Öğretmenim

3

Amir evine ilerlerken oldukça sinirliydi. Odasına girdi. Hisse senetlerini toplayıp yaprağın annesi ile bir konuşma yaptı.
"Kızınızı bana vermelisiniz yoksa tüm servetinizi alırım çökme durumunda olduğunuzu unutmayın beril hanım"
"Bize bunu yapamazsın"
"O zaman şimdi yapmalıyım ha "
"Hayır kızımla konuşurum yeter ki evimi servetimi benden almayın"
Telefonu kapatıp yatağa uzandım.
"Elbette benim olacaksın yaprak solmaz elbette ki benim olacaksın"
Arkadaşının mesajı ile silahını alıp çıktı operasyon vardı. Operasyon bitse de bu kızı yanımda istiyordum bu yüzden resmen delircektim.
Delirmekden kendime gelemediğim sayılı anlardan biriydi benim gibi birine nasıl hayır derdi ki kararımı değişdirip şirkete gittim. Annesi ile konuşdum ikna oldukdan sonra evini ve geri kalan herşeyini bana devretti. Yoksa eşini bulduğumda onuda hapise atıcağımı söyledim. İki polisde o kadını tuttucak ve biryere gitmesini engelleyecekdi. Gülümsedim evinin kapısını açıp içeri girdim. Peri kızımın odasına gittim. Üstünde hayla geceye ait elbisesiyle duruyordu. Onu kollarıma alıp sıkıca sarıldım.
"Çok yakında güzelim babanı yakaladığımız an sonsuza dek benimsin"

Sabah yatağımda gerinerek uyandım tam elimi çekcekken çığlık attım.
"uyan ne işin var burda uyan."
"hıım.""
"uyann diyorum manyak herif uyan."
"ne bağırıyorsun kızım ne var."
"ne işin var benim yatağımda?"
"uyuyordum sen?"
"manyakmısın sen be ne işin var benim yatağımda git odamdan."
"yok vallaha çok rahat burası."
"sen tam bir ukalasın."
"bak güzelim eviniz benim evim artık yani bu odada benim eşyalarıyla istediğim odada yatarım sana demişdim görüşcez diye değil mi? Şimdi izninle uyuycam."
"sen ukalanın tekisin allahın cezası neden yapdın bunu. Neden annem nasıl olurda bunu bana söylemez?"
"söylemez çünkü dün akşam yapdım size ait olan herşey benim tüm paranızı aldım sen bana hayır dediğin anda bunu yapdım."
"manyakmısın be sen daha bir gün olmuş tanışalı evlenme teklifi ediyorsun napayım evet mi? Demeliydim hemen?"
"ne yani sonra etsem evet dermiydin."
"yooo."
Kaşlarını çatdı bay ukala hödük ne olucak.
"size iyi ve kolay iş bulmalar her yere adamımı koydum annen işsiz kalıncada aynı şeyleri bana söyleyebilcekmisin bakalım."
Yastığı alıp heryerine vurmaya başladım kaşlarını çatıp yastığı tuttu yere fırlattı. Sinirle soludum
"sen benim öğretmenimsin nasıl öyle şeyler yaparsın böyle sadece canımı yakıyorsun. Senden nefret ediyorum ulaş korkmaz."
Ellerimi tutup bir anda dudağımı öpmesiyle olduğum yerde kaldım. Sert öpüşüyle ağzım açıldı gülümsedi pislik. Geri çekildi ve dudaklarını yaladı. Bundan etkilenmem normal miydi?
"benim olmak zorundasın."
"senin olmak zorunda değilim uyuz."
"emin olma derim."
"deme bence pislik herif senden nefret ediyorum."
Göz kırpdı sinirle kalkdım giysilerimi alıp banyoda giyindim.
"annem nerde?"
"kovdum senin de son saatlerin yada başlangıç saatlerin."
"bak lütfen evlenemem aramızda yıllar var sen benim öğretmenimsin."
"5 yaş fark var öğretmenin olabilirim umrumda da değil gerekirse bırakırım yeterki benim ol gerçi bunları demesemde benim olmak zorunda kalıcaksin."
"asla öyle birşey olmayacak."
"üstündeki giysiler bile benim."
"bana bak giysilerime dokunma."
"vallaha güzelim ne yaparsın bilmemde benim olcaksın bu arada annene yardım et istersen kadın delirmiş gibiydi kovduğumda."
"Sen ne saçmalıyorsun."
"ara ve öğren."
Annemin üstüne basdım.
"kızım evlen o adamla yapma bize nolur bak lütfen ben ben fakir kalamam."
"saçmalama evlenmem asla."
"17 yaşındasın istesem anne izniyle evlendiririm sizi."
"senin gözünü para bürümüş."
"Beni dinlemek zorundasın."
"değilim iki haftaya ayrılıyorum 18 yaşına girmeme az kaldı unutma anne!"
kapanan telefonla hıçkırıklara boğuldum kollarımdan sarsılmayla yaşlı gözlerle ona bakdım.
''Lütfen bana bunu yapma lütfen."
"bunu sen seçdin meleğim."
"lütfen yapma."
O arada mutsuz kalbimin ve canımın yanmasıyla uykuya daldım.

Ulaştan
  sırıttım evi eşyaları almak kolay olmuşdu annesine birkaç milyon vermişdim şuan evlilik işlemlerini yapıyordu. Birkaç güne benim olcakdı sonsuza kadar hemde. Normalde kızları kullanıp atardım ancak o farklıydı. Özeldi ve yalnızca benimdi. Sırıttım kucağıma iyice sokulmuşdu uyurken ayrı güzeldi telefonu elime alıp resimlerini çekdim. Onu özledikçe bakardım. Zaten gidecek hiçbir yeri yokdu dostuda yokdu.İşime gelmişdi yüzünü okşayıp dudakalarına öpücük kondurdum. Ayrılmak istemesemde açtır diye aşağıya indim dolapda bulduğum su böreğini mikrodakgada ısıtmaya koydum. Portakkaları sıkdım. Domates salam ne varsa hazırladım tepsiye yerleşdirdim. Odasına varıp uyanması için yüzüne öpücükler koydum bana bakıp sinirle yerinden kalkdı.
"ye şunları acıkmışsındır."
"yemiycem."
"ye."
Somurtup yemeye başladı böreği yemeyi bitirdiğinde sırıtıı.
"böreğe bayılırım."
"biliyorum."
"nerden."
"söyledin ya."
Oflayıp yemeğine geri döndü gördüğüm çattalla ona bakdım. Salam vardı. Sırıtıp yedim sonra kızarınca hınzırca sırıttım.
"güzelim evlenincede beni böyle beslesen çok güzel olur."
Öksürünce portakal suyunu uzattım.
"öyle birşey asla olmayacak."
"emin olma güzelim."
Sırıttım görüşecez yaprak korkmaz olcaksın sonsuza kadar benim olucaksın. Bana bakıp omzuma vurdu. Gülümsedim yanıma sokulmasını çok isterdim ama olmadı.