|| 16.

76 6 0
                                    



Yayını açmam ile telefonu sabitlemeye uğraşıp yere oturdum. "Sanırım oldu." Diye mırıldandım kendi kendime. Telefonumdan saate baktım. En fazla yarım saat süren bir yayın yapmayı düşünüyordum.

"Merhaba~~ Canlı yayın açmak istedim ve.... açtım." Diye mırıldandım ne diyeceğimi aklımda toplamaya çalışırken.

"Sizden merak ettiğiniz soruları sormanızı istiyorum. Sadece kısa bir soru cevap yayını olucak." Diye mırıldandım ayılmaya çalışmak için yanımda tuttuğum kahvemden bir kaç yudum alırken.

Yavaş yavaş yorumları okumaya başlamıştım.

"Promosyonlarınızı bilerek mi aynı zamanda yaptınız?" Sorulan soruyu okumam ile "Bilerek yapılan bir şey değildi. Denk geldi." Diye mırıldandım.

Soruların arasından dikkatimi çeken soruyu bulduğumda sesli bir şekilde okudum.

"Geçmişin hiç iyi değilken nasıl bu kadar kusursuz bir insanı sevebiliyorsun? O senden daha iyilerini hak ediyor?"Diye mırıldandım.

Bir kaç dakika sadece ekranda dolanan yorumlara baktım. Derin bir nefes alıp konuşmaya çalıştım. Bu tarz yorumları görmek artık üzmeye başlamıştı. Onu hak etmiyormuş gibi hissediyordum.

"Geçmişim iyi değil. Ama bu benim suçum değil. Arkadaşımın benim yüzümden ölüp, grubun dağılmasını ben istemedim." Diye mırıldandım parmaklarımla oynarken.

"İnsan bir kere kötü bir şey yaptığı zaman onun kötü biri olduğu anlamına gelmez. Yoongi ile geçmişimizde büyük savaşlar vermiş insanlar sayılırız." Diye mırıldandım derin bir nefes alırken.

"İkimizde zor zamanlar geçirdik. Birbirmizin yaralarını sararak ayakta duruyoruz. Evet, belki benden daha iyilerini hak ediyor. Ama.. ama şu an mutluyuz." Dedim gülümsemeye çalışırken.

Bu konuya bir açıklık getirilmesi lazımdı artık. Ve bu şimdilik yeterdi.

Yorumları okumaya devam ettiğimde Yoongi'nin nerde olduğunu merak edenleri gördüm.

"Ah~ o şu an sanırım evde. Şu sıralar pek konuşamıyoruz. İkimizde çok yoğunuz." Diye mırıldandım telefonumdan saatin kaç olduğuna bakarken.

"Sanırım en çok sorulan sorulardan bir tanesi nereli olduğum." Diye mırıldandım üstümde ki montuma daha bi sarılırken. Prova odasındaydım ve buranın sıcaklığı çok düşüktü.

Neden böyle olmuştu anlamamıştım. Ama kalkıp klimayı açmaya çok üşeniyordum.

"Ben Türkiye'de doğdum. Şu zamana kadar pek Türk hayran görmedim. Var mı?" Diye mırıldandım merakla.

Bir anda bir sürü türkçe yorum yağması ile gülümsedim.

"Selam. "Diye mırıldandım Türkçe bir şekilde.

Kendi kendime gülerken gelen yorum ile telefona biraz daha yaklaştım.

"Türkçe şarkı mı söyliyim? Ahh~~ ne söylemeliiym?? Pek hatırlamıyorum." Diye mırıldandım.

Yorumlarda bir sürü örnek sanatçı verilmişti. Ama en ilgimi çekeni seçmiştim.

"Şebnem Ferah? Tamam o olsun o zaman." Diye mırıldandım kendi kendime.

Telefonumdan Şebnem Ferah'ın Hoşçakal şarkısının sözlerini açtım.

"Ahh~~şunu söylemeliiyim ki türkçem eskisi kadar iyi değil. Bir hata olursa şimdiden özür dilerim." Diye mırıldandım.

Derin bir nefes alıp şarkıyı söylemeye başladım.

"Seni ararken
Kendimi kaybetmekten yoruldum
Bulduğumu zannettiğimde
Kendimden ayrı düştüm " şarkıyı kendimi bırakıp gözlerimi sıkıca yumdum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 25, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Headliner || MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin