Ladin

288 20 14
                                    

Suyun berraklığı, göz kamaştırıcydı
. Gök mavisi, yosun yeşili karışımı ışıl ışıl zümrüt su. Suyun sesini duyuyordu.O tatlı, derin ses.Kendisini çağırıyordu.Suyun altında ki o ses derinliklerden fısıldıyordu.Bir ağıt gibiydi, bir ninni gibiydi, ağlıyor gibiydi ses aynı zamanda gülüyor gibiydi.Sonra suyun derinliklerinden yukarı,göğe baktı.Gümüş rengi bulutlar suya yağıyordu.Döndü arkasını, okyanusun derinliklerine yüzdü.Göğü görmek istemiyordu.Ses derinliklerdeydi,ses uzaktı.Dinlemek istiyordu.Sonra aniden ses bıçak gibi kesildi.Okyanusun rengi kararıyordu.Sanki gökten yağmur değil, kül yağıyordu.Onu gördü.Elbisesi bembeyazdı,kızıl saçları dalgalanıyordu.Sonra ses fısıldadı:
"Ladin."

Aniden uyandı. Göğsü hızla inip kalkıyordu.Kırmızı saçları terden ıslanmıştı.Mermer beyazı cildi, sırılsıklamdı.Yıllardır gördüğüm aynı lanet rüya diye tısladı.Bir bardak suyu elleri titreyerek yudumlarken.Az sonra alarmı çaldı.Duş almalı, egzersiz yapmalı, hazırlanmalı ve gitmeliydi.Beyaz yorganı üzerinden fırlatırken hâlâ da rüyasının etkisindeydi.Aralıksız egzersizinden somra aldığı ılık duş şimdi kendisini daha iyi hissettiriyordu, giyinmşti ama bedeninin yandığını sandı.Bunalıyordu.Aynanın karşısına geçti.

Bir avuç soğuk suyun teninde yarattığı canlandırma devinimi , ona kendini iyi hissettirdi.Sonra bir avuç daha hızlıca aldı ve bir avuç daha , beyaz yüzündeki tüm mikroorganizmaları öldürmek ister gibi yıkadı yüzünü , belki bu kadar düşünceli olmasa tek derdi bu insanların cildinde ,saçlarında ve organlarında yaşadığı var sayılan ve bilinen zararlı ve yararlı mikroorganizmaları suyla boğmak fikri aklına gelebilirdi ne kadar da budalaca bir fikir de olsa . Parmaklarını gri parıltılı tezgaha değdirmeden kağıt havlu ile cildini duruladı ve aynada ki yansımasına baktı .Dalgalı kumral saçlarının üzerinde ki kızıl yansımalar aynada kendini belli ediyordu , iri yeşil gözlerini kırptı. Çekik gözlerinin hemen altında var olan morluklar aynada dün gece onun iyi uyuyamadığını resmi bir şekilde bağırıyor gibiydi,morluklara söylendi ve sonra siyah spor sırt çantasından siyah klas gözlük kutusunu çıkarttı ve ince kenarlı gümüş renkli gözlüğünü taktı . Dolgun dudaklarının rengi solgundu , yüzü gibi.Omuz silkti ve kayıtsızca siyah spor ayakkabılarının açılan bağcığını bağladı . Ve dışarı çıktı . Bahçeye adım atmasıyla , ayaklarının altında ki yerin kaydığını sandı yeniden .Yine neyi vardı ? Kampüsün büyüklüğü değildi onu endişelendiren Japonya'da tek başına tatile çıkmış yetişkin bir kadın kampüsten korkacak değildi ya , değildi.Çimlerin üzerine fırlatılmış puflarda oturan küme küme öğrenci gurupları , neredeyse tam ortaya kurulmuş gelen geçen hanı olan açık cafe de ki herkesin gözü üzerindeydi. İnsanlarda yarattığı etkiyi anlayamıyordu , etki yaratmak için özen gösterdiği yoktu ve kendisine kilitlenen bakışlardan şiddetle nefret ediyordu .
''Mathilda !Selam!'' Turuncu kıvırcık saçlı ,kısa boylu biraz yılışık olan çocuğu tanıdı .Geçen hafta arkadaş gurubunda denk gelmişlerdi.Sırıtarak selam veriyordu ,Mathilda soğuk bir şekilde belirli belirsiz gülümsedi ve adımlarını hızlandırdı .Sağa döndü , fakültesine doğru yürüyordu ayağına bir şey takıldığında aniden duraksadı . Büyük ciltli kalın bir bir kitaptı .Bu kadar büyük ve gösterişli kitabı hangi aptal yere düşürebilir ki diye söylendi, normalde dönüp bakmazdı fakat kitabın kapağı fazla ilgi çekiciydi ayrıca kaldırımda yere atılmış halde bulması ilginçti , belki sahibi kapağının ardında ismini yazmıştır kayıp eşya yerine bırakayım diye düşündü ve eğilip kitabı aldı ve ilk sayfasını açtı .Kısa bir not vardı mavi el yazısıyla kapağın içine iliştirilmişti:
''Bu kitabı her kim bulduysa kayıp eşya yerine falan bırakmasın .Kitap intihar etmeyi seçti , denizde boğulmasına izin veremezdim , çöp kutusu için de fazla gösterişli ve güzeldi.Bunu oraya öylece bırakıyorum ve geri filan istemiyorum . Pandora isimli kitabın sahibi kaçık olmalı diye düşündü ve kitabı aldığı yere kaldırımın hemen üstüne bıraktı ve aceleyle saatine baktı .Dersinin başlamasına tam beş dakika vardı , adımlarını hızlandırdı .
''Pardon , bakar mısın?'' Arkasına dönüp baktığında genç bir kızın kendisine seslendiğini anladı , siyah ceketinin kapşonuna dokunmuştu çünkü.
Elinde biraz önce gördüğü Pandora isimli kitap vardı .
''Bunu aceleyle düşürdün sanırım kitap senin mi?''Hayır demek için ağzını açmıştı fakat kız kitabı eline tutuşturdu ve tutuşturduğu gibi toz oldu .Mathilda'nın kafası karıştı , dersin başlamasına iki dakika kalmıştı bir an aklından kitabı bulduğu yere geri fırlatmak geçse de vazgeçti ve kitaba kollarını dolayarak hızlı adımlarla fakülteye ilerledi .

Güneş batmıştı , balkonda yıldızları seyretmekten yorulmuştu .Kasaba da köklü ve büyük bir üniversitenin oluşuna şaşkındı fakat şehir hayatından bunaldığı ve şehirde mükemmel parıltılı yıldızları göremediği için yıldızlara hayranlıkla dakikalarca bakmıştı . Üşüdüğünü hissetti,rüzgar tenine üflediğinde içeri geçmeye karar verdi .Çalışma masasının üzerinde ki kitaba gözleri takıldı yatağına uzandı ve kitabı okumaya karar verdi , gözlüğünü düzeltmeden önce çıkardı ,kızıl kumral saçlarını tepeden topuz yapıp pijamasını giyindi ve kitabın kapağını araladı .Gözleri ilk satıra dokundu:

Güneş doğunun ufuklarında gezinirken ufuk kan kızılı renge boyandı ,Tanrının sanatıydı .

Üç adım ileri bir adım geri,Kelimelerin cehenneme gidişi ,Sokrates savunması , kralın incisi ,Ölümler dünyasında ölümlü hırsların çekişmesi,Tanrıda söyledi Pandora'ya ,Ölümlüler dünyasında dans cehennemden beterdi.

Sahneyi dolduran uzun ince bedeni , parmaklarının ucunda yükseldi , yükseldi ve yükseldi. Ay dışarı da dolunaydı , seyirciler gökyüzünün şölenine tok, Pandora'nın güzelliğine açtı .Parmak uçlarında yükselirken havada kavisler yarattı . Seyirciler güldüler , seyirciler hayran kaldılar , seyirciler ağladılar , seyirciler isyan ettiler.Tanrı kıs kıs güldü .Bu onlara armağanıydı , bu onlara lanetiydi.

''Yakarmayı bırak Pandora , kaderini kabullen ve boyun eğ.''
'' Bu bir lütuf değil bu bir lanet Tanrım .''
'' Söylenmeyi kes Panora , denizleri ve okyanusları kuruturum.''
''Kurut Tanrım.''
''Söylenmeyi kes Pandora verimli arazileri yok ederim.''
''Edin Tanrım.'
''Posedion boğuldu ,Medusa taşa döndü kendine gel Pandora.''
''Deniz kızlarını öldürdüğünüz gibi mi ?''
''Deniz kızlarını öldürdüğüm gibi.''

PANDORAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin