# vasiyet #

9.9K 263 65
                                    


" Alo , Hande hanımla mı görüşüyorum ? "

" buyrun benim "

" Hande hanım ben doktor sertaç , nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama , anne ve babanızı bir trafik kazasında kaybettik "

Doktorun son cümleleri kalbime bir ok gibi saplandı ve titreyen ellerimle telefonu daha fazla tutamadan elimden düştü . gözlerim yuvalarından çıkacak gibiydi , sonuna kadar dolan gözlerimle kendimi daha fazla tutamayıp dizlerimin üstüne çöktüm ve kafamı kollarımın arasına alıp ,

" h...hayır ya hayır ya , olamaz siz beni bir başıma bırakıp gidemezsiniz , nerdesiniz gelin yanıma , çok korkuyorum anne , baba gel yanıma sıkıca sar , boşluktayım ya b..ben yaşayamam ya hayıııır"
hayırı bağırarak söylemiştim ve daha fazla dayanamayıp hıçkırıklara boğularak ağlamaya başladım , nefes alamıyordum , 
Evimizde çalışan hasret abla ağlayışımı duyunca koşarak yukarı yanıma çıktı ve beni böyle görünce hemen yanıma diz çöküp olanları anlamaya çalıştı ,

" handem ne oldu söylesene ? " ağlamam daha fazla şiddetlenmişti ve adeta kendimden geçmiştim bu olanlar benim küçücük kalbime oldukça fazlaydı ben filmlerdekiler gibi değilim , dayanamam .

" Handeee " dedi hasret abla ağlayarak .ve çenemden tutup yüzüne yüzüne doğru kaldırdı , ve yaşlı , bir o kadar acılı göz yaşlarımı silerek sıkıca sarıldı hala ne olduğunu bilmese de yıllardır hep böyle yapardı .2 yaşımdan beri bizim evde çalışıyordu Hasret ablam artık aileden biri olmuştu , daha yaşı 32 olsa da benim en büyük emektarımdı .

"H...hasret ablaa " dedim hıçkırıklarıma engel olamadan .

"  ağlama handem dayanamıyorum bir tek yaşına "

" annemle babam beni bırakıp gittiler "

" n..ne nereye Handem açık konuş "

"Ö...öldüler "dedim zorla . yakıştıramıyordum onlara bu lafı kullanmayı ve kendi ağzımdan çıkan lafa biraz daha acıyarak ağladım hıçkırıklarımla .

                   ×××××××××

3 ay sonra :

Her sabah olduğu gibi yine gözlerimi amaçsızca açmıştım boş dünyama . o günden beri yaşam durmuştu benim için aylar geçse de herkes eskisi gibi yaşamaya devam etse de ben onlardan daha farklıyım ne de olsa yaşama sevincim annemi ilk aşkım babamı kaybettim . kolay mı hayır .
Yatakta oturmuş gözlerim dalmıştı . sonra birden irkilip odamın kapısına baktım . keşke şuan bu kapıdan annem girse , eskisi gibi hemen perdelere sarılıp açsa sonra da yatağıma oturup bana söylense , sonra babam aşağı kahvaltıya inerken bizim yanımıza uğrasa , annemi tembihlese kızma benim hayatıma dese . gözlerimden eksilmeyen yaşlar ardı ardına yanaklarımdan düştü elimdeki fotoğrafa . sonra avucumun içinde yaşayan tek bir fotoğarafa baktım , annemle babamın evlilik fotoğrafıydı .sonra tekrardan yastığımın altına koyup , yavaşça yatağımdan kalktım ve gözyaşlarımı silerek banyoma gittim . aynadan yansımama baktığımda ailemle birlikte Hande palaoğlu'nunda öldüğünü farkettim .
Eskide, makyajlı , bakımlı , hayat sevinciyle dolu olan hande gitti yerine ağlamaktan gözleri şişen , canlılığı sönmüş bir cilt ve yaşama tutunduğu ip iyice incelmiş bir Hande gelmişti . yüzümü soğuk suyla yıkayıp saçlarımı at kuyruğu yaptım ve odama geçip gardırobumdan fuşya askılı bel üstünde biten gömleğimi altına dar beyaz pantolonumu giyinip aşağı indim.  Herzaman ki gibi evde sadece 2 - 3 tane yardımcının sesinden başka ses yoktu . bana özel hazırlanan kahvaltı masasına oturdum ve hemen sonra yanıma Hasret abla geldi ve yanağıma bir öpücük kondurup servis tabağımı alıp doldurmaya başladı .

"Günaydın Handem "

"Günaydın Hasret abla " 

"Bak bu tabakda ki herşey bitecek oldu mu kuzum "

" denerim " dedim bezgin sesimle . sonra mutfaktan çağırılınca oraya koştu . ne garip değil mi koskoca köşk ve koskoca masa, ve  ben yanlızlığımla baş başa yaşıyorum koskocamanlıklar içinde .
Tabağımdan birkaç lokma aldım ve daha fazla zorlamayıp masadan kalktım ve terasa geçip boğaz manzaralı bir sessizlik yaşadım .

" Handem " dedi sorulı bir sesle Hasret abla. Ona dönüp sorulu bir şekilde baktım .elinde bir kutu vardı ve üstünkörü inceliyordu kutuyu .

" bu sanaymış " dedi kutuyu uzatarak.
Elinden aldım ve Hasret abla tekrardan geri mutfağa gitti . ilk önce kutunun üstündeki kağıdı inceledim üstünde Hande PALAOĞLU yazıyordu .merakla kutuyu açtığımda içinden bir tane cd bir tanede küçük not kağıdı çıktı .  hemen odama çıkıp bilgisayarımı açtım ve içine yerleştirdim . merakla açılmasını bekledim ve sonra ekranda 16 yıl önce hayatını kaybeden babaannem çıktı .

Handem , meleğim

Sen şimdi bana meraklı gözlerle bakıyorsundur ama ne yazık ki o gözlerinin daha derininde acı vardır .
Oğlumu , gelinimi kaybetmek çok zor ama senin için , koskoca İstanbulda bir başına kaldın be güzel torunum .
Benden sana babana bile bırakmadığım koskoca bir vasiyet kızım , iyi dinle beni şimdi.
Benim yıllar önce sadık dostum Meryem vardır , siz tanımazsınız tabii . onun evine gideceksin ve artık orada yaşayacaksın kızım . Meryemin bir tane oğlu bir tane kızı var . oğlu senden 2 yaş büyük Ömer . kızı ise senden 3 yaş küçük Aybüke. Babaları onlar daha çok küçükken iş kazasında öldü ve onlara Ömer bakıyor . o da polis . eğer gidip Meryem ile yaşamazsan sana hakkımı helal etmem , köşküde boşalt ve eli yüzü düzgün birini bulup evlenince köşke geri dön ve tüm miras senin çocuklarına kalacak yavrum hadi bakalım sana Meryem teyzen ve çocuklarıyla mutluluklar . ben eminim ki seni çocuklarından ayırmayacak . adres not kağıdında yazılı .

Ve kayıt bitti .babaannemin bu sözleri beni dakikalarca bir şokun etkisine soktu ve önümde beni bekleyen koca bir vasiyet olduğunu hatırlayarak elimdeki not kağıdına dakikalarca baktım ....

Selamun aleyküm değerli okuyucularım bu kitabın başı ve ileri ki bölümlerde bizi bekleyen oldukça macera ve aşk var .
Yorumlarınızı bekliyorum ve sizin yorumlarınızla  kitabı devam ettirmeyi düşünüyorum hadi bakalım !

DAVETSİZ MİSAFİRİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin