Bu bölümü Wolf stream ederken yazıyorum, arada garip şeylerle karşılaşırsanız şaşırmayın dhfgljhşdghd
"Bugün Lay ile sinemaya gideceğiz, sende gelmek ister misin?" Dondurmamı yerken Sehun'un mutfağında oturmuş, dizime kadar olan çilekli çorapla kaplı bacaklarımı sallıyordum.
"Lay mi?" Sehun bana şaşkınca baktığında ona umursamaz bir bakış attım. "Biz arkadaşız biliyorsun. Lay ile iyi anlaşıyorum."
"Bugün gelemem aşkım, biliyorsun ders çalışmam gerek."
Kıkırdayarak Sehun'un omzuna vurdum. "İnek."
"Oh, teşekkürler."
İlgiyle onun doğradığı havuçları ve pırasaları haşlanmaya başlayan pilavın içine atmasını izliyordum. "Sebzeli pilav mı yapıyorsun?" Beni kafasıyla onayladı. "Ben yemem."
"Yemezsen yeme, bende bunları yeni komşumuz Kai'ye götürürüm."
Sinirle ona baktım. "Götüremezsin!"
"Ben yerim bütün pilavı! Götürme!"
Sehun kıkırdayarak çatılan kaşlarımın arasını öptü. "Elbette yiyeceksin bebeğim, çünkü ben yaptım! Hem de minik sevgilim için!"
Yüzümde kocaman bir gülümseme oluşurken onun burnunun ucunu her zaman yaptığım gibi öptüm.
Sehunnie'm gerçekten beni el üstünde tutuyordu. Ben üniversiteye başlamıştım ve Sehun'un son senesiydi ama buna rağmen ders çalışmasından kısıp benimle ilgileniyordu. Benimle aynı üniversiteyi kazanmak istiyordu. Ah, hayır. Aynı bölüm değil. Çünkü ben moda tasarımı okuyorum ve Sehun bu bölümü okumayı kabul etmedi, biraz kızca bir meslek olduğundan.
Yine de Sehun çok iyiydi. Herkesin hayal ettiği gibi bir sevgiliydi! Onun gibisini yer yüzünde bulamazdım.
Sehun'la birlikte onun yaptığı sebzeli pilavı yedik ve arabama bindik. Önce Sehun'u ders çalışması için kütüphaneye bıraktım. Daha sonra da Lay ile buluşmak için sinema salonuna gittim. Birkaç dakika sonra bilet satış noktasının bulunduğu alandaki koltuklarda oturan Lay'i gördüm. Yüzü fazlasıyla kırmızıydı ve utangaç görünüyordu. Ayrıca acı çekiyor gibi bir hali de vardı.
"Hey Lay~ Ben geldim~"
"M-Merhaba Hyung..." Daha da kızararak konuştuğunda ona baktım. "İyi değil gibisin?"
"A-ah evet Hyung, d-dün biraz şey oldu da?"
"Ne oldu?"
Lay ayağa kalkarken acıyla inledi. Bense şaşkınlıkla ona baktım.
"POPONU BİR YERE Mİ VURDUN? NASIL ANLATMAZSIN BUNU BANA ZHANG YİXİNG! HASTANEYE GİDELİM!"
Heyecanla ve endişeyle sorduğumda etraftaki herkes bize bakmaya başladı. Lay ise kolumu cimcikleyip utançtan sulanan gözleriyle bana baktı ve kolumdan tutarak beni tuvalete doğru götürdü.
"Hyung~! Popomu bir yere vurmamıştım!"
"Ne oldu o zaman?" Kaşlarımı çattık.
"Biz... Dün gece Kris ile şey yaptık..." Rengi daha çok kırmızıya, hatta bordoya dönerken, onun ölmesinden korkarak sordum: "Ne yaptınız anlatsana ya!"
"Hyung biz Kris ile ilk kez seviştik ve Kris sert seksten hoşlanıyormuş, akşam çok zevkliydi ama şimdi popom acıyor ve oturamıyorum!" Lay bağırdığında tuvaletten çıkan insanlar bize iğneleyici bakışlar atıyordu ama umursamadım.
