Nasıl Bu Şekilde Sona Erdi?

1.9K 140 5
                                    

8.Bölüm

Çeviren:Inflyt


‘’Dileğin oldu gibi görünüyor, Baekkie,’’ Baekhyun Luhan’ın kullandığı ses tonuyla irkildi; sadece çok küçümseyiciydi.

İkisi sevimli küçük bir kafedeydi ve Baekhyun Luhan’ın söyleyeceği sonraki şeyden hoşlanmayacağına emindi.

''Seni yalnız bırakacağıma söz verdim çünkü çok kabaydım ve sana karşı korkunçtum, değil mi?'' Söyleyiş biçimi daha önceki deneyimlerine göre bunu düşünmediğini daha açık yapmıştı. ''Sehunnie'm için her şeyi yaparım. Yani sanırım bu bir veda, Byun Beakhyun.''

''Hayır,'' Baekhyun'un nefesini kesildi; bunu asla istememişti. ''Lütfen, beni bırakma...''

''Seni bırakmak?'' Büyük model buna kahkaha patlattı. ''Seni bırakmıyorum. Zaten bir şey yoktu. İlişki yoktu. Bunda anlaşmıştık. Bana Sehun'u kazanmamda yardım edecektin ve bu olana kadar sahte ilişki içinde olacaktık. Biliyor musun, neden hala bunu yapmakta hemfikir olduğunu anlamıyorum. Büyük ihtimalle bu konuştuğumuz son sefer olacak, neden bana söylemiyorsun?''

''Çünkü seni seviyorum,'' Baekhyun ağladı. ''Mutlu olmanı istiyorum... ve sadece bir şans...''

''Ha!'' Luhan onun yüzünde tükürdü. ''Çok acınasısın, bunu biliyor muydun?''

Ve sonra sandalyesini masadan geriye itti ve ayağa kalktı. 

''Hoşçakal, Byun Baekhyun.''

Baekhyun sandalyesinden kalkıp diğerinin ardından koşmadan önce Luhan'ın gidişini izledi. Büyük modelin ona korkunç bir şekilde davranmasında hiçbir sorun yoktu, ama Luhan'ın artık hayatında olamayacağı düşüncesi... onu korkutuyordu; kelimenin tam anlamıyla en kötü kabusuydu. 

''Luhan, bekle!'' Diğerine ulaştığı gibi ağladı ve diğerinin kolunu kavradı. ''Lütfen, bunu çözemez miyiz?''

Luhan onun tutuşundan kurtuldu ve doğrudan ona bakmak için döndü.

''Neden, Byun Baekhyun?'' Baekhyun onun ses tonuyla geriledi. ''Beni daha fazla küçük düşürmen için mi? Beni fotoğrafçıyla aldattığını çoktandır biliyorum!''

''Bu hiçbir şey ifade etmiyor!'' Genç model seslice karşı çıktı, sokakta olduklarını unutuyordu ve durup onlara bakan insanları fark etmiyordu.

''Benden uzak dur, Baekhyun!'' Luhan kalbi kırılmış biri gibi davranıyordu. ''Sana ikinci bir şans vermem için beni kazanmaya çalışma! Burada yanlış olan sensin. Beni incittin! Daha iyisini hak ediyorum!''

Baekhyun bu kelimelerle afallamıştı; Luhan mağdur kimseyi oynuyordu, sanki ikisi yer değiştirmişti.

''Beni rahat bırak!'' Luhan etrafında dönüp yürümeye başladı, yaya geçidine yöneldi. 

Baekhyun bunun büyük bir haber olacağını ve kariyerini mahvedeceğini ya da en azından ona hoş olmayan bir itibar sağlayacağını biliyordu ama o anda tüm önemsediği Luhan'dı.

''Luhan, bekle!''

Baekhyun kendi güvenliğiyle ilgili tek bir şey bile düşünmeden onu yolun karşısına doğru takip etti. Bu onun, bir arabanın sesli kornasını duyduğu zamandı. Dünyası kararmadan önce Baekhyun'un gördüğü son şey Luhan'ın ürkütücü gülümsemesiydi.

--------

Baekhyun üşüdüğünü hissetti, çok üşüdüğünü...

Neredeydi ve neden çok soğuktu? Gözlerini açmaya çalıştı ama yapamadı. Ve sonra zar zor nefes alabildiğini hissetti, aynı zamanda harekette edemiyordu. Neler oluyordu?!

Anılar tonlarca tuğla gibi ona çarptı. Luhan, ayrılma, araba... bir araba ona vurmuştu... Baekhyun sağ tarafında keskin bir acı hissettiğinde nefesi kesildi.

Bedenine aniden uyuşukluk yayıldı ve tekrar uykuya daldı.

Baekhyun kalp monitörünün rahatsız edici sesiyle uyandı, damar içi devamlı damlıyordu(saçma oldu ama IV’nin tıbbi terimi damar içi.) ve birinin sessiz tutmaya çalışırken hıçkırık gibi duyulan şey neydi. Açmak için gözlerini zorladı, sandalyenin üzerindeki iki büklüm olan figürü görmek için sağa döndü. Bu kişi kimdi ve neden ağlıyordu? Belirsizce tanıdık gibi görünüyordu ve Baekhyun bir şeyin ona karşı dırdır ettiğini hissetti, onun için bu insanın oldukça önemli olduğunu söyleyen bir şeyin.

‘’…Chanyeol-ssi,’’ Sesi kuru, tırmalayıcı ve hiç sevmediği gibi duyulduğunda irkildi. ‘’Neden buradasın?’’

Fotoğrafçı hemen yukarı bakı ve geniş bir sırıtış yüzünde belirdi; oldukça göz kamaştırıcıydı. Gözyaşlarının izleri az önce ağladığını gösteriyordu.

‘’Baekhyun-ssi, uyanıksın!’’ Bağırdı. ‘’Çok mutluyum!’’

Ve gerçekten mutlu görünüyordu. 

‘’Anlamıyorum… ‘’ Baekhyun mırıldandı. ‘’Ama neden?’’

‘’Çünkü seni seviyorum.’’ Kendine güvenerek belirtti, gülümsemesi hiç durmuyordu. ‘’Ve senin için endişeleniyorum! Sehun bana araba kazası geçirdiğini söylediğinde ne kadar endişelendim biliyor musun? Neredeyse anında buraya koştum… şimdi iyi olduğun için mutluyum!’’

‘’…Teşekkür ederim, Chanyeol-ssi,’’ Baekhyun fısıldadı ama bu hissettiklerini iletmedi bile.

Açıkçası en son birisi tarafından ne zaman önemsendiğini hatırlamıyordu ya da onun için endişelenildiğini. Baekhyun Chanyeol’un sözlerinden etkilenmişti ki gözleri yaşarmaya başladı.

‘’Neden bana teşekkür ediyorsun?’’ Chanyeol’un yüzü şimdi çok karışıktı. ‘’Neden ağlıyorsun? Yanlış bir şey mi söyledim? Özür dilerim…’’

‘’Hayır, yanlış bir şey söylemedin.’’ Model yavaşça ve acı içinde kendini oturur pozisyona getirdiğinde konuştu. Chanyeol uzanıp yastığını kaldırdı ve Baekhyun teşekkür için ona gülümsedi. ‘’Ve özür dileyen ben olmalıyım. O gece için verdiğim tepkiden dolayı özür dilerim. Sana davranış şeklim yüzünden özür dilerim ve hislerine karşılık veremediğim için özür dilerim… şu an çok şaşkınım...’’

Baekhyun hafifçe utanarak uzağa baktı.

‘’Bunun için endişelenme, Baekhyun-ssi,’’ Chanyeol’un sesi nazikti. ‘’Anlıyorum. Ve eğer ihtiyacın olan zamansa beklemek için razıyım.’’

Fotoğrafçının yüzündeki dişlerini gösteren sırıtışı görmek için döndü.

‘’Teşekkür ederim, Chanyeol-ssi…’’ Baekhyun gözündeki yaşı silerken tekrarladı. ‘’Gerçekten minnettarım.’’

-------

Üç hafta. Bu onun ayrılmasına izin verilmeden önce hastanede kaldığı süreydi. Doktorlar, tamamen iyileştiğine emin olana kadar onun gitmesine izin vermemişti. Yalnız yaşadığını ve ona bakacak kimsenin olmadığını duyduklarında neredeyse onun daha fazla kalmasını sağlayacaklardı. 

‘’Ona bakacağım.’’ Chanyeol’un derin ve tanıdık sesi kulaklarına ulaştı. ‘’Bu sorun olur mu, Baekhyun-ssi?’’

Model diğerinin oldukça ani teklifine yalnızca başını sallayabildi.

‘’O zaman karar verilmiştir.’’ Tanıdık geniş gülümsemesiyle cevapladı.

-------

Ve bu şekilde, Baekhyun kendini Chanyeol’la yaşarken buldu ve bundan hoşlanamadığını söyleyemezdi, hiçbir şekilde. Buna rağmen söylemeliydi ki Chanyeol ona bakmayı iş açısından eksiksiz yapıyordu. Diğeri Baekhyun’un yalnız yapması gereken şeyler dışında tek başına bir şey yapmasına asla izin vermiyordu ve kapının dışında olsa bile bunu durmadan tekrarlıyordu.

Baekhyun bunu rahatsız edici bulmuyordu, bu ilgiden hoşlandığını söyleyebilirdi ve birinin onunla ilgilenmesi ve onu bu şeklide sevmesinden bu yana uzun zaman olmuştu ki bu onun oldukça suçlu hissetmesine neden oluyordu. Chanyeol’dan çıkar sağlıyormuş gibi hissediyordu, diğerinin konukseverliğinden faydalanıyordu ve onun hislerine karşılık bile vermiyordu. Baekhyun, onu kemiren suçluluktan gerçekten hoşlanmıyordu.

Chanyeol kelimenin tam anlamıyla onun bir şey yapmadığına emin oluyordu, işte olduğunda bile her şey çoktan hazırdı. Baekhyun huzursuzdu, yoğun olmaya ve kendine bakmaya alışıktı. Kesinlikle onun için bir şeyler yapacak birine alışkın değildi. Bu sadece… tuhaftı ve onun için farklıydı. 

Bir hafta hiçbir şey yapmayarak devam etti, artık buna katlanamıyordu. Yapabileceği bir şeyler olmalıydı!

Bu yüzden bir gece ikisi için yemek yapmaya karar verdi. Buzdolabına gittiğinde, Chanyeol’un oldukça hazırlıklı olduğunu gördü. Yarasını kötüleştirmeden basit bir şeyler yapmaya karar vererek, Baekhyun biraz sebze çıkardı ve tezgahın üzerine yerleştirdi. Dikkatlice onları yıkadı ve yavaşça kesmeye başladı.

Bir salatalık tahtadan yere düştü. İç çektiğinde bıçağı yere koydu ve onu almak için eğildi. Bu pekte iyi bir fikir değildi. Göğsünün acı içinde çarptığını hissetti ve hiçbir şeyi olduğundan daha kötü yapmadığını umarak geri kalktı. Düşürdüğü parçayı yıkadıktan sonra Baekhyun tekrar bıçağı aldı.

‘’Döndüm, Baekhyun-ssi.’’ Chanyeol’un oldukça ani dönüşüyle şaşıran Baekhyun parmağını kesmeyi becerebildi. Panik ve şokla nefesi kesilirken, bıçağı yere düşürdü.

Chanyeol, nihayet modelin mutfakta olduğunu fark etmeden önce arkasından kapıyı kapattı.

‘’B-Baekhyun-ssi? Sen-?!’’ Diğerinin parmağından damlayan kanı gördüğünde aceleyle ona koştu. Hafifçe dokunarak hemen Baekhyun’un parmağını akan suya soktu.

‘’Neden mutfaktaydın? Ne yapıyordun? Neden beni dinlemedin? ‘’ Baekhyun Chanyeol’un sözleriyle irkildi; fotoğrafçı dönmeden bunu bitirmeyi ummuştu. 

‘’Ah, derin olmaması iyi. Ya öyle olmasaydı? Ya gerçekten kendini yaralasaydın?’’ 

Baekhyun Chanyeol’un sözlerine kırıldı ve kendini savunmaya ihtiyacı olduğunu hissetti.

‘’Özür dilerim ama yıllardır yalnız yaşıyorum bu yüzden kendime bakacak kabiliyetimin olduğunu düşünüyorum.’’ Baekhyun cevapladı, parmağındaki ve göğsündeki acıyı geçici olarak unutmuştu. ‘’Ve kimse sana bana bakmanı söylemedi! Sen olmadan da gayet iyi olabilirim!’’

Model neredeyse anında sözlerinden pişman oldu.

‘’Hayır… özür dilerim, onu kastetmedim…’’

Chanyeol musluğu kapatmadan önce iç çekti.

‘’Bende özür dilerim Baekhyun-ssi,’’ Chanyeol, Baekhyun’un parmağını kendine doğru çekerken fısıldadı ve artık kanamayan kesiği kibarca öptü. 

‘’Sadece endişelendim ve yaranın daha kötüye gitmesini istemiyorum. Kusursuz bir şekilde yetenekli olduğunu biliyorum… sadece sana yardım etmek istiyorum.’’

‘’Teşekkür ederim, Chanyeol-ssi,’’ Baekhyun, Chanyeol’un öpücüğü yüzünden kızardığını hissedebiliyordu.

‘’Sana bandaj alacağım.’’ Fotoğrafçı mutfaktan ayrılmadan önce ona küçük bir gülümseme verdi.

Baekhyun onu arkasından takip etti, yemek yapmakla ilgili tüm düşüncelerini tamamen bıraktı. Chanyeol bir dolabı açtı ve içini didik didik aramaya başlamasına rağmen bandajı bulmak için dikkatini toplaması oldukça zordu. Model sadece duruyor ve onu izliyordu; fotoğrafçının onun için yaptıkları için gerçekten minnettardı. Bunu hak etmek için hiçbir şey yapmadığına emindi, özellikle Chanyeol için. 

‘’İşte!’’ Bir kutu çıkardığında bağırdı ve geri yerleştirmeden önce bir bandaj çıkardı. ‘’Hadi bakalım!’’

Chanyeol ona doğru döndü, usulca elini kavradı ve kesiği tekrar öpmeden önce parmağını sardı.

‘’Şimdi bana daha dikkatli olacağına dair söz ver…’’ Chanyeol fısıldadı, hala elini tutuyordu.

Ve Baekhyun onun sadece kesik hakkında konuşmadığını biliyordu, kastettiği daha sonrası ve sonsuzluktu.

‘’Söz veriyorum…’’

-------

Baekhyun, yaraları tamamen iyileşene kadar en azından bir ay boyunca Chanyeol’la kalması gerektiğini söylemişti. Zihninde takvim tuttu ve geçen günleri çizdi, yalnız yaşamaya geri döneceği için neredeyse istekliydi. Fotoğrafçının etrafında olmak istememesinden değildi, daha çok suçluluk yüzündendi ve diğerini kullanmak istemiyordu ki bunu yaptığını hissediyordu. 

Ay sonunda bittiğinde neredeyse hemen apartmandan koşmadan önce fotoğrafçıya minnettarlığını ifade eden hızlı bir not bıraktı. 

Baekhyun pişmanlığın gözyaşlarını tutmaya çalışırken koşuyor ve göğsünde köpüren o yabancı hissi görmezden gelmeye çalışıyordu.

Model For MeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin