|| 1.

415 19 4
                                    


MERHABAA~💜
İlk bölümler belki pek ilgi çekmeyebilir. Ama bir şans verirseniz eğer , ileriki bölümleri beğenebilceğinizi düşünüyorum. Şimdiden çok teşekkürler🙏🏻 💜

Uykusuzluktan birbirine yapışan göz kapaklarımı zorda olsa ayırıp, uykulu bir şekilde yanımda duran telefonumdan saate baktım. Vücudum uyumak için kıvransada kendimi uyanmaktan alıkoyamamıştım. Saatin 10'u göstermesini görmem ile hızla yataktan kalktım. Geç kalmıştım.

Gece eve geç gelmiştim. Geldiğimde ise üsttümdekileri çıkarmaya üşenip, direk kendimi yatağa atmıştım. Üzerimi değiştirmeden saçlarımı aynanın karşısında biraz düzelttim. Telefonumu ve çantamı alıp koşarak arabaya bindim. Hızlı bir sürüşten sonra nefes nefese pratik odasına girdiğim an bütün gözler bana dönmüştü.

"Günaydın. Dün gece geç uyudum . Uyanamamışım. Özür dilerim. Neden uyandırmadınız?" Dedim hızlı bir şekilde dağılmış saçlarımı düzeltirken.

"Dün ,geç gittiğini bildiğimizden seni sabahın köründe uyandırmayalım dedik. Bu yüzden kaldırmadık seni." Dedi Namjoon ceketini giyerken.

"Herkes arabada herhalde. Siz niye hala buradasınız? Hadi bizde geç kalmayalım." Dedim.

Arabalara doğru ilerlerken  "Yorgun gibisin. Keşke bugün dinlenseydin. " dedi Tae omzumu sıvazlayarak.

"İyiyim ben." Dedim gülümseyerek. "Asıl Jimin ve Jungkook'a ne oldu?" Diye sordum uykulu bir şekilde önümüzde ilerleyen ikiliyi gösterirken.

Tae bir abi edasıyla saçımı okşayıp " Gece geç saatlere kadar oyun oynarsan o hale gelirsin." Dedi ve arabaya bindi. Onun bu tavrıyla yüzümde küçük bir gülümseme oluşmuştu. Diğer üyelerinde sırasıyla arabaya binmesiyle kapıyı kapattım ve arkadaki arabaya bindim.

2 yıldan beri BTS'in makyözü ve stilistiydim. Sanırım bütün ARMY'lerin yapmak istediği işi yapıyordum.

Her bir üye abim gibiydi. Her ne kadar Jungkook'dan bir yaş büyük olsamda ,Jungkook yaş farkını takmayıp bana abilik taslıyordu. Beni korumaları, düşünmeleri mutlu ediyordu.

Birkaç yılım pek iyi geçmemişti. Zor yılar geçirmiştim. 2 yıl psikolojik tedavi almak zorunda kalmıştım. Ve tam o sıra hayatıma BTS girmişti. Şuan eğer mutluysam bu mutluluğum onlar sayesindeydi. Bighit'in eski gruplarından bir üyesiydim. Yaşanan talihsiz olaylar yüzünden dağılmıştık.

Tedavim bittiği zaman bomboş kalmıştım. Ne yapacağımı bilmiyordum.

Makyaj ve moda ile aram küçüklüğümden beri iyiydi. Hatta küçüklük hayalim moda tasarımcısı olmaktı. Ama büyüdükçe müzik beni içine çekmişti. Ve bighit'e başvurmuştum. Kabul edilmemden 2 yıl sonra insanların karşısında performans sergilemeye başlamıştım.

Grubun dağılması ile beni BTS'in makyözü ve stilisti olarak yanlarında çalıştırmaya başlamışlardı. Bundan şikayetçi değildim. En azından kafam dağılıyordu. Onlar için mutluydum. Başarıdan başarıya koşuyorlardı. Onlarla birlikte uzun bir zaman geçirmiştim. Bu yüzden artık aramızda abi-kardeş ilişkisi oluşmuştu.

Aslında bir üye hariç bütün üyeler abim gibi diyebiliriz. O diğerlerinden daha farklı. Benim için daha bir özel.

Fotoğraf çekiminin yapılacağı yere gelmemiz ile arabadan inip içeriye girdik. Büyük bir giyim markası BTS'in onlar için model olmasını istemişti.

Kapıda bizi bekleyen adamlardan hangi odaya geçiceğimizi öğrendikten sonra hızlı bir şekilde odaya geçtik.

Üyeler birbiri ile şakalaşırken görevlinin yanına gittim ve üyelerin ilk giyeceği kıyafetleri aldım.

"Millet buraya gelin başlıyoruz." Dedim hafif sesimi yükselterek. Bütün yüzlerin bana dönmesi ile konuşmaya devam ettim "İlk tekli çekim olucak. Sonrasında hep birlikte bir çekim yapıcaksınız. Onun dışında Hyung Line ve Maknae Line ayrı ayrı bir çekim yapıcak. Jimin ve Yoongi, Hoseok ile Namjoon, Seokjin ile Taehyung, Jungkook ile çekim yapıcak ayrıyetten." Dedim.

Herkesin onaylaması ile "Hemen başlayalım. 3 ayrı kıyafetimiz var. İlk gidecek olan Namjoon. Sonra Jin gidicek." Dedim ve Namjoon için ayrılan kıyafetlerden birincisini çıkarıp Namjoon'a verdim.

"Bunu giy ve gel. Ama lütfen yırtmamaya dikkat et, yedek yok." Dedim gülmemeye çalışırken.

Başka bir fotoğraf çekiminde giymesi için verilen kıyafeti giyerken yanlışlıkla yırtmıştı. Neyse ki fazladan kıyafet vardı da bir sorun çıkmamıştı.

Bütün üyelerin gülmesi ile Namjoon bana kızgın bir bakış atıp "Kumaş cazibeme dayanamamıştı. O yüzden yırtıldı"dedi gözleri kısılana, yanağında ki gamzeleri çıkana kadar gülümseyerek.

"Yemek var mı burada?" O sırada Jin'in görevliye sorduğu soru ile ona döndüm. Jin'in ise görevliden hayır cevabını alması ile hevesli yüzü asılmıştı.

" Gelmeden önce tavuk sipariş ettim. Neredeyse gelir." Dedim makyaj malzemelerini ayıklarken.

"Sen bitanesin bücür." Jin'in saçlarımı karıştırıp bana bücür demesi ile elime geçen ilk şeyi ona fırlattım.

"Bana bak, senden kısa olabilirim ama yaşıtlarıma göre gayet uzunum. Şimdi git sende şu kıyafetleri giy." Diye mırıldandım sinirle.

Jin sahte acısı ile bana 'bu kız ne yedide bu hale geldi' bakışları atarak üstünü giyinmeye gitti. O sırada Jin'in haline gülen üyelerede masada duran ıslak mendil paketlerinin her birini attım ve "Sizde gülmeyin. Gidin üstünüzü giyin. Yoongi sende o kahvene dikkat et geçen sefer ki gibi üzerine dökme lütfen." Dedim.

Yoongi " Bu mükemmel insan hiç bir zaman üstüne kahve dökmez. Sadece kahve ona hayran değilse kendini dökmek istemiştir o kadar." Dedi ve bana küçümseyici bir bakış atıp üstünü giymeye gitti.

Ah be adam sen öyle bakma. O zaman kalbime söz geçiremiyorum ve normalden daha hızlı atıyor. Bu çok sağlıksız lütfen .O sırada Namjoon gelmiş saçını yaptırmaya başlamıştı.

"Başka kıyafet bulana kadar canım çıkmıştı benim." Diye bağırdım arkasından gülerek.

Namjoon biten saçlarından sonra yanına gidip makyajını yapmaya başladım. O sırada Jin'de boş koltuklardan birine oturmuş saçını yaptırıyordu. Diğer üyeler ise kendi halinde bir şeyler yapıyorlardı.

"İyisin dimi?" Namjoon ani sorusu ile ilk başta ne dediğini anlayamamıştım.

Anladığım anda "Neden olmayayım canım. İyiyim tabiki." Diye mırıldandım gülümserken. Namjoon'un bana değişik bir şekilde bakması ile kapatıcıyı sürmeye devam ettim.

"Geçen seni ağlarken gördüm. Şirketten koşarak çıkmıştın."dedi sorgulayıcı bir şekilde.

"Ahh o mu şey ya ülkemi özledim de . Ailemi falan. Biliyorsun uzaktalar." Diye mırıldandım dünyadaki en kötü yalancı olarak. Sadece gülümsedim.

Ailemle neredeyse 7 yıldır görüşmüyorduk. Ülkemi özlemiştim. Bu doğru ama aile konusu kocaman bir yalandan ibaret.

"Sence biz bunu yer miyiz bücür?" Dedi Jin arkamdan.

"Çok özlediysen izin al şirketten. İzin verirler elbet." Dedi Hoseok. "Hem eğer bir daha ülkeni veya aileni özlersen bizlere sarılabilirsin. Bizim mükemmel auramızdan etkilenerek bir anda her şeyi unutu verirsin."

Güldüm ve Hoseok'a sıkıca sarıldım. O da bana sıkıca sarılmıştı. "İyi ki yanımdasınız çocuklar." Diye fısıldadım. Hoseok hariç büyük ihtimalle kimse duymamıştı.

"İşe dönme zamanı, hadi bakalım." Dedi ve benden ayrıldı.

Hızlı bir şekilde Namjoon'un makyajını bitirdikten sonra onu fotoğraf çekimi için yollamıştık. Teker teker bütün üyelerin çekimlerini bitirmemiz ile herkes yorgun bir şekilde arabalara binmiş,yola koyulmuşlardı.

Headliner || MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin