girly² // hunhan

15

"Sehunnie?" Luhan ilerleyerek Sehun'un yanındaki sandalyeye oturduğunda Sehun genişçe gülümsedi.

"Hoşgeldin hyung." Hyungunu dünden beri çok özlemişti ancak bu Luhan'ı değil, etekler giyen, saçlarına tokalar, kurdeleler takan Luhan Hyung'unu özlemişti. "Bu pantolonla çok çirkin görünüyorsun ama yine de çok güzelsin hyung."

Luhan garip iltifatla kızardı. Bu velet onu çok kötü etkiliyordu. "Sana cupcakeler aldım ve şey.. Bubbletea!"

Sehun kocaman sırıttı ve hyungunun verdiği çikolatalı cupcake ile bubbletea'yi aldı. "Teşekkürler hyung, sen en iyisisin!"

Luhan biraz daha kızardı, Luhan'ın kızarması Sehun'un hoşuna gidiyordu. Bu yüzden onu utandırmaya devam etti. "Seni özledim hyung, bu sıkıcı hastanede senin kadar güzel hiç bir şey yok."

"Sarışın hemşire dışında.." diye mırıldanmayı da unutmadı. Ama Sehun bunu derken, hyungunun duyacağını düşünmemişti. Luhan sinir ve kıskançlıkla onun omzuna vurdu.

"Ben gidiyorum o zaman!" Luhan çirkefçe bağırıp ayağa kalktığında Sehun onun elini tuttu.

"Gitme hyung, yalnızca şakaydı."

Luhan sakince yerine oturdu ve solgun görünen dongsengine baktı. "Senin için endişelendim.." dedi sakince.

Sehun'un gözleri parladı, neşesi artmıştı. "Gerçekten mi Hannie?"

"E-evet, Sehunnie.." Luhan utanarak konuştu.. "Serum yapılmana rağmen hala iyileşmiş görünmüyorsun."

"Ah, belki bir öpücük verirsen iyileşirim?" Sehun çocuk gibi konuşurken yanağını işaret ediyordu.

Luhan doğruldu ve Sehun'un yüzüne bakmaya başladı. Çok fazla heyecanlıydı. Gözlerini kapattı ve dudaklarını soluk pembe renkteki dudaklara bastırdı.