GÖZYAŞI

6 4 0
                                    

MEDYA MELEK.

İYİ OKUMALAR.

"Nasıl?"

"Her gözyaşında biri ölüyor işte. Anlamayacak birşey yok. Hem de acı çekerek..."

Melek, duyduklarına inanmak istemiyordu.

"Saçmalıyorsun." dedi korku bedenine yayılırken.

Daha yeni tanıştığı bu adamın dediklerini aklı almıyordu. Bir kaç saat önce arkadaşı ile kavga etmiş ve sinirden ağlamaya başlamıştı. Yan masalarında oturan genç kadının soluk borusuna kaçan yemek sonrası hayatını kaybedişi onunla ilgili olamazdı.

"Biliyorum, kabullenmesi zor ama bu doğru. Bende de benzer bir durum var." dedi genç adam artık bunları aştığını belli ederek. "Ne zaman bir tel kirpiğim düşse birini öldürüyorum." 

"Nereden öğrendin bunları?" dedi Melek hala duyduklarının etkisinde iken.

"Tek farkımız sen isteyerek yapmıyorsun. Ben ise isteyerek yapıyorum."

Genç kadın bu sefer duyduklarının doğru olup olmadığından emin olmak için genç adamın yüzüne daha dikkatli baktı.

"İsteyerek insan mı öldürüyorsun yani?"

Genç adam, kahvesinden bir yudum daha alırken omuz silkti. Bu onun için artık normal bir durum gibi geliyordu. Melek'i ilk görüşü değildi. Onu tam beş sene önce bulmuş ve bu özelliğine hayran kalmıştı. Her ağladığında döktüğü gözyaşlarından birinin canı gidiyordu. Kendince bir yol bulan genç adam da her kirpiğinin düştüğünü gördüğünde birinin canını alıyordu.

"Sende öldürüyorsun?" dedi sorgularcasına.

"Ama ben bunu bilerek yapmıyorum. Ayrıca hala aklım almıyor. Sen kafayı mı yedin? Deli raporun olabilir mi?" dedi hakkında tek bir bilgi öğrendiği genç adamı sorgularken. O bilgi de zaten bile isteye insan öldürdüğüydü!

"Hayır tabii, zevk meselesi." derken rahatça geriye yaslandı. "Seni kıskandım da diyebiliriz. Tanrı senin gözyaşlarını o kadar değerli bulmuş ki, her döktüğünde birinin canı gidiyor."

Allah kavramından uzaktı genç adam. İşlediği günahların farkında olmadan cehennem ateşine körü körüne gittiğinden bihaberdi.

Melek, başındaki eşarbını düzeltirken umutsuzca başını iki yana salladı. Kenarda duran çantasını eline alırken kalkmak için hazırlık yapıyordu.

"Bu saçmalıkları daha fazla dinleyemeyeceğim. Doğru olduğuna inanmıyorum." dedi kalkmadan hemen önce.

Genç adam o kadar umursamazdı ki kıza dair her şeyi bildiği için gitmesine izin verdi. Zira beş yıldır zaten yakın takipteydi.

"Aptal." demekle yetindi sadece arkasından.

Genç kız korkuyla sokakların içinden geçerken evine gitmek için can atıyordu. Genç adamın söyledikleri doğru olabilirdi ama böyle bir şey imkansızdı.

"Saçmalık." dedi tekrar Melek kendi kendine.

Korktuğu için gözlerine ulaşan yaşları da geri yollamaya çalışıyordu bir yandan. Her ne kadar doğruluğunu inkar etse de içindeki şüphelere engel olamıyordu bir türlü. 

Uğraşlarına rağmen bir kaç damla yaş gözünden firar ederken elinin tersi ile hızla silip adımlarını yavaşlatmadan devam etti. Sağına soluna bakınırken kimseye bir şey olmaması bir kez daha adamın dediklerini yalanlıyordu. Olmamıştı kimseye bir şey işte. O adam bir deliydi. Tesadüf olan bir olayı sadece Melek'i korkutmak için söylemişti.

DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin