1

25.5K 406 40
                                    

Genç adam odaya girdiğinde bütün polisler susdu.
"Amirim yeni bir görev geldi"
"Ne görevi kimi takip ediceksiniz"
İş akışından kurtulmak için en iyi yolda bu gibi sivil görevlerdi bu yüzden çok fazla insan burada bekliyordu. Panodaki resme döndüğümde kalbim çarpdı gördüğü kızın sureti ile yüzü şekilden şekle girdi kalbi sanki hayatı boyunca hiç atmamış gibi atmaya başladığında kendini toparlaması gerektiğini düşünüp silkelendi. Derin bir nefes çekti içine ardından polis memuruna geri döndü.
"Bu kızı mı takip edeceğiz"
"Evet efendim öğretmeni olarak  birimiz  bu kızı takip edecek katil ünlü para babası mafya solmazın kızı öldüğünü bilip bilmediğini bilmiyoruz ama eğer bilecek birisi varsa da kızıdır diye tahmin ediyoruz bu yüzden ekip ayarlıyoruz bu özel konu için"
"Kim gidicek peki "
Arda çapkınca gülünce anında nefretle ona bakdım. O kızın böyle iğrenç bir polis memuru ile birlikte olması şöyle dursun yakınında olması bile iç çekmesine neden oldu onu o kızın yanında istemiyordu içindeki sahiplenici his uçup gitsin diye dua etti. Sonuçta o sadece bir görevdi.
"Bu göreve ben çıkıcam yaprak solmazın öğretmeni olup ona yaklaşıcam ve bilgi almaya çalışıcam bakalım olucak mı?"
"Ama efendim nasıl olur o kadar işiniz var hem siz koskoca emniyet amirsiniz bu iş yeni yetmelere verilecek iş tanınırsanız görev iptal olabilir çok riskli"
"Olur arda olur kız emanetimdir. Yeni yetmelere verilmeyecek kadar değerli bir iş adam kaç yıldır aranıyor haberin varmı senin belki sen 6 7 yaşında iken başlamış olaylar. Bu kız bana aşık olacak öyle bir aşık olacak ki babasının yerini ötücek"
Adamlar boş gözlerle ona bakarken arkadaki tarık gülümsedi. 10 yıllık arkadaşının bu tepkileri ile başta şaşırtıcı bulsa da ardından gözlerindeki parıltı ile herşeyi anlamıştı 10 yıllık dostu düşmanın kızına tutulmuştu bile..

Yine okula geç kalmışdım of ya hep okula geç kalmakdan bıkmışdım,ama haklı bir bahanem vardı. Annem çalışıyordu napayım ama. İlk gün geç kalmak felaket olsa gerekdi ancak ben 4 yıldır bu okula geç kaldığım için artık alışmışdım. Hemen sınıfa son sürat koşdum en azından hocamız yokdu canın yanına oturdum nasıl olsa yerimizi her sene hoca değiştiriyordu bana yandan pis pis sırıtınca fikrimi değişdirdim deryanın yeri şu an daha cezbedici gelmeye başlamışdı hemen onun yanına geçdim. O arada sınıfın kapısı açılınca bende dahil herkes yeni gelen öğretmene bakdı. Yemyeşil çok güzel gözleri ve simsiyah saçları vardı 180 üstu boyu ve kaslı vücudu ile gerçekden çok yakışıklı göründüğü su götürmez bir gerçekdi açıkcası. Kızların hocayı yiyip bitirmesine göz devirdim sanki hiç yakışıklı erkek görmemiş gibi davranmaları beni deli etmeye yetiyor artıyordu bile bu neydi yahu.  Adamın içi güzel olmalıydı birkere ayrıca kim bilir kaç yaşındaydı onların aptal hayallerini takmayı bırakmaya karar verip önüne döndü. Öğretmenimiz bize bakıyordu en son gözleri sıramızda takılı kaldı sonra sırıtmaya başladı. Saçımı gösterdi bende saçıma bakdım off ya kiraz yaprağı düşmüş hemen çekdim ve kızardım. Öğretmenler masasına geçip oturdu.
"evet çocuklar tanıtın kendinizi."
"ben ceyda sözeri alanyalıyım."
"ben sude ateş sivaslıyım."
."ben evsa dilan izmirliyim zaten belli oluyordur hocam değil mi"
Hocaya göz kırpınca şok içinde kaldım cidden edepsizdi. Sıra yavaş yavaş bana gelirken yutkundum ferhat da söyleyince sıra normal olarak bana gelicekti ofladım.
Sıra en son bana gelince ayağa kalkdım.
"ben yaprak solmaz rizeliyim"
Yerime oturdum hayla sırıtıyor ve bana bakıyordu.
"evet çocuklar bende ulaş korkmaz kimya öğretmeninizim bunun yanında da sınıf öğretmeniliği yapıyorum"
Sinirle ona bakdım pislik uyuz ukala kendini beğenmiş.Normalde bu kadar kimseden nefret etmem ama bu tam bir pislik ya .Dersden beri bana bakıyordu ve bu beni oldukça sinir ediyordu özellikle de arada gizlice gözünü kırpması ben öğrenciyim öğrenci.
"hocam kaç yaşındasınız evlimisiniz sevgiliniz varmı hangi universiteden mezunsunuz nerelisiniz ailenizle mi yaşıyorsunuz."
"sakin olun çocuklar. Cevap vericem nefes alarak sorun lütfen"
"evet hocam cevaplarınız neler"
"24 yaşındayım sevgilim yok. Evli de değilim izmirliyim 9 eylül mezunuyum. Ailem öldü evimde bekar hayatı yaşıyorum"
"hocam peki hobileriniz neler"
"Basketbol oynamak. Sporla ilgili şeyler ve güzel gözlü kızlar"
"basketbolmuş ben senden iyi oynarım birkere. Birde güzel göz derken bana mı bakmışdı o öyle ukala ne olucak"
Gayet iyi oynardım bu oyunu okul takımındaydım ama son sınıf olduğum için bırakmışdım.
"Hocam yaprakda çok güzel basketbol oynar bir ara kapışın sınıfta yaprağı kimse yenemedi."
"Öğle arasında gelsin yeneyim."
"İddea güzeldir ama sahada canınızı alırım hocam."
"Görücez yaprak hanım."
Ders biter bitmez kantine gitdim hemen sucuklu tostumu ve çayımı yemeye başladım. Spor salonuna inip basketbol topunu elime aldım. Sırıttım beni geçmek öyle kolay olmayacakdı boyu uzun olabilirdi ama herşey boyla olmuyor.
Topu alıp bir kaç üçlük attım. Arkadan gelen alkış sesiyle arkamı döndüm.
"Güzel oynuyorsun."
"teşekkür ederim."
Bir üçlük daha atıp çıkacakken kolumdan çekilip arkama döndürüldüm kaşlarımı çattım.
"Ne istiyorsunuz?"
"Bence iddeaya girmeliyiz."
"Tabi olur nasılsa ben kazanıcam."
"Ben kazanırsam kimya yazılısının sorularının cevabını isterim dönem boyu!"
"Peki ben kazanırsam benle okul balosuna gelceksin. Ve seni orda öpcem."
"Kabul kaybetmeye hazır ol ama kimseye iddeayı sölemeyelim. "
"Bencede dersime geç kalma."
Son anda bana doğru yaklaşmasıyla yutkundum. Sahayla arasında kaldım.
"Ne yapıyorsunuz"
Saçımı topladığında içimde olan titremeyle yutkundum.
"Ulaş hocam kendinize gelin"
"Ben kendimdeyim yaprak"
Yutkundum. Salondan çıkmadan önce saçımı öpdü.
Göz devirdim sınıfa çıkdım sude kızlarla konuşurken bende telefonumda hesabına girdim. Ve o an öldüğümü anladım ve koca bir küfür çekdim.
"İzmir milli basket stadı. Kazanmaya doyamıyoruz."
Allahım yandım ben kesin yandım milli takımda oynamış üniversitede.
Ders işlerken sürekli bana bakmasına mı sinirlenedeyim bilmeden iddeayı kabul ettiğime mi bilemedim off off.
Ders bitince direk hocamızın yanında bitdim.
"Bunu söylememişdiniz iddea iptal."
"Neyi söylemişim."
Birde sırıtıyor.
"Milli basketbol takımında oynamışsınız."
Kaşlarımı çatdım güldü.
"Söylemek zorunda değildim."
Sinirle yerimde tepindim dağ ayısı nolucak.
Dersler biterken öğlen arasına gelmişdik. Yemekde makarna vardı en sevdiğim sade spagetti. Onu ve salatayı güzelce gömüp hemen dolabımdan eşofmanımı aldım.
Hemen üstümü giyinip salona gitdim tüm sınıf burdaydı. Ulaş hoca bol eşofman ve dar tshort giymişdi bitmişdim bu kesindi.
"Güzel ve adil bir maç olsun."
"yaa acayip adil."
Kaşlarımı çatdım.
"Evet öyle hadi bakalım top sende olsun."
"Çok sağol ya."
Sırıttı pislik.
Topu alıp sürmeden potaya attım yes be sayı dil çıkarıp topu aldım. Koşarak potaya atçakken topu tutup sayı yapdı .
Bana göz kırpıyor birde.
Maç böyle devam ederken ofladım benden baya öndeydi bende ozaman kızlığımı kullanırdım tam ona saldırcakken kötü düşmüş numarası yapdım.
"Ahhhh."
Oha bunu benmi çıkardım arkasını döndü topla yanıma geldi bende canım acıyor numarası yapmaya devam etdim.
"İyimisin güzelim."
"Ayağım çok acıyor ahh koptu galiba." Bir gözüm hâlâ toptaydı.
Ver bakayım.
Ve hemen ayağa kalkıp topu potaya sokdum.
Sırıttım.
"Yanlış davranış."
"Yanlıs değil savaşda herşey mübahdır" o arada çalan zille yerimden zıpladım.
Kahretsin topu atsam tekrar kazanıyordum.
"Kaybettin solmaz."
Sinirle tepindim
"Banane ya haksızlık sen milli takımdasın olmaz banane."
"Mızıkçılık yapmakdan vazgeç baloda görüşürüz. Öpücüğü de unutmadım haberin olsun."
Sinirden resmen saçlarımı yolcakdım off salak gibi iddeaya girmişdim maldım ben ya katıksız maldım ama en büyük sorun bu değildi ben bu adama kimseyi öpmediğimi nasıl söyliyecekdim?

 ÖğretmenimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin