride kalan herşeyi ama herşeyi unutmalıydım!

       Kısa süre sonra oralarda saygın bir iş kadınının çocuğunun bakıcılığını yapmaya başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

       Kısa süre sonra oralarda saygın bir iş kadınının çocuğunun bakıcılığını yapmaya başladım.Aynı zamanda eğitimime devam ediyordum.Hemşirelik okuyordum.Hem okuyup hem çalışmak zordu.Tabi bunu bilerek çıkmıştım yola.Eğer polis beni arasaydı yurtdışına çıkamazdım.Yani annem babam kaçmamı hiç kafasına takmadı ve polise haber vermedi herhalde.Zaten eğer biraz umurlarında olsaydım evden kaçmaya tenezzül bile etmezdim.Olduğuyla yetinirdim.

       Aradan birkaç sene geçti.Artık Yunanistan'da daha düzenli bir hayatım vardı.Hemşire olmuştum ve çalışıyordum.O kadar yıla rağmen ne arayan oldu ne soran.Artık yepyeni bir hayatım vardı.Pozitif,insanlarla iç içe,daha sosyal.Düşlediğim gibi bir hayat.

       Hayatımda birçok şey değişmesine karşın değişmeyen bir özelliğim vardı.Küçüklükten gelen birşeydi.Gece olunca bahçeye çıkıyor ve gökyüzüne bakıyordum.Hala bu duyguyu çok seviyordum.Sessizliğin sesini dinlemeyi.İşte o an bir kanıya varmıştım.Ben sessizliğin kızıydım...

(Hikayem 5 bölümden oluşuyo ve bitti.Fazla uzatmamayı tercih ettim.Umarım beğenmişsinizdir.🖤)

SESSİZLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin