|| 15.

71 10 1
                                    

Şaşkın bir şekilde bana bakarken konuşmayacağını düşünüp arkamı döndüm. Fakat Yoongi'nin beni kendine döndürüp konuşması ile ona baktım.

"Yu Na...ben ben gerçekten hiç bir şey hatırlamıyorum şarkı sözlerimde çok tıkanmıştım ve seni düşünmektende kafam patlıycaktı bende biraz içki içtim ama... ama devamını hatırlamıyorum gerçekten. Lütfen inan bana Yu Na. Bunların nasıl olduğunu bilmesemde gerçekten özür dilerim." Diye mırıldandı.

"Show için odaya bir kamera koymuşlardı. Eğer o hala duruyorsa ordan her şeyi görebiliriz. Lütfen Yu Na, gerçekten hiç bir şeyi hatırlamıyorum."

"O görüntüleri izlemek bile istemiyorum." Diye mırıldandım iğrenir bir şekilde elimi ellerinin arasından çekerken.

"Hadi ama ne olduğunu öğrenmek için bunu izlemeliyiz." Dedi Jimin ,ona bir şans vermemi istermişcesine.

Kızlara baktığımda hepsinin beklentili gözlerle bana baktığını gördüm. Pes edip derin bir nefes aldım.

"Peki." Diye mırıldanmam ile herkes rahat bir nefes almıştı.

"Show için hazırlanmalıyız kızlar." Diye mırıldandım ve onları beklemeden prova odasına girdim.

"Bizimde çalışmamız lazım. Nasıl yapıcaz?" Hoseok'un sesini duymam ile topladığım saçımı üstün körü düzelterek ona döndüm.

"Siz gidin biraz dinlenin. Ne biliyim yemek falan yiyin. O zamana kadar biz biraz çalışmız oluruz. Siz geldiğinizde biz bir şeyler yaparız. Bilmiyorum aklıma başka bir şey gelmiyor." Diye mırıldandım. Düşünmekten başım ağrıyordu artık.

"Sen..iyi misin?" Diye mırıldandı merakla.

"Olucam. Sanırım." Diye mırıldanım.

"Kendini üzme. Neyse biz gidiyoruz, istediğin bir şey var mı?" Diye sordu neşeli bir şekilde.

"Hayır, teşekkürler."

Kızları çağırmak için bende Hoseok ile çıkmıştım. Tam konuşacaken telefonumun çaldığını duymamla "Telefonum içerde kaldı." Diye mırıldandım üzgün bir şekilde.

"Israrcı bir şekilde çalıyor. Önemli her halde." Dedi Eunji.

Tam o sırada telefonum susmuş bir kaç saniye sonra Yoongi'nin ki çalmaya başlamıştı. Bütün bakışlar ona dönerken o telefonunu açmış konuşmaya başlamıştı. Duyduğu şeylerle yüzü düşerken kiminle konuştuğunu, ne konuştuğunu daha bi merak etmeye başlamıştım. Tam o sırada telefonu bana uzatması ile şaşkınlıkla ona baktım.

"Pınar abla." Diye bir açıklama yapıp telefonu elime tutuşturdu.

"Pınar abla mı? O seni neden arıyo?" Diye mırıldanıp telefonu aldım.

"Efendim?" Diye mırıldanmamla Pınar ablanın ağladığını farketmiştim. Endişeyle ne olduğunu sorduğumda sadece susmuştu. Sorumu ısrarla sormam ile en sonunda ağlayarak söylemişti.

Duyduğum şeyle ne diyeceğimi bilememiştim.

"Bety öldü mü? Şaka yapıyosun dimi? Yanına gelmem için yapıyosun dimi? Ölmedi aslında." Diye mırıldandım şaşkınlıkla.

"Öldü kızım, şaka yapmıyorum. Özür dilerim." Diye mırıldanıp yüzüme kapatması ile ne yapacağımı bilemeyerek boş boş etrafıma baktım.

Suzy'nin beni endişeyle dürtüklediğini farkettiğimde kendimi toplayıp dolan gözlerimi sildim.

"Kim öldü? İyi misin?" Diye sordu kızlar. Ben hala ne düşüneceğimi, hissedeceğimi bilemeyerek boş boş etrafıma bakıyordum.

Headliner || MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin